99| Saatli Bomba

3.8K 375 152
                                    

🎶 Yüzyüzeyken Konuşuruz - Onlar da Yansın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎶 Yüzyüzeyken Konuşuruz - Onlar da Yansın

-SON 8 BÖLÜM-

-20 Ekim-

Aniden gözlerini açtı. Hızlıca baş ucundaki telefona uzanarak, ekrandaki ışığın bir anda parlamasıyla gözlerini kısarak saate baktı. 06:37... Saniyeler geçtikten sonra camdan dışarı baktığında fark etmişti güneşin henüz doğmakta olduğunu.. günün en güzel saatiydi.

Kafasını tekrar yastığa koyup yanına döndü. Kartal gitmişti. Son günlerde sabahın kör saatinde çıkıyordu evden. Patron, Haldun, Topluluk... hepsiyle uğraşacağım, hepsini idare edeceğim diye neredeyse uyumuyordu bile.

Derin bir nefes alıp verdikten sonra boncuk boncuk terlerinden ıslanmış saç diplerini eliyle geriye doğru taradı. Öyle kötü kabuslar görmüştü ki, kalp atışı hala normal ritmini yakalayamamıştı.

Üzerindeki örtüyü çekip ayaklandı ve başucunda duran sabahlığını siyah geceliğinin üzerine geçirdi. İlerideki komodinde duran sigara paketini alıp, çıplak ayaklarıyla terasa çıktı.

Sabah rüzgarının yüzüne aniden vuruşu, sıkışmış ruhuna bir anlık iyi gelmişti. Demirlere kadar ilerleyip bir sigara yaktı. Hava tenini ısıracak kadar serindi ve sabahlığına iyice sarınırken bu durumun hoşuna gittiğini fark etti.

Sigarasını içine çekerken gözü uzaklara daldı. Yatak odasının terasından Beyaz Konak'ın arka cephesi gözüküyordu.. Kabuslarına, acılarına ve yaşadıklarına sebep olan Beyaz Konak. En çok hazmedemediği şeylerden biri de anne ve babası bu sitenin içindeki bir karış toprakta yatarken Haldun Karcı'nın tam şu anda o konakta sefa sürmesiydi.

Sigarasından bir fırt daha çekti. Sertçe üflerken gece gördüğü kabusları hatırlamaya çalıştı. Öyle çok ve karışıklardı ki anımsayamıyordu bile. Zaten bunca stresin içinde güzel rüya görmeyi beklemiyordu.

Haldun çıkıp gelmişti, arkasından Aytekin.. Kafası yine allak bullak olmuştu. Bir yandan da Topluluk ve Bay Alvador vardı tabii. Bunca arap saçına dönmüş sorunu, birbirine de karıştırmadan nasıl çözecekti merak ediyordu.

Bazen her şey öyle ağır geliyordu ki, her şeyi bırakıp kaçmak istiyordu. Bazen keşke diyordu.. Keşke Kartal ona başka bir hayat da olduğunu yeniden göstermeseydi. Demir zincirlere kilitlediği kalbinin kapılarını tekrar açmasaydı. Belki o zaman Topluluğun infaz kararını da beklemez, kendi sıkardı kafasına.

İkinci sigarasını yaktı. Keşke kahve de olsa diye geçirdi içinden ama aşağı inmek de Neşe'ye kapıdan seslenmek de zor geliyordu. Bu sessizliği koruyabilmek bir fincan kahveden daha değerliydi şu an onun için.

Beyaz KonakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin