*33*

4.9K 311 59
                                    

17 saat...

Telefonumu son kez açıp şarz 1 iken saate bakışımda gördüğüm, şimdiye kadar geçen zaman.

Saatlerdir bir ağacın altındaydık.
Çoktan diğer gün olmuştu.
Notu kimse bulamamıştı sanırım.
Abimin kolu ağır yaralanmamıştı. Bu yüzden şanslıydık.

Tişörtünden bir parça koparmıştı. Sarıp bırakmıştı.
Ancak iltihap kaptıysa durum kötüydü. Arada baksamda anlamıyordum.

Sessizlik artık canımı sıkıyordu.

Suyumuzda yoktu.

Açtık üstelik.

İlerde bir kuyu bulmuştuk. Sudan birazcık içip geri geliyorduk.

Abim, ben su içmeye giderken ağaçlardan ve büyük yapraklardan minik bir sığınak yapmıştı bize. Gelince onu ter içinde bulmuştum. Korkmama rağmen gülüp turp gibi olduğunu söylemişti. İkimizde şu an bu garip barınağın içindeydik.

Montum hayla abimdeydi. Onun üzerinde kısa kollu vardı. Bu yüzden ona lazımdı. Bende ise kalın sweet vardı. Bana montu geri vermeye çalışsa da, hatta zorla giydirmeye çalışsa da, ben itiraz edip reddetmiştim.

Bir süre sonra kuş sesleri kesilmişti. Bu garip sessizlik huzurumu kaçırmıştı.

Ne oluyor diye düşünüyorlar havada yankılanan silah sesi ile titredim.

Ne oluyor?

Ben etrafa endişeli gözlerle bakarken abimde irkilerek ayağa kalkmış etrafı benim gibi yokluyordu.

Ses bir kere daha duyuldu.

Tamam. Burda bir şeyler dönüyor.

Ses yankılandığı için nereden geldiğini anlayamıyorduk.

Abim beni tutup sığınağa doğru çekti. Eli ile ağzımı kapatıp susmamı söyledi.

Duyduğum ayak sesleri ile endişem arttı.
Yavaş yavaş buraya doğru yaklaşan ayak sesi çoğalıyordu. Bu da bir kişi olmadığını garanti ediyordu.

20 saniye sonra arkamızda hareketlilik oldu. Dönüp baktık. Çalılar bizi kapattığı için şanslıydık.

Karşınızda iki polis memuru vardı.

Konuşmalarını dinledim.

"Buradaysalar sesi duymuşlardır. 3 ekip dağıldı. Ancak ikisi kayboldu. Bu sesle bir müddet onları buraya toplamayı düşünüyorum. Telsiz çekmediği için daha dikkatli olmalıyız." Dedi polis.

Ondan daha yüksek rütbeli olduğu belli olan polis ise,

"Az sonra gelirler. İki kayıp var. Saat ilerliyor. Onları ölü yada diri bulmalıyız. Her taşın altına bakın. Kız iyi durumda diye tahmin ediyorum. Ancak abisinin durumu belli değil. Ağır yaralı olabilir de. Ambulans hazırda olsun." Dedi rütbeli polis.

Bizi mi arıyorlardı?

Abime döndü bakışlarım.
Oda durumu anlamıştı.
Abime sessizce fısıldadım.

"Bizi arıyorlar... Gel gidelim yanlarına. Durumun kötü zaten." Dedim.

Oda onaylayarak bana baktı.
Biz tam kalkar iken diğer iki grupta geldi. 6'şar kişilik iki grup.

Hepsinden olumsuz cevap alan memur moreli bozulsa da gizlemeye çalıştı.

Onlar tam dağılırken Abimi dürtükledim. Eve gitme zamanı...

Biz ayağa kalkar iken polis memurları sesimizi duyup bu tarafa dönmüştü. Elleri otomatikmen silahı bize doğrulturken hepsinin gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. İkimizde şaşkın gözlerle bakan polislerin yanına gittik.

Durumu izah edip mağarayı da söyledik. Onlarda mağaranın koordinatlarını not edip birakc fotoğrafta çekip bizi ekip araçlarından birine bindirdiler.

İkimizde sıcak battaniye verdiler. Abim monttan nasıl nefret etmişse hemen çıkarmıştı. Tabi mont pembe olunca durum normal yani.

İkimize de su, sandiviç ve sıcak çikolata vermişlerdi.

Sıcak çikolata boğazımdan geçerken huzuru hissettim. Abim sandiviçi öyle bir açlıkla yiyordu ki bu durum  hem iç yakıcı hemde komikti.

Benim ilk sandiviçim daha yeni biterken abim dördüncüyü bitiriyordu.

Bu duruma güldüm.

Karakoldan önce hastaneye gideceğimiz için abim mızmızlanıyordu.

'iyiyim ben' diyip duruyordu.
Serum takılmayı ve iğne yaptırmayı sevmediği için mızmızlanması komiğime gidiyordu.

Araç 1 saat sonra hastanenin önünde durdu.

Abim büzülmüş dudaklar ile indi.
Ben de peşinden tabi...

Hadi bakalım...

İğne zamanı abi!!!

********************

Gençler bir bölüm daha atıyorum...
İnternetim az...
Eve gidince yorumlara cevap vericem...

Hadi bakem...
Sizleri çoooook seviremmm

Görüşmek üzere 😁☺️

Oy ve yorum atanlara tekrardan teşekkür ederim 🦋🌹☺️

Hadi bb canlarımmmmm...

Tarih;

30 Aralık 2020






3 ABİM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now