Beyaz Konak
  • Reads 789,369
  • Votes 60,180
  • Parts 110
  • Reads 789,369
  • Votes 60,180
  • Parts 110
Complete, First published Jun 09, 2019
"İntikam yolculuğuna çıkacaksan kendin için de bir mezar kaz."

Parti ışıklarının sönmediği, topuk seslerinin eksik olmadığı ve kahkahaların hiç dinmediği bir cennetti Beyaz Konaklar. Adını sitenin zirvesine yapılmış, bembeyaz, görkemli konaktan alıyordu.

 Herkesin hayalini kurduğu ama her hayalini kuranın ya da parası olanın içine giremediği, İstanbul sosyetesinin görkemli dünyası.. 

Buzdağının görünmeyen kısmında ise bambaşka bir hayat yatıyordu. Yalanlar, yasaklar, entrikalar ve en yakınların bile birbirine ihaneti.. ama bunları kimse görmez, duymaz, duysa da inanmazdı. Çünkü burada entrikalar ışıklar söndükten sonra kapalı kapılar ardında yürür ve Beyaz Konaklar'da olan sadece Beyaz Konaklar'da kalırdı. Taa ki ardlarında bıraktıkları küçük kız çocuğu, intikam için geri dönene kadar...


***
Bu hikaye tamamen hayal ürünü olup, gerçek kişi, kurum ve kuruluşlarla ilgisi bulunmamaktadır.
•
Gelişmeleri @beyazkonaklar instagram hesabından takip edebilirsiniz! 
•
Yayınlanma Tarihi 24.06.2019
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Beyaz Konak to your library and receive updates
or
#133dram
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
45 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
DAMAR YOLUNDAN AŞK by su_kalkavan
14 parts Ongoing
"Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun. Beraber olamayız, benim gibi biliyorsun. Bir başka dünyanın insanısın.." Salonda gözlerimiz kesişti. Onca insan arasında birbirimize kederle bakıştık. Etrafımızda olan insanlara aldırış etmeden, gözlerimiz konuştu. İkimizde bunun farkındaydık. Salonda yankılanan Sezen Aksu'nun şarkısı dudaklarıma geçti. Ben ona, onun bakışları ise dudaklarıma kaydı.. Benim dudaklarımın arasından "haklısın, biraz geç karşılaştık. Oysa hiç konuşmadan anlaştık" bu kelimeler döküldü. Sonra ben sustum, o konuştu.. "Bazı şeyler var ki söylenmiyor, biz seninle sözleri susarak aştık" dudaklarından dökülen bu bestelerden sonra, sandalyesini arkaya yitip, ayağa kalktı. Ben daha ne olduğunu anlamadan yanıma varmıştı.. Bana bir şey demeden elini uzattı. Kendimi sorgulamadan, etraftaki bakışlara bakmadan, gözlerimi gözlerine kenetledim ve elini tutup ayağa kalktım. Yan yana yürürken salonda oturan çiftlerin bazıları ayağa kalktılar ve bizim yapacağımız gibi dans etmeye başladılar. Tam ortada durmak yerine, insanların arasına karıştık. Kollarımı onun boynuna astım, o da ellerini belime.. Yavaş hareketler ile yalpalanıyorduk. İkimizde an dan sıyrılmıştık. Şarkıda "Düşler ve gerçekler ayrı ayrı yaşar" diye bahsetiyordu. Bizde biliyorduk. Aziz ve Aylinin hikayesi yarım kalaçağını, hikayemizi mutlu biteremeyeceğimize ama inanmak istemiyorduk bu acı gerçeğe.. "Sende benim kadar gerçekleri görüyorsun beraber olamayız, benim gibi biliyorsun.." Hayat bazen öyle insafsızdır ki, seni sevdiğinle ile sınandırır. Ne kadar bağlı olsanız bazen ayrı yollardan gitmeniz gerekiyor. Peki bunun tam tersini yapsak, birbirimize tutunsak. Bu hangi felaketin doğuşu olur..? Aylin ve Azizin hikayesi yarım kalmamalı oysa. Tarih: 3.12.2023
You may also like
Slide 1 of 19
GECENİN İZİ cover
GÖNÜL KİRASI  cover
Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1| cover
İSYAN ÇİÇEĞİ cover
Mavi Göğün Portresi cover
Aşkın Tüm Çağları cover
ATEŞTEN KÜLE  cover
Kayıp  cover
Acımasız Ağa(Tamamlandı✓) cover
ENDA • Gerçek Ailem cover
BUZDA ATAN KALPLER | TAMAMLANDI cover
DAMAR YOLUNDAN AŞK cover
BERDEL cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
KARAYEL cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover
KARA MURAT | Mahalle Serisi cover
ACI KAHVE | TAMAMLANDI cover
Wattpad Kitap Önerileri cover

GECENİN İZİ

45 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....