🎪11: "Pink candy and red drunk trouble partner"🎪

3.8K 369 93
                                    

_

Kısa süreç bir takım belgeler, Jeongguk'un kendi şahsına ait avukatı, çekişmeli cümleler ve kararlar, Jimin'in havada uçuşan argo kelimeleri ve Jeongguk'un gittikçe artan özlemi ile geçerken gözleri nezarethanenin yolunda dolaşıyor, minik Tae'sinin ne yaptığını düşünüyordu. Bu olayı kendisi de halledebilirdi, öyle düşünüyordu fakat aklı tamamen Taehyung'tayken geçerli bir savunma da yapamayacağının farkındaydı. Bu yüzden avukatını çağırmış ve sirki tamamen kendisinin üzerine geçerken içinde hala bir şekilde kanamaya devam eden babasının vefatı, hemen ardından ise kendisini oldukça rahatsız eden minik Tae'sinin demir parmaklıklar arasında oluşuydu.

Hava gittikçe daha da soğuyor, karakolun içinde çalışmayan klimalar şuanda üzerinde olan ince pijamaları ile kendisini kötü etkilerken ellerini kollarına atıp sıvazlamıştı. Jimin'in içindeki ince gömleği görene kadar ise onun ceketini almayı planlıyordu fakat arkadaşı kendisinden de aptaldı.

Aslında şuanda karakolun klimalarının çalışıp çalışmamasıyla pek ilgilenmese de arada bir ürperiyor, üşüyen parmaklarını bacaklarını arasına sokup ısıtmaya çalışıyordu. Geçen dakiklar ile minik Tae'si elindeki kelepçeler ile koridorun başında gözükmüştü. Jeongguk'un titremesi bir anda artarken Taehyung'un kendisine, uzakta olsa mavi, yaşlanmış gözleriyle baktığını görürken oturduğu yerden ayağa kalkıp o tarafa doğru birkaç adım atmıştı.

Yanındaki polis kelepçelerini açtığında serbest olduğunu söylemişti. Taehyung ise serbest kalan elleriyle hızla Jeongguk'a doğru koşmaya başlamış ve attığı her adımda daha fazla çarpan kalbi ile öne doğru sıçramış, bacaklarını tıpkı kollarının boynuna yaptığı gibi beline sıkıca dolanmıştı. Kucağında küçülüp sıkıca ona sarılırken Jeongguk karnındaki gıdıklanma ve dudağının titremesi ile alt dudağını ısırıp yüzünü minik Tae'sinin boynuna gömmüştü. Kolları onu asla bırakmayacağını kendisine, kucağındaki bedene ve etraflarındaki birkaç insana kanıtlamak istercesine sıkıca dolandığında her dakika birbirlerinin vücutlarına olan baskılarını arttırıyorlardı.

İkisini gülümseyerek izleyen Jimin sağ gözünden düşen yaşı parmaklarının üstü ile hızlıca sildi. Onların arasındaki bağa her zaman hayran kalmış, özenmişti onlara. Şimdi ise mutluluktan daha çok ağlamamak için kendisini tutuyordu. Ama yalnız kaldıklarına o ikisine sıkıca sarılıp, onları sevdiğini kesinlikle söyleyecekti. Bazı zamanlar arkadaşı Jeongguk'un kendisine attığı sinirli bakışları ve kafasına yediği şaplakları aynı zamanda Taehyung'un kuyruğunun bilerek ayağına takıp onu yere düşürme çabasını bile seviyordu.

Jeongguk derin bir nefes alıp birkaç dakika daha öyle kaldı karakolda ki herkesin kendisine olan bakışları altında. Sonrasında dakikalarca izlediği koridoru ezberlemiş bir şekilde kafasını minik Tae'sinin boynundan kaldırmadan dönmüş ve çıkışa ilerlemeye başlamıştı. Jimin de onların peşinden gitmeden önce evrakları halledip arabasına ilerlemişti. Binmeden önce arka koltuğunda hala aynı şekilde oturduklarını görmüştü, bu ise sadece gülümsemesine neden olurken arabayı çalıştırıp sirke sürmeye başladı.


***


Araba sirkin önünde durduğunda Jeongguk kapıyı açıp kucağındaki beden ile aşağı inmiş karavana ilerlemişti. Merdivenlerden çıkıp hala sabahki dağınıklığını koruyan yataklarına uzandığında Jeongguk'un belinde olan bacakları çözülmüş ve üzerinde uzanmaya başlamıştı. 

Hemen arkalarından Jimin girdiğinde sarılarak yatan ikilinin hareket bile etmeyeceğini düşünüp yanlarına ilerledi ve üstlerine örtü örttü. Parmakları kısa bir anlığına Taehyung'un saçlarında dolaştığında kapıyı kapatarak karavandan çıktı. Aklına bugün sabahtan beri karakolda oldukları için sirk hayvanlarının hiçbir şey yemediği geldiğinde kollarının sıvayıp, üşüse bile, eline feneri alıp kucağına Pete'nin kurutulmuş yengeç poşetleriyle doldurdu. 

Jeon's Circus × TaeKook✔Where stories live. Discover now