13. BÖLÜM: BARIŞ ELİ

62 38 17
                                    

Gözlerini açtığında Hıçkıdık karnının üzerine çıkmış üzerinde zıplıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerini açtığında Hıçkıdık karnının üzerine çıkmış üzerinde zıplıyordu. Onu üzerinden indirip doğruldu. Yatakta oturmuş gözlerini ovuşturarak ayılmaya çalıştı. Hıçkıdık yatakta da zıplamaya başlamıştı.

Yataktan inip banyoya girdi ve yüzünü yıkayıp kuruladı. Üzerini değiştirip Hıçkıdık ile aşağıya indi. Onu şatodan dışarıya bırakarak yemek salonuna girdi. Asay da Eze de gelmişti. Yerine otururken hizmetliler ellerindeki dolu tabakları ile kapıda göründü.

Bu sefer kahvaltısını ilk bitiren Eze oldu. Masadan kalktı ve salondan çıktı. Çok sinirli görünüyordu. Başıyla Asay'a, Eze'yi işaret ederek neyi olduğunu sordu. Asay hafifçe omuz silkti. Tabağındakileri yemeye geri döndü.

Kahvaltısı bittikten sonra mutfağa girdi. Eze orada yoktu. Mutfaktan çıkıp hayal odasına girdi. Eze duvara yaslanmış elindeki bir oyuncakla oyalanıyordu. Odaya girip yanına oturdu.

"Eze ne oldu sana?"

Eze başını dizlerine dayadı ve elindeki oyuncağa bakarak konuştu.

"Okulda biriyle tartıştım."

"Neden tartıştınız?"

"Benden yeni aldığım kalemimi istedi. Ben de vermek istemedim çünkü çok pahalıydı. Daha fazla da isteyince tartışma çıktı işte."

"Peki sen kalemi neden vermedin?"

Başını kaldırmadan gözleriyle Silay'a baktı.

"Dedim ya çok pahalı diye."

"Evet sen de dedin ya çok pahalı. Ya o arkadaşın almayı çok istediyse ve alamadıysa? Sen de onu vermeyince ya çok üzüldüyse?"

Başını dizlerinden kaldırdı.

"Ama alamaması benim suçum değil."

"Ama vermemen senin suçun Eze. Onu uyararak da olsa verebilirdin. Bazen hatanın bizde olduğunu kabul etmeliyiz öyle değil mi?"

Biraz düşündükten sonra kafasını salladı.

"Evet, haklısın. Yarın onunla konuşsam iyi olacak."

Bir anda Silay'a sarıldı.

"Teşekkür ederim Silay."

Silay daha ona sarılamadan Eze ayağa kalkıp kapıya koştu. O sırada Asay içeriye giriyordu. Onun önünden geçip odadan çıktı.

"Bunun az önce suratı asık değil miydi?"

Silay gülümseyerek cevap verdi.

"Evet, öyleydi."

Asay kollarını bağlayarak duvara yaslandı.

"Ona çok iyi ablalık yapıyorsun."

Yüzündeki gülümseme bozuldu. Aklına yine evi geldi.

DUVARLARIN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin