🎪15: "Shivering Kiss "🎪

2.8K 365 40
                                    

_

Taehyung kafasını sallayarak perdenin arkasına gittiğinde elini alnına götürmüş, olduğu yeri sıvazlayarak az önceki görüntüyü unutmaya çalışmıştı. O sırada arkadaşı Jimin'in şeytani sesini duymuştu.

"Şişt, dibin düştü değil mi?"

"Jimin!"


***

"Hangisini giyeceğim ki ben?"

"Ben söyleyeyim, hiçbirini!"

"Jeongguk! Neden anlamıyorsun ki beni, uf!" Taehyung dün ve ya önceki günleri unutup tamamen elbise derdine düşerken tek isteği onlardan bir tanesini giyip gösteriye çıkmaktı. Ama ne yazık ki, babası (!) buna izin vermiyor, sürekli tartışıyorlardı.

Yanına adımladı Jeongguk bir kez daha şansını denemek amacıyla. Yüzünü nazikçe ellerinin arasına alırken eğildi ve kendisine dolu dolu bakan mavi kürelere karşı gülümsedi.

"Bak şimdi bebeğim, eğer sen o kısacık ve simli kumaş parçalarını giyersen, jimnastik falan yapamazsın, biliyorsun değil mi? Eğer yapmaya çalışsan da neler olacağını biliyorsun değil mi? Minik popon gözükebilir."

"Jeongguk. Popom artık o kadarda minik değil. Acaba bir ihtimal gözlerinde sorun olabilir mi?"

"Poponun minik olmadığını biliyorum. Sadece kendimi avutmaya çalışıyorum."

"Başarısız. Eğer gözüne sokmamı istemiyorsan popoma minik demekten vazgeç."

"Pekala tamam, demeyeceğim. Ama o şeyleri de giymene izin vermiyorum."

"Hah, istediğimi giyerim ben."

Jeongguk Tae'sinin bu inatçı halleriyle baş edemediğinin farkına varacakken aklına gelen fikirle ellerini sıkılaştırdı. Ne olursa olsun, ne yapacaksa yapsın, yine de o kumaş parçalarını minik Tae'sine giydirmemekte kararlıydı.

Yanaklarındaki elleriyle onu yönlendirdi kafeslerinin arasına. Amacı biraz gizem biraz da gerilim katmaktı. Yüzüne aynı zamanda kışkırtıcı bir ifade yerleştirdi. Taehyung ise hipnoz olmuş bir şekilde Jeongguk'un yakınında olan iri gözlerine bakıyor, kendisinin yönlendirmesine izin veriyordu.

Sırtını soğuk demire yasladığında Jeongguk çenesini biraz yukarı kaldırmış ve kalbinin teklemesini sağlayacak yavaşlıkla dudaklarını ıslattı. Bakışları oraya kayarken ne yaptığını ve ya karşısındaki kişinin ne yaptığını asla düşünmedi.

"O elbiseleri Jimin'e geri götürmesini söyleyeceğim.." Sessiz fısıltısı Taehyung'un kurumuş dudaklarına yayılırken mavi saçlı yutkunmuş ve hızla o da ıslatmıştı dudaklarını. "Ve bende bunun karşılığında minik Tae'me minik bir öpücük vereceğim. Anlaştık mı?" Jeongguk Jimin olmasa da bazı şeylerin farkındaydı. Taehyung tarafından kendisine hissedilen bir duygu bile varsa, onu çok net hissedebilirdi.

Arzu.

Minik Tae'sinin kendisine attığı arsız bakışların farkındaydı. En az onun kadar hoşuna gidiyordu o bakışlar. Şimdi ise bebeğinin hormonlarını kullanmak, üstelik böyle bir durumda bunu kullanmaktan ise asla çekinmezdi. Eğer bebeği bir öpücük istiyorsa bunu ona verirken en kârlı yolları kullanacaktı.

"Seni öpme mi istiyor musun, hm?"

Elleri yavaşça yanağından kayıp giderken çenesini kavramış ve biraz yukarıya kaydırmıştı. Yüzüme yerleştirdiği hınzır gülümseme ile Taehyung'a bakarken, çok geçmeden onu onaylamıştı. "İstiyorum."

Gülümsemiş ve belki ileride bu yapacağından pişman olsa bile şuanda yapmak isteyeceği şeyi yapmıştı. Kafasını hafif yana yatırmış, dudaklarını yavaşça, diğerlerinin aksine, yumuşak, ıslak dudaklarının üzerine kendininkilerini bastırdığında bir süre öyle durmuştu. Yavaş hareketlerle alt dudağını dudaklarının arasına aldığında çenesini kavradığı bedenden ilk titreme gelmiş, bu onu memnun ederken alt dudağını ezip bırakmıştı. "Elbiselerini göndermeye gidiyorum bebeğim. Gösteri de ise, benim istediğim kıyafeti giyeceksin, her zamanki gibi."

Çenesini hafif okşadıktan sonra ondan uzaklaşmış, ve demir kafeslerin arasından geçerek gözden kaybolmuştu arkasında resmen kendisini bir öpücüğü ile titreten minik Tae'sini bırakarak.


_

Jeon's Circus × TaeKook✔Where stories live. Discover now