| 5 |

10.9K 873 369
                                    

Elimdeki sandviçin yarısına kadar yeyince doyduğumu hissedip tepsiye bıraktım. İki elimle meyve suyu bardağını tutup dudaklarıma götürdüm ve yavaşça içtim.

"Erteleyin, her şeyi benim söylemem mi gerekiyor!"

Sert sesini duyunca bardağı dudağımdan hafifçe ayırıp ona baktım. Siyah kaşlarını çatmış telefonu ceketinin iç cebine koymaya çalışıyordu ama sinirli olduğu için bir türlü koyamıyordu. Bardağı sehpaya koydum ve tekrar ona döndüm.

Bu sefer koymuştu çünkü elinde yoktu. Büyük adımlarla yanıma gelip tekli koltuğa oturdu. Her zaman yaptığı gibi baş parmağıyla adem elmasının olduğu yeri kaşıdı.

Bende baş parmağımla adem elmamın olduğu yeri kaşıdım, çaktırmadan. Gıdıklanınca kendimi tutamayıp kıkırdadım, hemen avucumu dudağıma bastırıp kafamı öbür tarafa çevirdim.

Utançtan kulaklarım yanmaya başlamıştı bile. "Biz 20 dakika önce ne konuşmuştuk, ufaklık?" deyince elimi ağzımdan çekip mahcup bakışlarımı siyah gözlerine diktim.

"Özür dilerim.."

"Özür dileme.." deyip yüzünü sıvazladı ve ayağını diğer bacağına attı.

O da bakışlarını televizyona çevirdi ve ekrandaki farklı çizgi film kanalını açtığımızı izledi.

"Bu ne?"deyip anlamayan bakışlarını bana çevirdi. Bende ekrana çevirdim bakışlarımı.

"Çizgi dizi.."

"Çizgi film kanalında animasyon olmuyor mu sadece?" deyince hafifçe gülümsedim.

"Hayır.."

"Ben çocukken daha güzeldi çizgi filmler.. Bunlar pek benlik değil." deyince başımı hafifçe yana eğip ona baktım.

"Onları izleyebilir miyiz?" dedim çocuk gibi bir ses tonuyla.

Simsiyah gözlerinde değişik bir ifadeyle bana baktı. Bakışları çok derindi. Belkide birçok şey anlatıyordu. Hafifçe başını salladı.

"İzleyebiliriz."

medyada küçük bir bebek var aww

Relicta -GAY (Askıda) Where stories live. Discover now