Taehyung, Jeongguk'un sesiyle bornozunun önünü gevşekçe bağlayıp banyodan çıkmıştı. Ayağına geçirdiği terliklerle karavandan inip elindeki bir kafes tutan Jeongguk'a ilerledi. O sırada Jeongguk kendisine yaklaşan bornozlu kişiyi görünce gözlerine hakim olamadı ve uzun bir gezintiye çıktı bakışları açıkta kalan esmer bacaklarda.
Taehyung sezdiği varlık ile kulaklarını oynatmış ve kafese doğru eğilmişti. "Ne var onun içinde?" Sorusuna yanıt gelmeyince bakışlarını Jeongguk'a çevirmiş ve onun ne yüzüne baktığını ne de kendisini dinlediğini görmüştü. Üzerindeki bakışlardan her zaman memnun olan Jeon Taehyung, sahibinin, aynı zamanda babasının kendisine attığı bakışlardan oldukça hoşlanmıştı.
Bu yüzden o farkında olmadan yüzünü ona yaklaştırmış ve yarım bir gülümseme yerleştirmiş yüzüne. "Jeon-ah.." Kulağının yakınlarında duyduğu fısıltı ile yerinden sıçrayıp iri bakışlarını ona çevirdiğinde neden bu kadar yakınında olduğunu sorgulamadan ağzından panikle bir, "Hı?" nidası çıkmıştı.
"Bir soru sordum." Keyifle mırıldandığında Jeongguk yakınındaki mavi gözlere bakarken yutkundu ve dudaklarını araladı. "Ne sormuştun?" Taehyung ona biraz daha yaklaştığında bakışlarını bilerek dudaklarına indirmiş ve tek kaşını kaldırmıştı. "Sürpriz. Bana bir sürprizin olduğunu söyledin Jeon-ah."
"Bana şöyle seslenme."
"Niye? Hoşuna gitmiyor mu yoksa?" Gözleri bir süre daha birbirinde oyalandığında yan taraflarında bir ses duymuştu ikisi de. "Öhöm öhöm..!" Taehyung ise o sırada bıkkın bakışlarını yanlarındaki Jimin'e çevirdi.
"Şunu daha gerçekçi yapamaz mısın?"
"Ne? Elimden anca bu kadarı geliyor!"
"Her neyse. Üzerimi giyineceğim."
Umursamazca yanlarından ayrılıp karavana ilerlediğinde Jeongguk bakışlarını çekip kafasını iki yana salladı. Jimin ise çatılı kaşları ile Taehyung'un arkasından baktıktan sonra söylene söylene arkadaşının yanına ilerledi. "Niye sen minik Tae'ne terbiye öğretmiyorsun? Ergenliğe mi giriyor yoksa? Gördün mü az önceki tavırlarını, ergen resmen. Kesin bunun hormonları da tavan yapmıştır. Arada kontrol et, bak. Telefonu kaçırıp sağda solda porno izliyordur bu."
"Jimin."
"Ne? Yalan mı? Kendimden pay biçtim." Jeongguk ona gözlerini devirdiğinde kırmızı çadıra ilerleyip içeri girmişlerdi. Elindeki üzeri örtülü kafes ile koltuğa oturduğunda masanın üzerine koyup bakmaya başladı. O sırada çadırın girişinde Taehyung belirmiş ve Jeongguk'a doğru ilerlemişti.
Kendisini umursamaz bir şekilde babasının (!) kucağına bıraktığında kafesini kendisine dönderdi. Örtüyü hemen sonra kaldırdığı içindeki örümceği görmüş ve dudakları şaşkınlıkla açılmıştı. Jeongguk ise kasıklarına yakın olan yumuşak kalçaların şaşkınlığını yaşıyordu. Onu en son kucağına aldığında da böyle yumuşak kalçaları var mıydı ki? Üstelik her zaman boynunda gezinen yumuşak kuyruğu yine boynuna sürtüyor bu sefer ki hoşuna gitmek yerine daha farklı hissettiriyordu kendisine.
"Bana örümcek mi aldın Jeon-ah?" Şaşkınca sorduğunda Jeongguk'tan minik bir mırıltı sonrasında alaycıl bir cümle duymuştu. "Sirkimizin yeni üyesi. Ama istersen senin olabilir, tabi onu eğitebilirsen." Taehyung ise meydan okuyan bakışlarını ona çevirdi.
"Hah, yılan bile eğitirim ben. Söyle bakalım, zehirli mi bu?" Kafasını iki yana sallayarak reddetti onu. "Değil."
"İyi." Kafesi açıp elini içeri soktuğunda dışarı çıkarmış ve avucunun içinde ki kobalt mavisinin daha çok hakim olduğu tarantulaya bakmıştı. "Bu çok güzel." Jeongguk kafa sallayarak onu onayladığında kasıklarına yakın olan kalçanın gerginliği ile burnunun üstünü kaşımıştı. "Adını sen koy."
"Geçenlerde birlikte animasyon bir film izlemiştik. Hatırlıyor musun?"
"Evet."
"Hah, oradaki bir karakter çok hoşuma gitmişti, onun ismini koyacağım."
"Olaf?"
"Olaf."
Jeon Taehyung ilk sirk hayvanına sahip olmuş ve en çok hoşuna giden animasyon karakterinin ismini vermişti ona.
_
⚠
Örümcek Fobisi Olan Arkadaşlarımıza Dikkat
⚠
Olaf
(Kobalt Mavisi Tarantula) Normalde zehirli bir örümcek ama ben zehirli olmasın istedim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
