⁰⁵

1.2K 121 50
                                    

✿

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



İtalya'nın göbeğinde bulunan yirmi katlı binanın en üst katının penceresinden, koltuğa oturmuş ve elimdeki sıcak çikolatayı yudumluyordum. Göz alıcı şehir beyaz karı üzerine örtmüş, daha bir güzel gözükmüştü gözüme. Şehir curcunası her zamankinden daha fazlaydı, sokaklar karla kaplandığı için görevliler açmaya çalışıyordu.

Buraya geldiğimden beri sıkışık trafik çokça görmüştüm ama bu farklıydı, araba kornaları, insanların görevlilere yolu daha hızlı açması için bağırışları hakimdi koca şehirde.

Hava kararmaya yüz tutmuştu, az da olsa yine kar yağıyordu. Penceremin kenarlarından süzülen kar taneleri bir süre sonra göz önünden kayboluyordu.

Sıcak çikolatanın dumanları hala bardağın üzerinde hakimiyet sağlıyorlardı, ayrıca kokusu odayı sarmıştı. Tekli koltukta yerde olan bacaklarımı koltuğa çıkarmış ve bacaklarıma sarılıp, yüzümü dizlerime dayamıştım.

Geleli neredeyse iki aydan fazla olmuştu. Bu benim için oldukça zor bir dönem olarak kazınmıştı aklımın bir kenarına. Unutamamıştım hâlâ. Yaşananları unutmak hayli ile zordu. Gözler önünde olan ve her yerde karşıma çıkan birisini nasıl unutabilirdim ki. Kore'de olmasına rağmen ünlü birisi olduğu için her zaman haberleri çıkıyordu, bu çok normaldi. Aynı şey onun için de geçerli miydi acaba? Unutabilmiş miydi?

Sıcak çikolatamdan bir yudum almış ve önümdeki sehpaya tekrardan bırakmıştım. Hızlanmaya başlayan yoğun kar yine yolları kapayacağa benziyordu. İçerde olduğum için şanslı olmalıydım. Arabaların yolu açılsa bile, trafik geçtiğimiz saatlerde tekrar tıkanacaktı.

Evin içinde dış kapının açılma ve ardından kapanma sesini işitmiştim. Sonrasından bulunduğum odanın kapı girişine bakmıştı. Jennie boynundaki atkısını çıkartmış ve derin bir nefes vererek bana dönmüştü.

"Gelene kadar canım çıktı. Trafik tıkandı, bir an gelemeyeceğimi zannettim." alayla söylediği şey ile tebessüm ederek tekrar önüme dönmüştüm. Jennie, babamın bahsettiği arkadaşının kızıydı. Buraya geldiğimde ilk onunla tanışmıştım, hatta havaalanından o beni almıştı. İyi anlaşıyorduk, tatlı bir kişiliği vardı. Modacı olduğu için babası sayesinde burada bir mağaza açmış ve orasını işletiyordu. Babası ise Kore'de ve burada şirket sahibiydi.

Jennie bardağına kahve doldurarak karşımdaki tekli koltuğa yerleşmiş ve dışarısını izlemeye başlamıştı. "Günün nasıl geçti?" ona yönelttiğim soruyla bana bakmış ve sonrasında kahvesinden yudum almıştı.

"Güzeldi ve her zamanki gibi yoğundu. Senin?"

"Güzeldi." diyerek gülümsemiş ve sıcak çikolatamın olduğu sehpadan telefonumu almıştım. Jennie de kendi tabletinden her gün yaptığı gibi haberleri okuyor olmalıydı.

La La Lost You | liskookWhere stories live. Discover now