*44*

3.4K 209 38
                                    




ÇİSEM (GAZETECİNİN KARDEŞİ) GÖZÜNDEN...

Saat gece 22. 31 idi.

Arabayla son sürat ablamın evine sürüyordum.

İçimde bir his vardı.

Oraya gitmeliydim. Ablam nasıldı?

Neden beni eve çağır madı?

Normalde olsa 'Gel bakalım küçük cadı.' derdi bana.

Ondan 2 yaş küçükte olsam yetişkin bir bireydim bende.

Aslında cadı demesi hoşumada gidiyor.

Araba kavisli yolda giderken yağmur yağmaya başladı. Ellerimdeki ter direksiyona bulaşıyordu.

Aklımda dolanan bir soru vardı.

"Ablam böyle bir haberi neden yapsın? Kişisel hayatı konu alan haberlerden hep uzak durmuştur..."

Aklımdaki soruyu sessizce arabanın içine fısıldadım.

Navigasyon cihazı son 2 dakika kaldığını bildirir iken ablamı görmenin verdiği minik mutluluk vardı içimde.

6 aydır konuşamıyorduk doğru düzgün.

Hep bir işi çıkıyordu.

Belki bu gün yanında kalırdım.

Araba binanın önüne gelince navigasyonu kapattım. Arabayı yavaşça park alanına çekip bom boş park alanının ürpertici havası, karanlık merdiveni titretti beni.
Sürücü koltuğundaki bedenimi koruyan kemeri çıkardım. Yan koltuğumdaki çantamı alıp arabadan çıktım.

Merdivene titreyerek ilerledim.
Sonra ise yaptığım garipliği fark edip durdum.

Kendime kızdım.

Çocuk muyum? Neden korkayım ki?

Binanın merdiveninden giriş kata çıkmaya başladım.

Otopark'ın bodrum katında olması normal ancak bu katta asansör değilde merdiven olması garip...

Yukarı kata çıkmamız için neden bir asansör yapmıyorlarki.

Giriş kata varınca asansöre binip 6. Katın düğmesine bastım.

Asansör yukarı çıkarken çalan şarkı hiçta keyifli değildi. Üstelik ses kalitesi kötüydü. Neden hiçbir asansör doğru düzgün müzik çalamıyor?

Sonunda asansör durunca indim.

Uzun koridordan sondaki daireye doğru ilerledim.

Topuklu ayakkabımın sesi ilk duvarlarda sonrada kulağımda yankılanıyordu.

Ablamın olduğu daireye gelince kapıyı çaldım.

Ancak açan olmadı.

İkinci çalıştım ve onun ardından gelen sayısız çalışın bir yanıt bulamadı.

Oflayarak evde olmadığı düşüncesine kapıldım.

Bu kadar yolu boşuna gelmiş olamazdım dimi?

Çantanın içinden telefonu çıkardım.

Ablamın numarasını tuşlayıp kulağıma götürdüm.

Ancak önünde bulunduğum kapının ardından gelen tanıdık melodi kaşlarımı çatıp kapıya dönmeme neden oldu.

Kapının ardından gelen telefonun çalma sesi ile ablamın evde olma olasılığı arttı bir anda.

Telefonu kapatıp ne yapacağımı düşündüm.

Uyuyor mu?

Olabilir...

Ayaklarımın altında duran pas pasın altındaki yedek anahtar aklıma geldi.

Eğilip aldım.

Üzerimdeki kadın takım elbisesi koridorun ışığında parlıyordu.

Anahtarı kilide takıp içeri girdim.

Burnuma dolan iğrenç koku kafamı tiksintiyle sallamama neden oldu.

Kapıyı arkamdan kapatıp salona yöneldim.

Gözlerim ablamı ararken burada olmadığını fark etmem ile direkt mutfağa yöneldim. Mutfaktada onu bulamayınca yatak odasına ilerledim.

Açık olan kapı duraksamama neden oldu.

Ablam ne zamandan beri kapısı açık yatar oldu.

Göz devirip kapının ağzına kadar geldim.

Ancak...

Ancak gördüğüm manzara...

Kanlar, ablam, kafasındaki delik...

Cinayet...

Ablamın cinayeti...

Odanın karanlık zemininde gece lambasının ışığı eşliğinde ablamın cesedine bakıyordum.

Benim ablam...

Her yere düştüğümde beni kaldırıp mutsuz yüzümü güldürmeye çalışan ablam...

Öldü mü?

Gözümden akan yaşa eşlik eden çığlığım ile yere yığıldım.

Titreyen ellerim ile ablamın cesedine uzandım.

Morarmış dudakları...

Kıpırdamayan bedeni...

Binlerce kere ablama haykırdım.

Uyansın diye...

Ama cevap vermedi.

Veremedi...







******************

Selamlarrrr!

Bu bölümde biraz üzülebilirsiniz...

Ben yazarken üzüldüm doğrusu...

Her neyse...

Bu bölümde görüşmek dileğiyle iyi geceler gençler....

Hepinize iyi uykularrrrr!!


Tarih;

6 Şubat 2021

3 ABİM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now