1. Asansör.

434 31 12
                                    

Herkese merhabalar. Nasılsınız? Fazla bekletmeden hemen ilk bölümü yazdım. Bölüm sonunda görüşürüz. Keyifli okumalar<3

Hayat bana karşı her zaman garip davranmıştır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hayat bana karşı her zaman garip davranmıştır. İsteklerim her zaman ters köşe olarak dönmüştür bana. Mesela en basit örneği şu; Lisede hoşlandığım bir çocuk vardı. Onun da benden hoşlanmasını istemiştim. Güzel bir lise kaçamağı olabilirdi. Ama onun en yakın arkadaşı bana âşık olmuştu. Hem de öyle böyle değil. Bu çocuk onu farketmiş, ve benden iyice uzak durmuştu. Onun için yengeden fazla bir şey değildim. Hem arkadaşıyla sevgili olmadığım halde.

 Hem arkadaşıyla sevgili olmadığım halde

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ama bu sefer işler baya farklıydı. İşler boka sarmıştı. "Sen..." dedim kekeleyerek. Onun burada ne işi vardı? Ben mi benzetiyordum? Yoksa bu gerçekten bülbül sesli serseri miydi? Nutku tutulmuş gibi bana baktığı birkaç saniyenin sonunda kendini topladı. Boğazını temizleyerek,

"Oturun lütfen," dedi dehşet verici sakinlikle. Ben ise ağzım açık elim bağrımda kalmıştı. Bunlar neden hep benim başıma geliyordu ki? Bu ilk değildi. Son olmadığını da biliyordum. Ama elimde değildi. Her seferinde saf gibi şoktan şoka giriyordum. Ben koltuğa oturduğum sırada Akın konuşmaya başladı. "Asistanlık için başvurmuşdunuz, değil mi?" Dosyama bakarak, "Nisan hanım," dedi. Sanki adımı bilmiyormuş gibi. Sanki hiç tanışmamışız gibi. "Nisan hanım?" dedi beni düşüncelerimden sıyırarak.

"Ha?" dedim anlamayarak, "Ha... Evet... Yani evet," gülmek istediğine yemin edebilirdim. Hatta gülüşünü bastırdığına.

"Pekâlâ," dedi, "Daha önce çalışmamışsınız, doğru muyum?" Başımı sallamakla yetindim. "Güzel," dedi küçük tebessümle. "Yarından itibaren işe başlayabilirsiniz," dedi başını dosyadan kaldırmadan. Ağzım açık şekilde yüzüne bakakalmıştım. Bu kadar çabuk mu? Daha görüşeceği bir milyon tane kişi yok muydu? Hemen beni mi alacaktı işe? Başını kaldırarak yüzüme anlam veremez gözlerle baktı. "Bir sorun mu var?" dedi şaşırarak. Bir de şaşırıyor mu? Kafam allak bullak olmuştu.

"Yok," dedim ne dediğimin bilincinde bile olmayarak, "Teşekkür ederim," diyerek ayağa kalktım. Ne yapıyordum ben? Neden burada onunla çalışmayı kabul etmiştim? "Yarın görüşmek üzere," dedim gülümsemeye çalışarak, "Akın bey." İsmini vurgulamamla yutkundu. Başını salladı. Bir şey demeden odadan çıktım.

Bir Belalı AşkWhere stories live. Discover now