Relicta -GAY (Askıda)

| 10 |

Dirseğimi yasladığım camın kenarında çekip bakışlarımı yan tarafıma çevirdim. Kaşları çatılı bir şekilde akan yola bakıyordu. Benim ona baktığımı hissetmiş gibi dönüp bana çevirdi kara gözlerini.

Hafifçe gülümseyip elini uzattı ve yanağımı sıkıp geri yola döndüm. Elimle acıyan yanağımı ovuşturdum ve gülümsedim.

"Buradan sola döneceksin." dedim elimle işaret ederek. Büyük elini direksiyondan çekip benim elimi avucuna aldı ve öpüp kucağına koydu, hala tutarak.

İçim giderek ona bakıyordum, şuan gözlerimin parladığına emindim. Adam "ha" dese içim gidiyordu belki ama ne bileyim çok hoşuma gidiyordu. Sırf beni sevsin diye yanında bir saniye bile ayrılmak istemiyordum.

"Ev sahibine de uğrarız." deyince içimdeki o kelebekler bir anda gitmişti sanki. Gülümseyen yüzüm solunca bakışlarını yoldan çekip bana baktı.

"Ne oldu?" sesi direkt sertleşmişti. Gülümsemeye çalıştım ama pek başarılı olamamıştım ki anlayıp arabayı kenara çekip durdurdu.

"Bir soru sordum Atlas, cevap ver." deyince bakışlarımı ellerime çevirdim, dudaklarım istemsizce büzülmüştü.

Birden kolumdan tutup çekince irkilip kafamı kaldırdım. Ama beni takmadan kendine çekti ve bir yere çarpmamaya dikkat ederek kucağına oturttu. Şaşkınlıkla ona bakarken ellerini kaldırıp saçımı geriye taradı.

"Bir şey mi oldu?" dedi yumuşak sesiyle. Dudaklarımı büzüp başımı aşağı yukarı salladım. Sertçe yutkunup anında sertleşen bakışlarını tekrar yumuşatmaya çalıştı.

"Ev sahibiyle mi ilgili?" Tekrar başımı salladım. Anlatmak, dile getirmek istemiyordum.

Belimdeki eli sıkılaşınca altımdaki bedeni de kasılmıştı. Belli etmemeye çalışıyordu ama sinirlenmişti. Belimdeki elini sıktı.

"Dokundu mu sana?" fısıltısı kulağıma dolunca utançla gözlerim doldu. Bakışlarımı ondan çekip arka koltuğa çevirdim.

"D-dokunmadı, ben ka-kaçtım. O sokakta beni gördüğünde ev-evden çıkmıştım." dedim titreyen sesimle. Birkaç saniye ses çıkmadı arabadan. Sadece alıp verdiği sert nefeslerin benim ise titrek nefeslerim duyuluyordu.

"Ben isteyerek... b-bilseydim taşınırdım.. yemi-" göz yaşlarım yanaklarımdan akarken titreyen sesimle korkuyla açıklama yapıyordum, ama bir anda ensemden tutup kendine çekti ve dudaklarını göz yaşlarımla ıslanmış dudaklarıma bastırdı.

Şokla gözlerimi açıp ona baktım ama o gözlerini kapatmış alt dudağımı emiyordu. Diliyle dudaklarımın arasına baskı yapınca ellerimi omuzlarına koyup dudaklarımı araladım. Direkt dilini ağzımın içine gönderip dilimle buluşturdu. Onun dilinin ağzımda olması şokunu atlatamadan dışarıdan iğrenç gibi gözüken ama çok.. çok güzel olan hissin şaşkınlığını yaşıyordum.

Üst dudağımı öpüp geri çekildi yavaşça. Kirpikleri titreşerek açıldı ve kapkara gözleri benim mavi gözlerimle buluştu. Tekrar uzanıp dudağıma ufak bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Bana açıklama yapmak zorunda değilsin böyle bir konu için küçüğüm. Ben neyin ne olduğunu iyi biliyorum.." dedi sıcak nefesini dudaklarıma üfleyerek.

İçim rahatlamış bir şekilde yüzüne baktım ve onun ateşli öpücüğüne tezat yanağına masum bir öpücük bıraktım.

"Teşekkür ederim.." dediğimde "neden?" diye sormadı. Çünkü biliyordu, her şey için teşekkür etmiştim.

Çenemi yumuşak bir şekilde öptü ve beni dikkatlice yerime oturttu. Ne zaman durdurduğunu bilmediğim arabayı tekrar çalıştırıp geldiğimiz yöne doğru döndürdü.

"Gitmiyor muyuz?" diye sordum şaşkınca. Başını hafifçe salladı.

"Sen evde bekleyeceksin beni.. ben halledip gelirim." deyince dudağımı büzüp tamam anlamında salladım başımı ve cama döndüm.

Dudaklarımda hala tadı vardı..

Uzun zamandır bir kitabımda yazmıyordum böyle minnoşluklar, diğer kitapları okuyanlar bilir hep pata küte daldırıyorum birbirlerine gdhjsfgsfg

Bu arada beklediğinize değdi bence :Dd