"Ne demek? '...Dünya'da değilsin.' Ne demek? Ben, ben neredeyim?"
"Potnovujya'dasın."
Silay daha da şaşırmış bir halde Beyaj'a baktı. Beyaj, Silay'ın yüzünü iki elinin arasına aldı.
"Şu an Potnovujya'dasın Silay Orenda!"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Gözlerini açtığında içinde hiç yaşamadığı bir heyecan vardı. Koşar adımlarla banyoya girdi yüzünüyıkadıktan sonra saçlarını taradı. Üzerine pantolon ve üst giydi. Uyanık olan Hıçkıdık'ı eline alıp aşağıya indi. Hizmetliler yine her zamanki gibi etrafta koşturuyor, sofrayı hazırlıyorlardı. Onların arasından geçerek şatodan çıktı. Hıçkıdık'ı yere bırakırken Asay şatoya geliyordu.
"Günaydın Silay. Bugün çok neşeli görünüyorsun."
Silaygözüne gelen güneş ışığı yüzünden elini alnına koydu.
"Günaydın. Evet öyle...de sen neden buradasın? Yani seni daha önce kahvaltıda hiç görmemiştim."
Asay alt dudağını ısırıp kafasını kaşıdı.
"Şey...e. Evde bir tartışma oldu da...Annem beni evden kovdu. Kısacası kahvaltıyı burada yapmak için Jemone'yeyalvaracağım."
Silay kocaman bir kahkaha attı.
"Annen seni evden mi kovdu?"
Asayoflayarak yanıtladı.
"Evet. Evden kovdu. Nedense canı her istediğinde bunu yapıyor. Yani...evde başka kardeşlerim de olmasına rağmen neden ben?"
"Yani bu ilk kovuluşun değil öyle mi?"
Asay başını iki yana sallarkenSilay'ın gülmekten gözünden yaş gelmişti. Normalde hiç bu kadargülmezdiama bugün gülmek istiyordu.
"O zaman masalar dolmadan önce Jemone'ye gitsen iyi olur."
Asay şatoya baktı.
"Doğru."
Ooradan giderken Hıçkıdık da karnını doyurmuş, ayağının üzerine atlamıştı. Onunla birlikte şatoya girdi. Yemek salonundaAsay'ın, Eze'nin yanına oturması dışında herkes aynı yerineoturmuştu. Girerken Hıçkıdık'ı yere bıraktı. O masanın öteki tatafına dolanırken yerine oturdu. Masa hazır olunca Jemone kahvaltıyı başlattı. Tabağındaki her şeyi bitirmek için çatalınasaldırmışken Eze Asay'a laf attı.
"Neden burada yemek yiyorsun ki? Başka yer mi yok?"