seis

689 111 236
                                    

Iwaizumi evine gelen çiçeğe bakıyordu. Kimden geldiğini kapıyı açtığı an anlamıştı, Oikawa ona teşekkür etmek amaçlı çiçek yollamıştı. Fakat şöyle bir sorunu vardı ki, Iwaizumi çiçeklerden hoşlanmazdı. Bu yüzden Oikawa'nın ona çiçek yolladığını biliyordu.

Çiçekteki notu eline alıp çiçeği bir köşeye koydu. Notta yazanı okuyunca içten bir kahkaha atmıştı cidden.

"Sevgili yer elması, bana iyiliklerin karşısında sana verebileceğim en güzel şeyi veriyorum, bu çiçeği."

Çoğu kişi neye güldüğünü anlamazdı bile Oikawa ona ne zaman yer elması diye seslense çok komiğine giderdi, tabii bunu asla itiraf etmezdi Iwaizumi ama gerçeklerle tek başına kaldığı zaman gülüyordu işte.

Telefonunu çıkarıp çiçekle bir fotoğraf çekildi ve rehbere girdi. Oikawa'nın adını bulup fotoğrafı ona gönderdi.

Iwaizumi: Bu kadar kibar olmana gerek yoktu.

Yazdı ve gönderdi. Oikawa'nın mesajı aldığında sinirlenmiş bir yüz ifadesi olacağına emindi ve bu ona çok komik geliyordu. Gerçi şöyle bakıldığında Iwaizumi, onun hakkında çoğu şeyi komik ve ilgi çekici buluyordu.

Iwaizumi, Oikawa ile ilk tanıştığı zamanı düşündü. Sete ilk girdiği zaman Oikawa kanepede oturuyordu, çok gergindi. Hatta o kadar gergindi ki, bacağını sallayıp duruyordu şiddetli bir biçimde.

Iwaizumi, yanına gidip selam verdiğinde fark bile etmemişti. Iwaizumi onu sakinleştirmek için omzuna dokunduğu an Oikawa çok korkmuştu. Ona sertçe dönüp neden dokunduğunu sormuştu hatta.

Iwaizumi'nin komiğine gitmişti bu hali, küçük bir çocuk gibiydi. O zaman onunla çok iyi anlaşacağını düşünmüştü, yanılmıştı tabii.

Gelen bildirimle Iwaizumi düşüncelerinin arasından sıyrılmıştı.

Oikawa: Görüşmeyeli mizah seviyen yükselmiş, bir konuda kendini geliştirmişsin. Tebrikler.

Iwaizumi yine sesli bir kahkaha atmıştı. Bunun üstüne Akaashi odaya yavaşça girip ona bakmaya başladı, çünkü genç adam genelde yüksek sesle kahkaha atmazdı.

"Neye gülüyorsun bu kadar?" diye sordu merakla. Iwaizumi bu kadar sesli güldüğünü fark etmemişti bile. "Bak! Oikawa ne yazdı." diye telefonunu gözüne sokmaya başladı Akaashi'nin.

Akaashi mesaja ve çiçekte nota bakınca güldü. Bu ikisinin arasındaki rekabetin düşmanca olmasını göz ardı ederse, oldukça seviyordu ikisini de.

"Sosyal medyanı kontrol et." dedi Akaashi ve gülerek odadan çıktı. Iwaizumi dediği şeye kafa sallayıp Oikawa'ya cevap vermek için telefonu eline aldı.

Iwaizumi: Gelişen tek şey miza seviyem değil. Senin aksine her alanda gelişiyorum. :)

Normalde olsa belki de şu an Oikawa ile uğraşmazdı ama karşı taraf kaşınıyordu. Hem Iwaizumi onu düşünmüştü, Oikawa neden sinir bozucu davranıyordu ki diye düşünmeden edemedi ama anından bu düşüncelerinden kurtuldu, çünkü, Oikawa. Gayet basit.

Akaashi'nin dediği gibi sosyal medyayı kontrol etmeye başladı. İkisine çizilmiş resimler her yerdeydi, trendlerin başın çekiyorlardı. Iwaizumi içinden gerçekten güzel olan birkaç resmi beğendi ve telefonunu kenara koydu.











Oikawa, Iwaizumi'nin yazdığı son mesaj yüzünden sinirden duvara kafa atmak üzereydi. Dikkate alınmamayı hiç sevmiyordu, özellikle karşısındaki kişi bunu bilerek yapınca daha çok sinirleniyordu. Mesajına cevap vermedi ve sosyal medyaya bakmaya başladı.

Yine bir sürü nefret yorumu almıştı, ölüm tehditleri de vardı. Normalde bunları okumak belki bir başkasının psikolojisini bozabilirdi ama Oikawa'nın ruhunu besliyordu kötü yorumlar. Çünkü birileri onu o kadar kafasına takıyordu ki, eline telefonu alıp bu tür şeyler yazma zahmetine giriyordu. Bu Oikawa'yı cidden tatmin ediyordu.

Ondan nefret ettiğini söyleyenler bile onu düşünmeden edemiyorlardı, iyi ya da kötü herkesin gönlünde yeri vardı Oikawa'nın.

Iwaizumi trendlerde yükselince istemsizce eli oraya gitti, ne yapmıştı da yükselmişti? Gördüğü şeyle sinirle iç çekti, onları yakıştıran kişilerin yaptığı şeyleri beğenmişti. Bunu Oikawa'yı sinir edeceğini bile bile yapmış olmasına daha çok sinirlendi ve telefonu yatağına attı.

Yatağına attığı gibi çalan telefonu hışımla açtı.

"Ne oldu?" diye sordu karşıdakine. Açarken adına bile bakmamıştı.

"Sakin ol şampiyon, set erken tarihe çekilmiş." dedi Sugawara sakin tonla.

"İyi." dedi ve telefonu kapatıp geri yatağına döndü. Sugawara sinirli olduğundan yüzüne kapanmasına bir şey dememişti ama bundan faydalanacaktı ve zorla kendine yemek ısmarlatacaktı küsmüş gibi yapıp, hatta her şey ortaya çıktığı zaman bu koz kullanabilirdi.

Oikawa ise daha ne olduğunu bile kavrayamamıştı, çekimler daha mı erken başlayacaktı? Zaten 3 hafta vardı, daha erken demek 1 hafta olmuş olabilirdi. Zorla kendini yatağından çıkarıp senaryoyu eline aldı.

Kendisinin rolü daha iyi çocuktu, amansız bir aşka tutuluyordu. Karşılığını alsa bile karşısındaki oğlan oldukça sert biri olduğunda acı çekiyordu, ayrıca çete işleri de vardı. Oikawa repliklerini gözden geçirdi ilk set günü için.

Yapabilirdi, sadece partnerini bilmiyor oluşu onu geriyordu. Cidden hiç uyum sağlayamadığı Tsukishima da olabilirdi. Gerçi, onun devam eden dizisi vardı, o olamazdı. Yine de kim olursa olsun en iyisini yapacaktı ve bu fırsatı batırmayacaktı.

Zaten elinden bir sürü proje kaçırmıştı, tekrar buna izin vermeyecekti. Belli etmese de iptal olan projeleri aşırı üzmüştü onu. Oyunculuk isteği bile gitmişti neredeyse, sektörün parlayan yıldızıyken sırf kendisi olduğu için nefret edilen oyuncuya dönmüştü. İnsanlar iki yüzlüydü işte.

Ama ne olursa olsun geri adım atmayacaktı, kendi kişiliğini gizlemeyecekti ve kim olduğunu gizlemek zorunda kalmış herkese ışık olacaktı.

Hiç kimse bu muameleyi hak etmiyordu, Oikawa tüm nefreti üstüne çekmeye hazırdı ki başkaları rahat yaşama bir adım daha yaklaşsın.

Telefonunu tekrar alıp aile grubuna baktı, gerçi artık oradan mesaj gelmemesine şaşırmıyordu. Sonuçta açıkça bir daha görüşmek istemediklerini söylemişlerdi, yine de bir umut kontrol etti Oikawa.

Aklına Iwaizumi'nin cevaplamadığı mesajı geldi ve ona girdi.

Oikawa: Elbet bir gün yollarımız kesişecek yer elması.

Mesajı yolladıktan sonra Iwaizumi'nin çiçekle attığı fotoğrafa gözü takıldı. Yüzünde istemsiz bir gülümseme olduğunu fark edince yüzünü buruşturdu. Bu çocuk onun en sinir olduğu insan bile olabilirdi, ya da Oikawa kendini buna inandırmıştı.

Ona olan kıskançlığını, sevgisiyle harmanlamıştı ve ondan nefret ettiğini söylemişti kendine. Belki hala böyle söylüyordu, kim bilir?








diğer bölümde ilk tanıştıkları zaman flashback atıcam.. çok heyecanlıyım.

son cümle :))

umarım beğenmişsinizdir, iyi okumalar (bunu en başında demem lazımdı ama neyse)

starlights [iwaoi] -tamamlandı-Where stories live. Discover now