Hpty

18 3 16
                                    

"Gülmek, eğlenmek ve çılgınlar gibi dans etmek istiyorum bu gece. Kimsenin ne dediğini umursamadan, içimizdeki sesi duymazdan gelerek hareket etmek çok güzel olmaz mıydı?

O, bu, şu ne fark eder biz bizeyiz.
Sen ve ben, onları duymak zorunda değiliz, kimseye hesap vermek zorunda değiliz. Korkacak hiçbir şeyimiz yok.

Elimi tutacak mısın yoksa elini zorla tutup seni piste ben mi çekiştireyim?

Salla, insanlar unutur. Biz birbirimizi unutmayalım yeter.

Geliyor musun? Ben gidiyorum.

Gözlerini yumduğunda, kulaklarını saçma seslere kapattığında ve kendini müziğin ritmine bıraktığında içini saran boşvermişlik hissini özgür bırak.

Özgür olmaya ihtiyacımız var.

Her şey gelir ve geçer, anın tadını çıkar, bu gece bizim gecemiz. "

------------------¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿-------------------

Yanındaki genç kadını süzdü. Sağ kolunun dirseğini önündeki yuvarlak masaya yaslamış, dans eden insanları izliyordu. Elini çenese yaslamış dudak büzüyordu. Yanındaki likör bardağından bir yudum aldı.

"Sıkıldın mı? Gitmek ister misin?"

Sesini duyurmak için biraz bağırmak zorunda kalmıştı.
Yüzünü ona doğru döndüğünde dönen renkli topun ışığı yüzüne vurdu. Gözlerini bir insanlara bir ona çevirdikten sonra omuz silkti.

"Biraz daha duralım."

Oğlan kafasını salladı.

-Erkek Karakterimizin Anlatımıyla

Bu cümleleri şu an ben kuruyorum çünkü duyguları hissettiremeyen yazar yüzünden anın büyüsünü kaçırıyorsunuz.

Yanımda oturan bu güzel kadın kafasını salladıktan sonra bana biraz daha yaklaştı, koluma yaslandı ve omzunu başıma koydu.
Işıklar yüzüne vurduğunda kirpiklerini kırpıştırıyor ve büyük topa ters bakışlar atıyordu. Hafifçe eğilip başının üstüne minik bir öpücük bıraktım. O da kedi gibi bana biraz daha sokulmuştu.

"Dans etmek ister misin?"

Kafasını bana doğru kaldırıp gözlerimizi birleştirdiğinde gözlerindeki kırgınlığı görüyordum. Ona sıkıca sarılmak ve onu mutlu etmek içimden geçiyor ama sadece acısının hafifleyeceğini biliyorum, tamamen geçmeyecek.

"Birazdan edelim."

Yerinde toparlanıp likör bardağıno bitirdi ve yeniden doldurdu. Çok fazla içmeye başlıyordu. Sesimi yükselttim.

"Sarhoş olmaya mı çalışıyorsun?"

Ben cümlelerimi kurarken bir bardak daha içmişti. Şişeyi kendi tarafıma çektim.

"Birazdan yine içersin."

"Ordan çocuğa mı benziyorum?"

Elimdeki şişeye uzandı. Geri çektim.

Derin bir nefes aldı, mor renge boyalı dudaklarını yaladı. Kalbimin çarptığını hissediyordum. Nasıl göründüğünün farkında mıydı?
Siyah kalemlerle ortaya çıkardığı o keskin bakışlı gözleri, beni yola getiren cümleleri kuran dudakları ve ona çok yakışan lila rengi dizinin bir karış altındaki ince askılı elbisesi. Bu kadar ışıltılı gözükürken bu hamleleri yapması ne kadar doğruydu bilmiyorum.

Siyah gömleğimin yakalarını düzelttim ve ayağa kalktım. Elimi öne ona doğru uzattığımda anlamsızca bana bakıyordu.

"Neden ayağa kalktın?"

Gülümseyip ona baktığımda ışık vuran yüzündeki o tatlı tebessümü görebiliyordum. Daha geniş gülümsedim, gözleri güldü.

"Dans edelim."

"Ben dansta berbatım, hiç anlamam."

Eline uzandım ve mırıldandım.

" Senden kötü olduğuma eminim ama kimin umrunda eğlenmek için burdayız."

Gözlerindeki çekingenliği gördükçe içime bir öküz oturuyordu. Neden bu kadar zorlanıyordu?

"Ben buraya kafa dağıtmaya geldim ama dans etmek için gelmedim."

Hafifçe yutkunup onu ayağa kaldırdım.

"Dans da bir kafa dağıtma yöntemidir."

