HS Bölüm 12

28 4 54
                                    

(Günümüz)

Eftalya

Aklıma yavaş yavaş gelen hatıralar beni șașırtıyordu. Benden gerçek ailem saklanmış. Bir ikizim olduğu saklanmıș...

Yaşadığım șokun ağırlığı ile olduğum yere çökmüş, kendime gelmeye çalışırken, kapının çalması ile aklımdaki düşünceleri sessize aldım ve kapıya baktım.

"Merhaba, kardeşim..."

Donakaldım... Karşımdaydı. İkizim, Erva Mahur Ülgen. Yıllar sonra ilk defa karşılaşmıştık.

"Şükür kavuşturana mı demeliyim? Gerçi hâlâ hafızam tamamen yerine gelmiş değil ama..."

İçten bir gülümseme ile baktı bana, sanırım durumumu da biliyordu. Onu içeri buyur ettim.

"Sorun değil, yaşananlardan haberim var. Biliyorum ani oldu ama bu anı çok bekledim. Eftalya, tam olarak neleri hatırlıyorsun?"

"Bir zamanlar Engin'i delicesine sevdiğimi hatırlıyorum, bir de... Hayatımın koca bir yalan olduğunu... Seni öğrendiğimi."

Yüzünde acı bir ifade belirdi bu sefer. Sanırım ne hissettiğimi az çok anlıyordu.

"Çok ağır geldi değil mi? Bir anda bütün dünyan başına yıkıldı... Öfkelendin, ağladın... Çalınan çocukluğumuza üzüldün... Biliyorum çünkü ben de her şeyi öğrendiğimde aynı duyguları yaşadım."

"Sitem etmek istemiyorum ama neden geciktin?"

"İnan bana gelmeyi çok istedim, ancak öncesinde yüzleşmem gereken çok fazla şey vardı."

"Konuşacak çok şeyimiz var desene, Erva. Bizden ne kadar da çok şey çaldılar..."

"Bizi daha bebekken ayırdılar, Eftalya."

"Gençliğimizi, birlikte paylaşacağımız güzel anılarımızı çaldılar."

Kısa bir sessizliğin ardından, konu değiştirdik ve birbirimizden ayrı geçen yıllarda yaşananları konuşmaya başladık. Öğrendim ki kardeşim de benim kadar bahtsızmıș. Başından bir aşk hikayesi geçmiş lakin pek mutlu bitmemiş. Pek konuşmak istemedi bu tatsız konuyu. Belli ki hatırlaması bile ona yeterince acı veriyordu. Belki bir gün anlatırdı.

Erva konuyu değiştirip, çantasından orta boy bir zarf çıkardı. İçinden bir sürü solmuş fotoğraf çıkardı. Yanıma oturdu ve birlikte fotoğraflara bakmaya başladık. İlk fotoğraf, annemizin hamileliğinde çekilmiş güzel bir fotoğraftı. Üzeri beyaz çiçek desenleri ile süslü yeşil elbisesi ile nasıl da güzel görünüyordu. İkinci fotoğraf ise bizi kucağına aldığı güne aitti. Belki de ilk ve son kez doya doya öpüp koklamıştı yavrularını. Bilemedi... Diğer fotoğraflarda babamız ve annemizin aşk dolu pozları vardı. Birbirlerini ne kadar da çok sevdikleri bakışlarından belliydi.

"Bir daha bizi birbirimizden ayırmazlar, değil mi Erva?"

Bana sıkıca sarıldı, sanki ikiz değilmişiz de o benim ablammış gibi şefkatle saçlarımı okşadı.

"Bu sefer bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmeyecek."

Yılların acısını çıkarırcasına konuştuk uzun uzun. Gitmeden önce adresini de bıraktı. Yine görüşmek ve arayı açmamak üzere sözleştik. Erva gittikten sonra, üzerimden koca bir yük kalkmış kadar rahatlamıştım artık. Geç de olsa kardeşimi bulmuştum, geriye bir tek sevdiğim adama kavuşmak kalmıştı.

Bomboş evde oturup bir süre kafamı toplamaya çalıştım. Çoktan başıma ağrılar girmeye başlamıştı bile. Biraz uzanıp dinlenmeye karar verdim. Uyuyakalmışım, yaşlı gözlerle uyandığımda vakit akşam olmuştu.

Hatırla Sevgili(Yıllanmış Aşklar Serisi-1)||Bazı Bölümleri Düzenlemeye Alındı Where stories live. Discover now