🎪10: "I want to see my son "🎪

3.7K 409 133
                                    

_

Duyduğu hitap şekli kendisine tanıdık ama bir o kadar da sinir bozucu gelirken tişörtünün altından sakladığı uzun kuyruğunu çıkartıp karavana dönmek için attığı adımları hiçe sayarak Jeon amcasının sirkini satmaya çalışan avukata ilerledi. O sırada kendisini engellemek için önüne çıkan Jeongguk'a, sert bir omuz atarken ilerlemeye devam etmişti.

Kuyruğu yanından uzanırken orta yaşlardaki adamın boynunu kavrayıp yukarı kaldırmış, ayaklarının yerden kesilmesini sağlarken bundan birkaç yıl önce Jeongguk'un bileğine uyguladığı baskının yıllarının etkisiyle daha da fazlalaşması ile baskı uygularken adam, boğuluyor, evrak çantası çoktan yeri boylamış, boynunu istila eden bu güçten nasıl kurtulabileceğini düşünüyordu.

Jeongguk olayları idrak edemeden hızla Taehyung'a ilerlemiş ve önüne geçmişti. Tıpkı, tahmin ettiği gibi iri mavi gözleri, kırmızıya dönüşmüşken, koyu mavi saçları hafif elektriklenmişti. Jeongguk sıkıca omuzlarından kavradığında salladı birkaç kez. Fakat kırmızı gözler kendisine dönmüyor, kuyruğu ile bakışlarıyla kendisine hakaret eden avukatı sorguluyordu.

"Taehyung, bana bak!" Yüksek sesle bağırdığında kırmızı gözler kendisine döner dönmez eski rengini almış ve elektriklenen saçları normale dönmüştü. Arkasında bir ses duyduğunda hemen sonra öksürük sesler kulağına ulaşmış fakat bakışlarını Tae'sinden çekememişti. Omzundaki ellerini kullanarak kendisine çekmiş ve onu kollarının arkasına alarak sıkıca sarılmıştı.

"Şikayet edeceğim! Kapattıracağım bu sirki! Hapse attıracağım hepinizi!"

Arkasındaki adamın güçsüz sesini duymak istemiyor daha da sarılıyordu minik aynı zamanda bugün biraz yaramazlık yapan Tae'sine. Elini ensesinde ki saçlarına attığında, mavi tutamları parmaklarının arasına sıkıştırmış ve dudaklarını denk gelen kulağına sürtüp, küçük bir öpücük kondurmuştu.

"Seni yaramaz.."


***


Jeongguk huzurla göğsüne yayılan mavi uzun saçlara ve arada kıpırdayan kulaklara bakarken içi geçiyor, minik Tae'sinin güzel kokusu sayesinde birkaç saat kestiriyordu. Taehyung ise yaramazlık yaptığından beri Jeongguk'un göğsünde dinleniyor su içmek istese bile yerinden oynamıyor ve bu görevi kuyruğu yerine getiriyordu.

Geçen zamanların ardından karavanlarının kapısı sertçe çalınmıştı. Taehyun aniden doğrulurken kulaklarını oynatmış ve hızla kuyruğunu kendilerine siper etmişti. Jeongguk bir sorun olmadığını gösterir gibi saçlarını okşayıp küçük bir öpücük kondurduğunda yataklarından kalkıp terliğini giymiş ve kapıya ilerlemişti.

Açtığında karşısında dört tane polis görmesiyle kaşları çatılmıştı. Fakat agrasif polisler şaşkın Jeongguk'u kenara itip içeri girmiş ve gözlerine kestirdikleri Taehyung'un yanına ilerlemişlerdi. İki kişi onu kollarından tutup ayağa kaldırdığında Taehyung korkuyor, pek tepki veremiyordu şuanda ellerini arkadan kelepçeleyen insanlara. O sırada kuyruğu tişörtünün altına saklanmış, kulakları içeri doğru çökmüştü.

Her şeyi bir anda idrak eden Jeongguk büyük adımlarla yanlarına gelmişti. "Neler oluyor?!" Sertçe sorduğunda iki polis Taehyung'u karavandan çıkarmış diğeri kalarak Jeongguk'la konuşmuştu. "Şikayetçisi var. Onu karakola götürmek zorundayız." Jeongguk dudakları aralanırken polis onun şaşkınlığını takmamış ve hızla karavandan çıkmıştı. Jeongguk bir süre yere bakarak dalarken dışarıdan bir bağırış duymuştu.

"Jeongguk!!"

Minik Tae'sinin ağlamaklı titrek sesini duyduğunda koşar gibi dışarı çıkmış ve yanına koşmuştu. Birkaç saniyede yüzünü hızla avuçlarının içine aldığında Taehyung, bileklerindeki acıtan demir parçasına rağmen güvende hissetmişti Jeongguk'un avuç içlerinde.

Jeon's Circus × TaeKook✔Where stories live. Discover now