4-

922 111 49
                                    


Bu bölüm düzenlenmiştir.

"Hadi Ravenclaw, tüm gün hamle yapmanı bekleyecek değilim." Jimin duyduğu sesle cübbesinin altından asasını çıkardı. Köknar ağacından yapılan asanın özü Testral kemiğiydi.

Bu zamana kadar kullandığı anlarda kendisini asla yarı yolda bırakmamıştı. Şimdi ise Jungkook ile anlaştığı cuma günü gelmişti, geçen iki günde Durmstrang öğrencileri ile fazlasıyla kaynaşmıştı.

Ya da Wonho ile kaynaştın. İç sesi kısmen haklıydı çünkü Wonho sürekli yanında duruyordu. Bir şeyler yapmasa bile sadece oturuyordu onunla, Jimin kitap okurken yanında duruyordu, ders çalışırken yanında duruyordu.

Turuncu saçlı çocuk bundan şikayetçi değildi aksine anlaşabilmelerine seviniyordu.

Şimdi düello salonunun ortasında duran iki bedene bakıyordu Wonho. Neden bu kadar atıştıklarını anlamamıştı ancak oldukça eğlenceliydi.

Jimin Wonho'ya gülümsedi ve sanki az önce gülen o değilmiş gibi sert bakışlarını Jungkook'a çevirdi, onunda kendisinden aşağı kalır yanı yoktu. İkili bakışlarını virbirlerinden çekmeden yerlerine geçti.

Haline bak, bu Ravenclaw beni alt edebileceğini sanıyor.

Jungkook düşüncelerini uzaklaştırıp hareketlerine odaklandı. Oldukça tahmin edilebilir bir yapısı vardı Jimin'in. Asasını kaldırıp sallayacağı sırada Jungkook önce davrandı. "STUPEFY!"

Sersemlet rakibini birkaç metre uzağa püskürtmek için kullanılan bir büyüydü, oldukça basit görünüyordu ancak eğer asan sana uygun değilse büyü ters tepiyor ve sana çarpıyordu.

Büyü dudaklarından döküldüğünde Jimin salonun sonuna doğru uçarak sırt üstü yere düştü. Jungkook yüzünde sırıtışla kalkmasını beklerken kollarını iki yana açtı.

"Gördün mü Ravenclaw? O kendini koruma zırvalığın işe yaramadı değil mi?"

Jimin tepesinde dikilen çocuğa sinirle baktı, ona zafer mutluluğunu tattırmayacaktı. "Kes sesini Jeon. Hazırlıksız yakalandım sadece."

Sızlayan sırtını umursamadan ayağa kalktı. Bakışları etrafta dolaşırken gülmemek için direnen öğrencileri gördü. Bu daha çok hırslanmasına sebep olmuştu.

Boynunu sağa sola yatırarak pozisyon aldığında Jungkook asasını elinde döndürüyordu, yüzündeki sinsi gülümsemeyi silmeye yemin etti Jimin.

Art arda Expelliarmus -karşıdaki kişiyi silahsız bırakmaya yarar- büyüsü yolladığında Jungkook hepsini savuşturup kendine geri yollamıştı.

Daha çok hırslandığında Jungkook onu küçümser gibi bakıyordu.

Elindeki asasını düzelterek büyünün dudaklarından çıkmasına izin verdi. "PETRIFICUS TOTALUS!"

Park Jimin anında hareketsiz kalırken Jungkook gülerek etrafında dönüyordu. Bu savunmasız hali hoşuna gitmişti.

"Nereden ne hamle geleceğini bilemezsin Ravenclaw, zayıflığın hata yapmana sebep oldu gördün mü? Sen sadece asamı elimden almaya çalışırken ben seni saf dışı bıraktım."

Lanet olsun! Bu ukala herif haklıydı, Jimin ciddi bir zarar vermemek adına büyü ve şimdi kıpırdayamıyordu. Ama yaptığı büyünün etkisinin kısa süreli olduğunu unutmul gibiydi Jungkook.

Jimin ellerinin hareket ettiğini fark ettiğinde Jungkook hala ona nutuk çekiyordu. Sonunda tamamen özgür kaldığında gözleri büyüyen Jungkook'a gülerek bakmaya başladı.

Obliviate | Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin