¹³

1.1K 111 58
                                    

✿

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Valizimin son fermuarını da çektiğimde dik bir hâle getirerek yatağımın kenarına koymuş ve yerde duran sırt çantamı yatağın üzerine bırakarak pasaportum orada mı diye kontrol etmiştim. Yakın zamanda Céline'nin şovu olduğunu öğrenmiştim, podyumda olmam için bir teklifte bulunduklarında babam bunun güzel bir gelişme olduğunu söylemiş ve benim de fikirlerimi göz önünde bulundurarak teklifi onaylamıştı. Ben de iki gün sonra yapılacak olan kırmızı halı ve sonrasındaki podyum için Fransa'ya gitmeye hazırlanıyordum.

Bir haftalık bir seyehat olacaktı fakat Jungkook bunu gözünde çok büyültmüştü. Alt tarafı bir hafta burada olmayacaktım. Babama olumsuz bir yanıt söylemem için elinden geleni yapmıştı fakat başarısız olmuştu.

Gri şişme montumu üzerime geçirmiş ve sarı saçlarımı dışarı çıkarttıktan sonra şapkamı da başıma geçirmiştim.

"Tatlım hazır mısın?" annem içeri gülümseyerek girdiğinde, ona gülmüş ve kafamı olumlu anlamda sallayarak onu onaylamıştım.

"Hazırım anne. Yuna ve Haruto yoklar değil mi?"

"Biraz önce okula gittiler."

"Herneyse vedalaşmıştım zaten." diyerek omuzlarımı silkmiş ve elimde duran sırt çantamı tek omzuma asmış ve valizimi kapıya doğru ilerletmiştim.

"İndiğinde bize haber vermeyi unutma."

"Tamam. Görüşürüz." diyerek anneme sarılmış ve ardından yanaklarından öperek geri çekilmiştim. Birlikte aşağı indiğimizde, valizimi alması ve bagaja yerleştirmesi için şoförümü çağıracağım sırada dışarıdaki korna sesi ile annemle birbirimize bakmıştık.

Ben botlarımın bağcığını bağlarken, annem gelen hizmetçiden önce kapıyı açmış ve büyük ihtimalle gelen korna sesinin sahibine bakmıştı. "Bebeğim Jungkook gelmiş." annemin bana dönmesi ile ona anlamayarak baktığımda kapıya dönmüş ve dışarıya bakmıştım.

Jungkook siyah arabasından indiğinde saçlarını düzelterek eve doğru ilerlemeye başlamıştı. Ben ise hâlâ neden burada olduğunu sorguluyordum. "Bayan Kim nasılsınız efendim?" anneme gülümseyerek selam vermiş ve kapının karşısında dikilmişti.

"İyiyim Jungkook. Sen nasılsın?" annem de ona aynı gülümseme ile cevap verdiğinde, Jungkook bir süre bana bakmış ve tekrardan anneme dönmüştü. Şu an aklından neler geçiyordu bilmiyorum. Onunla dün akşam vedalaşmıştım zaten, bana bugün için müzik videosunun çekimlerinin başlayacağını söylemişti. Neden buradaydı?

"İyiyim efendim. Lisa'yı almaya geldim, uçağı kaçıracağız." gözlerimi açarak ona baktığımda, büyük ihtimalle annem de anlamayarak bana dönmüştü.

"Hayatım acele etsek iyi olur." bu sefer de gözlerini birkaç saniye kol saatinde tutmuş ve bana bakmıştı.

"Hayatım" diyerek dişlerimi sıktığımda, annemin karşısında onunla tartışmaya girmek istemiyordum. "Senin işlerin yok muydu?" annem bizi kapıya dayanmış bir şekilde izlerken Jungkook'a patlamamak için zor tutuyordum kendimi. Her defasında böyle yapmasından gerçekten bıkmış ve sıkılmıştım.

La La Lost You | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin