1. BÖLÜM: POTNOVUJYA'YA HOŞGELDİN

754 127 251
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Silay!"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Silay!"

"Geliyorum."

Masanın üzerinden telefonunu son hızla alarak kapıya yöneldi. Ama unuttuğu bir şey vardı. Kapıya baktı. Annesi kapı ağzında komşularıyla konuşuyordu.

"Tamam." Diye düşündü. "Hâlâ vakit var. "

Elindeki eşyaları tekrar kontrol etmeye koyuldu. Telefon, tablet, kulaklık. Her şeyi almış görünüyordu. Peki ne eksikti? Kafasını kaldırmasıyla diğer masanın üstünde duran şarj aletini görmesi bir oldu.

"Tabii ya!"

Birbirine girmiş şarj aletini düzeltme zahmetine bile girmeden alıp kapıya koşmaya başladı. Nerdeyse çılgına dönmüş olan annesinin kendine bağıran sesini duyunca daha hızlı koştu.

"Silay! Son kez söylüyorum! Eğer şimdi gelmezsen burada kalırsın!"

"Kalmak istiyor herhalde. Ayrıca kalsın ne olacak? Her gün geldiğiniz yer."

Annesi ve yıllardır arkadaş olduğu komşuları -ki artık evleri birbirinden neredeyse altı sokak uzaktaydı ama o kadar uzun zamandır arkadaşlardı ki mesafeler birbirlerine komşu demekten alıkoymuyordu- tekrar konuşmaya dalmışken Silay kapıdan çıkıp ayakkabılarını giymeye koyulmuştu bile.

"Silay!"

"Anne buradayım."

Ayakkabılarını giydiğinde anne ve dedesi evden daha yeni çıkıyordu. Hayır, konuşmaları hâlâ bitmemişti.

"İnvudhe, invudhe büyüsü, poteh çiçekleri, şedraje, cones..."

Evden çıkan dedesine baktı. Yine o sözleri sayıklıyordu. Tam on yıl. Tam on yıldır, Silay daha üç yaşındayken dedesi bu sözleri sayıklamaya başlamıştı. Herkes, (annesi de dâhil) bunun eşinin ölümünden, yani Silay'ın anneannesinin ölümünden kaynaklandığını söylüyordu.

DUVARLARIN ARDINDAWhere stories live. Discover now