Unuttun Mu Beni?

27 6 4
                                    

Parmaklarımın sardığı bu rengarenk şemsiye, ellerimden kayıp giden hayatım gibiydi.
Her an düştü düşecek, yıkılacak ve yağmurlarla ıslanacak.

Gri gökyüzünün altında kalabalık caddede öylece hareket etmeden duran biri vardı. Yüzü yaşlarla ıslanırken sadece şemsiyesindeki renklere bakıyor, alnından kayıp giden yağmur damlalarının altında eziliyordu.
O bendim. Geleceksin diye çok bekledim. Elimde bir avuç nergis mis gibi kokarken nergisle birlikte mırıldandık. 'Unutma beni.'
Günleri çabucak geçirebilmek için her gün bir yavru kedi veya köpek besledim. Her birine senin ismini verdim. Gücümü kaybetmemek için ismini sayıklayıp durdum. Gelecek dedim, varlığımı hatırlayacak ve elinde mor sümbüllerle gelip gönlümü alacak. Geciktim, affet diyeceğin günü bekledim. Her bir gün için bir fidan çiçek tohumu aldım. Her biri açtı biliyor musun? Seni sever gibi sevdim her birini. Çok sevdiğimden olsa gerek menekşem habire küsüp duruyor. Sararıyor yaprakları.
Gelmeyecek misin? Umudumu kaybediyorum artık. Mevsimleri saymadan duramıyorum. On beş mevsim geçti, bu kadar çabuk mu unuttun beni?
Sen geçeceksin diye bekliyorum bu kalabalık meydanda. Havanın güzelliğine aldanıp şemsiyesiz çıkmışsındır sen, hemen şemsiyemi seninle paylaşacağım seninle. Bilmiyorsun değil mi o? Şemsiyeni başkası ile paylaşırsan o kişi ile kaderin bağlanır inancı vardır Japonya'da. Akşam oldu, gece oldu. Sağanak yağdı. İçim hiç sönmedi. Gelmedin. Gelmeyecek miydin ta başından beri? Ben mi kandırdım kendimi?
Çiçeklerim boynunu dik tutup renk renk açarken bir tek biri farklı davrandı onlardan. En başından biliyor muydu gelinciğim gelmeyeceğini? Bu yüzden mi hep boynunu büktü?
Bana da fısıldamalıydın gelmeyeceğini, şimdi gelinciklerimden bir farkım yok.
Yüzüme söyleyemediğin için sevdiğim çiçeğe mi fısıldadın gelmeyeceğini? Bu yüzden mi gülmüyor hiç benim narin çiçeğim?

O yağmurlu günde kimse gelmedi. O günden sonra anne kedilerin doğan yavruları öldü, kediler hırçınlaştı..
Köpekler bir canavar oldu, herkesi ısırmaya çalıştı.
Kimse yaklaşamadı onlara.
Tüm çiçekler soldu, bir daha açmadı.
Genç hanım kuruyan tüm çiçeklerin yerine gelincik dikti.
Her bir gelincik boynu bükük yaşadı.
Aynı hâlâ bir umut gelmesini bekleyen o hanım gibi.

İçime sinen bir bölüm değil. Ama yazarken çok ama çok üzüldüm. Şu aralar gece 1 2 gibi hep çiçekleri araştırıyorum, çok güzeller ve hikayelerini seviyorum.
Nergis, beni unutma demek.
Mor sümbül, af dilemek için verilir.
Gelincik narin ve kırılgan zarif bir çiçek.
Eh, benim favorim hangisi belli değil mi?
Kendimi görüyorum o çiçekte.
Şarkıları da bırakıp kaçıyorum.

Uyanma Vakti GeldiWhere stories live. Discover now