quince

863 119 671
                                    

Ducunt volentem fata, nolentem trahunt. "Kader, onu kabul edene yol verir, reddedeni ezer geçer." Oikawa'da şu an kolları arasındaki gence korku dolu bir şekilde bakarken bunun gerçek olduğuna emin oldu.

Belki de, cidden, kaderinden o kadar çok kaçmıştı ki, kader ona en beklemediği anda en başında olması gereken şeyi en verilmeyecek zamanda vermişti. Dün geceyi düşündükçe başına ağrılar giriyordu ki, girecek bir şey yoktu. Alt tarafı Iwaizumi kötüyken onunla uyumuştu, sadece onu sakinleştirmek için.

Sadece onu sakinleştirmek içinse neden hayatındaki en huzurlu uykuyu uyumuş gibi hissediyordu? Ya da sonsuza kadar böyle kalabilirmiş gibi hissediyordu? Kalabilirsin çünkü, dedi kendi kendine.

Bu anı daha önce hayal etmişti, kalbi kırılmadan önce her gün hatta, bu çocuğu ilk gördüğü andan itibaren, yine de kader ona oyun oynamıştı.

Kollarındaki çocuk yavaştan uyanmaya başladığında da Oikawa ona sarılmayı bırakmadı, uyanmasını, onları en azından sakin kafayla sarmaş dolaş görmesini istiyordu.

Iwaizumi ise, o kadar rahat ve huzurlu bir uykudaydı ki uyanamıyordu resmen. Arada zihni onu kalkmaya zorluyordu ama burnuna dolan siyah orkide kokusu ve şu an her yerini saran kolların sahibi olan adamın kendi kokusu anında onu geri uyuşturuyordu, bu yüzden zihni de yenik düşüyordu.

Ama her güzel şeyin sonu da olduğu gibi, bu huzurlu uykunun da bir sonu vardı. Iwaizumi daha fazla zihniyle çatışmaya girememişti ve yavaşça gözlerini açıp kafasını kaldırmıştı. Zaten bir çift göz onun her hareketini inceliyordu.

"Uyandın mı?" dedi Iwaizumi boğuk sesiyle.

"Hayır." dedi Oikawa gülerek. Iwaizumi onun cevabından sonra ne kadar anlamsız bir soru sorduğunu anlayıp gülmüştü.

Hala sarmaş dolaş oldukları için vücut sıcaklıkları gittikçe artıyordu, gerçi, bunun bir diğer sebebi bu iki gencin birbirine bu kadar yakın olması da olabilirdi. En sonunda Oikawa birazcık kendisi geriye çekti ve teması bitirdi.

"İyi uyuyabildin mi?" dedi yatakta doğrulurken. Iwaizumi'de onun doğrulmasıyla birlikte doğrulmuştu.

"Evet, gece rahatsız ettiğim için üzgünüm." dedi.

"Ne olur, bak, lütfen bir kez saçmalama ya." dedi Oikawa. "Beni rahatsız etsen sana sarılarak uyumazdım." dedi.

"Tabii, hoşuna gitmiş belli." dedi Iwaizumi ve göz kırptı.

"Konuşana bak, anında uyuyakaldı bebek gibi." dedi Oikawa.

"Duşa gireceğim, gelir misin?" dedi Iwaizumi yataktan çıkarak.

"Maalesef, duşta salak görmeye dayanamıyorum." dedi Oikawa ve yataktan kalktı o da.

"Salak görmeyecektin ki." dedi ve hızlıca odadan çıktı, çıkmasaydı Oikawa'nın onu döveceğinden emindi.

Oikawa ise arkasından küfür ederek diğer banyoya yöneldi. Küçük sabah bakımını yaptıktan sonra mutfağa indi, gerçi zaten çok bir şey hazırlayamazdı ama en azından yumurta kırabilirdi.

O sırada Sugawara'ya mesaj attı. Gece olanları anlatmak istiyordu ama belki anlatmasa daha iyiydi, Sugawara onun başını kesin şişirirdi.

"Koşuya gidip geldikten sonra yesem olur mu?" dedi Iwaizumi. Oikawa birden konuştuğu için korkmuştu.

"İyice oyuncuya döndün." dedi gülerek.

"Bu vücudu formda nasıl tuttuğumu sanıyorsun?" dedi ve tişörtünü yukarı doğru kaldırdı.

starlights [iwaoi] -tamamlandı-Where stories live. Discover now