| 6 |

10.4K 772 226
                                    

Medyadaki şarkıyla dinleyin <3

Titreyerek gözlerimi açtım ve etrafıma baktım. Kafamı sağa çevirince bir sürü sıra sıra ağaç gördüm ve irkilip önüme döndüm. Bir arabadaydım. Etraf karanlık ve ürkütücüydü.

Hemen bakışlarımı şoför koltuğuna çevirdim, kimsenin olmadığını görünce çığlık atıp bacaklarımı kendime çekerek hafifçe ayağa kalktım.

"Ne oluyor!" diye acıyla bağırıp etrafıma bakmaya devam ettim. Bakışlarımı tekrar şoför koltuğuna çevirdim. Kimse yoktu ama araba ilerliyordu! Tekrar bir çığlık atıp yan tarafımdaki kapının kolunu tutup çektim ve açtım.

Tereddüt etmeden kendimi arabadan ormanlık yola attım, yerde yuvarlanarak ağaçların arasına girince bir süre sonra durdum. Ellerimi yüzümden çektim ve etrafıma baktım.

Her yer ağaçlarla doluydu, hava kapkaranlıktı. Ellerimi toprak zemine koyup dizlerimi yere sürterek ayağa kalktım. Vücuduma baktığımda hiçbir şey olmadığını gördüm, fiziksel bir acıda hissetmiyordu.

"Neredeyim ben?" dedim kendi kendime. Bir anda önümden bir karartı geçince çığlık atıp koşmaya başladım. Nereye koştuğumu bilmeden koştum. Arkamı dönüp biri var mı diye kontrol ettiğimde siyah bir karartının peşimden geldiğini gördüm.

Tekrar çığlık atıp önüme döndüm, ama birden yüksek bir alanda bulunca kendimi düşmemek için zorla da olsa durdum. Önümde bir uçurum vardı ve aşağısında deniz.

İlerde bir yandan büyüleyici bir yandan çok güzel olan bir yakamoz vardı. Arkamdan tekrar bir kıpırtı gelince korkuyla döndüm.

Etrafımda bir sürü siyah karartı olunca korkuyla çığlık atıp ellerimi saçlarıma geçirdim. Bakışlarım tekrar üzerime kaydı. Üstüm çıplaktı, altımda ise paçaları topuklarıma kadar gelen geniş beyaz kumaş bir pantolon vardı. Ayaklarım çıplaktı. Korkuyla yutkunup başımı tekrar kaldırdım.

Ama... ama hiçbiri yoktu! Ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum, bağırıp sesimi duyurmak istiyordum ama sesim çıkmıyordu.

Önümden tekrar bir karartı geçince irkilip bakışlarımı ormanlık alana çektim. Kimse yoktu ama karartı vardı, çok netti.

"Neler oluyor.." dedim titreyen sesimle. Kafayı yemek üzereydim.

"Relicta.."

Uzaktan gelen sesler vardı, etrafıma bakıyordum ama sesin sahibini bulamıyordum.

"Sende bizdensin.." tekrar aynı ses gelince titreyen bacaklarımı daha fazla tutamadım ve dizlerimin üzerine düşüp ellerimle kulaklarımı kapattım.

"H-hayır.." dedim başımı deli gibi sallarken. "Duymak istemiyorum!" diye bağırdım boş alanda.

"Relicta.."

"Ben buradayım, ufaklık.."

Onun sesini duyunca içim titreyerek sesin geldiği yöne arkaya baktım. Arkamda kalan uçurumdan geliyordu sesi.

"Sen bırakmayacağım.." Ellerimi uçurumun kenarına koydum ve aşağı baktım. Oradaydı! Denizin hırçın dalgalarının vurduğu kayalıklarda oturmuş yakamozu izliyordu.

"Buradayım! Lütfen, buraya gel!" dedim bağırarak. Bakışları yavaşça bana döndü. Çok aşağıdaydı ama gözlerini görüyordum. Gülümsedi ve elini uzattı.

"Ben değil, sen bana geleceksin.." deyince kaşlarımı çatıp korkuyla yüzüne baktım.

"B-ben gelemem.. Çok yüksek." dedim titreyen sesimle. Şefkatle gülümsedi.

"Bana güvenmiyor musun?" deyince tereddüt etmeden cevap verdim. "Güveniyorum." dedim kararlı sesimle ve ellerimi toprak zemine bastırıp ayağa kalktım.

Derin bir nefes alıp yakamoza baktım. Parıldıyordu. Çok güzeldi, büyülüyordu beni.

Bundan cesaret alabilirdim..

Kollarımı açıp kendimi boşluğa, Hazar'a doğru bırakınca gözleri gözlerime, ruhu ruhumaydı..

Relicta Yunanca "terk edilmiş" demek.

Relicta -GAY (Askıda) Where stories live. Discover now