🎪22: "NamNam and HoSeok"🎪

2.5K 360 57
                                    

_

"Jeongguk'un tek ailesi sensin Taehyung. Bende sizin oğlunuzum."

***


Jeongguk, karavanlarından çıktıklarından beri, asla ama asla minik Tae'sinin elini bırakmamıştı. Seokjin onları iş yerine götürmek, diğerleri ile tanıştırmak için arabasını getirtmişti. Birazdan araba binecekler iken, Taehyung heyecandan yerinde duramıyor, sürekli zıplıyor ve Jeongguk'un tuttuğu elini sallayarak ona heyecanlı olduğuna dair birkaç kelime söylüyordu.

Arabaya binmeden önce Jeongguk, Jimin'e, sirke sen göz kulak ol gibi birkaç cümle kurmuştu. Jimin onu onaylarken zar zor arabaya bindirmiş ve arkalarından el sallamıştı. Taehyung ilk defa karavanlarından daha farklı bir motorlu taşıta  bindiği için her yeri incelerken arada bir yerlere dokunmak için Seokjin'den izin alıyordu. Jeongguk ise Tae'sini heyecanlı hallerini izliyor ve içerlenmeden de edemiyordu. Aklının bir köşesine, kendi karavanları mı yoksa bu araba mı daha güzel, diye sormayı not etti.

Fazla uzun olmayan yolculuktan sonra Jeongguk camdan göründüğü kadar kocaman olan şirkete göz attığında yutkunmuş Tae'sini kendisine döndürmüştü. Şapkasını düzeltip kulaklarını iyice gizlediğinden emin olduğunda, kuyruğuna da Tae'sine daha iyi saklamasını söylemişti.

Taehyung onu onayladıktan sonra heyecanla arabadan inmiş, Jeongguk bulundukları yerin fazla kalabalık olduğunu gördüğünde hızla Tae'sinin elini kavrayıp yanına çekmişti ve ona acele etmemesini gerektiğini söylemişti. Şirkete girdiklerinde Taehyung heyecanla bakıyor, Jeongguk tedirgin bakışlarını insanların üzerinde ve bir de Tae'sinin her an çıkabilecek olan up uzun kuyruğunda gezdiriyordu. Onların aksine Seokjin hiçbir duygu belirtisi göstermiyor, içten içe heyecanlıyken biran önce Taehyung'u diğer kendi yarattığı ve yetiştiriği çocuklarıyla tanışmasını istiyordu.

Asansöre bindiler, birkaç kat yukarı çıktıklarında uzun koridorlardan geçmişlerdi. Beyaz, metal bir kapının önünde durduklarında Seokjin cebinden kartını çıkarmış ve kapının yanındaki cihaza okutarak açılan kapıdan hemen sonra içeri girmişlerdi.

Üzerinde siyah kabanı çıkartırken seslendi. "Çocuklar!" Kabanını kapının yanındaki askılığa astığında Taehyung'ta üstünü çıkartarak incelemeye başlamıştı. Bulundukları büyük oda iki bölmeden oluşuyordu. Camla ayrılan bir tarafta ne olduğunu tam anlayamadığı cihazlarla donatılmışken diğer tarafta klasik ev eşyaları vardı. Öyle ki, beyaz deri koltuktan hızla kalkan ve Seokjin'e sıkıca sarılan kişinin uzun kuyruğunu gördüğünde dudakları aralanmış, biran fazla şaşırdığı için nefesini bile tutmuşken, kendisi gibi olan birisiyle ilk karşılaşmanın şaşkınlığını yaşıyordu.

"Bakın size kimi getirdim." Taehyung'a ve Jeongguk'a göre kısa olan kişi bakışlarını mavi saçlı kişiye çevirdiğinde genişçe gülümsedi. "Sen V hyung olmalısın. Seokjin senden çok bahsetti."

Kendisine yaklaşan kişiye baktı daha inceler gibi. Açık rengine olan kahverengi saçlarının altında yuvarlak şekilli kulakları, belki de kendisininkinden daha uzun bir kuyruğu, ayrıca üzerlerinde siyah benekleri vardı. Birbirleriyle el sıkıştığında gülümseyen kişi bakışlarını kendisinin kuyruğunda, kulaklarında ve aynı zamanda mavi saçlarında gezdirmişti.

"Seokjin'in anlattığı gibi çok güzelmişsin. Kuyruğuna bir kez dokunabilir miyim?" Taehyung ilk defa kendisi gibi olan birisinin ve bu kişiyle tanışmanın heyecanı ile hızla kafa salladığında kuyruğunu ona doğru uzattığında dokunmasını ve daha sonra ağzından çıkan hayranlık dolu nidaları dinlemişti. 

"Bu Hope. Kendisi bir çitanın DNA'sını taşıyor." 

Seokjin tekrar dudaklarını araladığında onun yerine Taehyung konuştu karşısındaki kişiyle tanışmak amacıyla.

Jeon's Circus × TaeKook✔Where stories live. Discover now