Dudakları hafifçe kıvrıldı.

"Laf cambazısın ve beni kandırıyorsun."

Elini elime geçirdi, gözlerim kısılırken dişlerimi göstererek güldüm.

"Ve sen her seferinde bilerek bana kanıyorsun."

İnsanların arasına karıştığımızda ikimiz de saçma hareketler yapıyorduk. Başta utangaç hareketler yapıyordu, etrafına bakıyordu kimse bakıyor mu diye, onu kendime çevirip ona güven verici bir gülümseme sunmaya çalıştım.
Başarılı olmuştum. Bu kadını seviyordum. Çekingen tavırlarını, kızdığında gözlerime alevler saçan gözlerle bakmasını, beni özel biri gibi hissettirmesini ve en çok da bana güvendiği için seviyordum onu.
Saçma hareketler yaparken bile o kadar tatlı ki...

O hareketimden sonra bana bakarak dans etmeye başladı, arada gözlerini yine kaçırıyordu ama buna da şükürdü.
Göz göze geldiğimiz zaman ona gülümsüyordum, gülümsüyordu.

Dudaklarındaki gülümseme olmak istiyordum.

Slow bir şarkı çaldığında birbirimize yaklaşmıştık. Belini hafifçe tutup kendime çektiğimde kolları boynuma dolanmıştı.
Gözlerime bir bakışı vardı... Ow, onu öpmek istiyorum. Ona sarılmak, ona destek olmak ve onu mutlu etmek. Gözlerinin daha çok gülmesini istiyordum.

Bir elini yanağıma getirip okşadığında yüzünü yüzüme eğip kulağıma fısıldamıştı. Bu kadın ne kadar ateşli olduğunun farkında değil miydi? Bı da kalpti yahu, hatun ne yapıyorsun yüreğime mi indireceksin?

"Teşekkür ederim, 18. yaşıma girdiğimde bu yaşın berbat geçeceğine emindim. Huzursuzdum, mutsuzdum ve kendimi kısıtlıyordum. Ama sen, o gün seninle tanıştığımda ürkmüştüm çünkü sen gariptin . Tuhaftın, seninle tanıştıktan sonra bir daha karşılaşmamak için dua etmiştim. Ne aptalım. "

Bir yandan dans etmeye devam ediyorduk. Cümleleri sanki içime işliyordu. Benimle tanıştığı zaman hoşlanmadığını biliyordum. Gözlerinden her şeyi çok net okuyabiliyordum. . Konuşmaya devam etti.

" Bugün biraz mutsuzum evet, genelde doğum günlerim yaklaştığında böyle hissederim. Bir yılı daha aynı üzgünlükle bitirip aynı yılın tekrarını yeniden yaşayacak olmak üzer beni. Kendime söz geçiremiyorum. Ama bu yıl üzgün olma sebebim farklı. 18. yaşımı güzelleştirdiğin için teşekkür ederim sana, beni mutlu ettiğin için. Kendime karşı gelmeme yardımcı oldun. Pes etmedin, etmedik. Yalan yok, o ilk hafta senden hoşlanmaya başlamıştım. Çünkü çok tatlı gülümsüyordun. Şimdi daha güzel gülümsüyorsun ve bu kalbime iyi gelmiyor.
Neyse, seni çok övmeye gerek yok. "

Derin bir nefes aldı, kulağıma üflediğinin farkında mıydı? Dediklerine gülümsemeden edemiyordum. Onun da kalbime canlılık getirdiğini biliyor muydu?

" 19. yaşımda yanımda ol olur mu? Yine mutlu olalım, buna ihtiyacım var, sana ihtiyacım var. Biliyorum dilekler söylenmez ama seni diliyorum. Birlikte olmamızı.
Senin göründüğünden daha kırılgan olduğunu biliyorum, ne sen ne de ben yeni yaşlarımızda birbirimizi üzmeyelim. Lütfen. "

Kafasını kulağımdan uzaklaştırıp yüz yüze geldiğimizde gözlerinin dolduğunu görmüştüm. Ela gözleri dolu doluydu.

Onu bırakmaya niyetim yoktu, onun bana nasıl iyi geldiği hakkında bir fikri var mıydı? İçimdeki yaşama sevincinden haberi var mıydı?

Yanağımı okşayıp hafifçe bana yaklaştığında çok şaşırdım. Lan bu kız öpecek mi beni? Yok artık! Dudaklarıma konan belli belirsiz öpücük ile geri çekildiğinde kalakalmış halime gülümsemişti.
Gülümsedim.

Devam edecek...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 12, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Uyanma Vakti GeldiWhere stories live. Discover now