"Ne demek? '...Dünya'da değilsin.' Ne demek? Ben, ben neredeyim?"
"Potnovujya'dasın."
Silay daha da şaşırmış bir halde Beyaj'a baktı. Beyaj, Silay'ın yüzünü iki elinin arasına aldı.
"Şu an Potnovujya'dasın Silay Orenda!"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Silay!"
Ertesi gün gürültüyle çalan kapının ve gürültüyle bağıran sese uyandığında koşarak kapıya gitti. Kapıyı açtığında onu elindeki bastonla Beyaj karşıladı.
"Silay, çok şükür buradasın. Bir an kaçmaya çalıştığını sanmıştım."
Silay uykudan ayılmaya çalışarak gözlerini ovuşturdu.
"Bunu zaten denemiştim ve işe yaramamıştı. Neden bu kadar endişelendiniz ki?"
Beyaj yüreğine su serpilmenin etkisiyle bir nefes verdi.
"Hadi gel. Kahvaltı hazır."
"Tamam."
Beyaj sopasını kavradı ve koridorun sonuna doğru ilerledi. Silay kapıyı kapatıp kendini banyoya attı. Musluktan akan serin suyla yüzünü yıkadı. Başını kaldırıp kendine baktı. Başındaki yara azıcık iyileşmeye başlamıştı. Onun dışında yüzünde pek bir yara yoktu ve vücudunda da iyileşmeye başlayan birkaç çizik ve ezik dışında gayet iyiydi. Elleri de acıtmıyordu. Dün yediği fola bitkileri iyi gelmişti. Ancak saçları...
Aynada saçlarının hâlini gördükten sonra kendisine acilen çekidüzen vermesi gerektiğini fark etti. Aynanın yanlarındaki küçük dolapları yavaşça açıp göz ucuyla baktı. Dolaplardan birinin içinden bir tarak buldu. Tarak daha önce kullanılmamış görünüyordu. Saçlarını hızla tarayıp banyodan çıktı. Giysi dolabından dün giydiği özel kıyafeti bulup giydi. Çıkardığı pijamaları dolaptaki yerlerine koyarken battaniyenin üstünde uyuyan Hıçkıdık'a baktı. Küçük hayvan uyuyordu. Eğilip yavaşça başını okşadı ve "Tatlı rüyalar." Diye fısıldadı.
Ardından ayağa kalktı ve koşarak aşağıya indi. Karnı zil çalıyordu. Jemone dün de yaptığı gibi Silay gelince herkesin başlayabileceğini söyledi. Silay kahvaltı arasında meyve suyunu içerken aklına o soru geldi.
"Burada ben ve Lebriz'den başka insan var mı?"
Jemone endişeyle Beyaj'a baktı. Bunu söylememesi gerektiğini biliyordu ama yine de ona sormak istiyordu. Beyaj yavaşça başını iki yana salladı. Böylece Jemone zaten alacağını bildiği hayır cevabını almış oldu.
"Sadece Lebriz'in yanında kalan kötü insanlar var."
Jemone bunu söylerken ses tonu ve mimikleri Silay'a biraz değişik gelmişti. Sanki bir şey söylemesi gerekli ama saklıyor gibiydi. Ama yine de Silay, bunun üzerinde durmama kararı aldı. Kahvaltısını bitirir bitirmez Leta geldi. Jemone onu fark eden ilk kişi oldu.
