8.Kitapçı

2.6K 336 86
                                    


               Merhaba!Yine ben.Sonay...Görüşmeyeli neler oldu neler.En son sizlerle kitapçımızın açılmasında kalmıştık değil mi?Hani şu eda ablamın karşımızda kahveci açılmasından sonra geçirdiği anksiyete krizlerin bolca olduğu dönem.O iş öyle kalmadı vallahi.Nasıl mı yani?Anlatayım o zaman.

             Karşıdaki kahveci Ömer diye bir çocuk açmış .Daha doğrusu Ömer'in abisi Onur abi...Onur abinin aslında bir lojistik firması varmış ama kardeşi Ömer İtalya'dan dönünce ,üstüne bir de yeni nesil bir kahveci işletmeye karar verince Onur abi bu görevi üstlenip bizim karşıdaki dükkanı bulmuş.Buraya kadar bir sorun yok .Ama bu durumlarla ilginç bir şekilde Eda ablanın damarına basılıyor.Orasını bir türlü anlayamıyorum.Şöyle ki sadece bu kahvecinin karşımıza açılışı bile Eda ablayı sinirlendirmeye yetiyorken.Sanki bilinçli ya da bilinçsiz işlerimize taş koyuluyor Onur abi tarafından.Bunu bize zarar vermek için değil de Eda ablayı sinirlendirmek için yapıyor sanki ve çok da başarılı oluyor.O kadar kibar ki insan kızamıyor da Onur abiye.Kibar adam ama  konu Eda abla olunca çok da gıcık.

Geçen sabah neler oldu anlatayım:Sabah erkenden kitapçıyı açtım ,dükkanı havalandırdım ,masaların tozunu aldım.Hava pırıl pırıl görseniz baharın sıcacık havasını iliklerinize kadar nasıl da hissediyorsunuz son günlerde .Öyle ki her fırsatta kapının önündeki masamızda buluyoruz kendimize Eda abla ile .Neyse yine aynısı oldu hazır sabah erken Eda abla da gelmemişken elime kitabımı , demini yeni bulmuş çayımı aldım .Dükkkanımızın önündeki yuvarlak masamıza geçtim.Ben bana eşlik eden tertemiz sabah havası kuş sesleri ile kitabımı okurken dükkan için alışveriş yaptığımız pastacının çalışanı olan Ali'nin arabası kahvecinin tam önünde durdu.Alilerin pastanesi bize her gün ikramlık ürünler getirir.Bunlar bazen cupcake bazen kruvasan bazen de rengarenk makaronlardan oluşan efsane tatlar olur.Müşterilerimizzin bazıları dükkanımızın içindeki masalarımızda oturmayı tercih ederler .Onlar gözleri kitaplarında çaylarını -kahvelerini içerken biz de onlara bu lezzetli tatlarımızdan ikram ederiz.Her sabah Ali tarafından getirilen bu ikramlıkların teslim saati de kolay kolay değişmez Eda abla bu konuda çok titizdir.Kahvecinin açıldığı ilk günü saymazsak tabi.O gün de böyle bir karışıklık çıkmıştı çünkü...Bugün de işler biraz farklı görünüyor.Çünkü ben daha yerimden kalkmadan Ali elindeki bütün kutuları Onur abiye teslim etti ve kaçar gibi gitti.Ha gitmeden önce bana kısa bir açıklama yapma zahmetinde bulundu sağ olsun.

-Sabah çıkan tüm ürünleri Kahveci'ye bırakmak zorunda kaldık Sonay hanım.Size öğlen çıkanlardan taze taze getireceğim lütfen kusura bakmayın dedi.

Kusura mı bakmayayım?Ben bakmam canım ne olacak.Ama Eda ablanın o kusuru sana yutturmasını nasıl engelleyeceğiz Aliciğim?Bunun da cevabını verip gitseydin keşke.Ben öyle ellerim dizlerimde oturduğum sandalyeye çökmüş kara kara düşünürken o şu an ve sonraki birkaç saat duymaktan korktuğum ses ile kendime geldim.

-Sonay ne oldu canım?Dükkanını su basmış Karaköy esnafı gibi yıkılmışsın.Paçalar da sıvalı değil ,hayırdır inşallah.

Eyvahlar olsun ,neşesi de yerinde.Gece ağladın mı acaba?Genelde dükkanda ağladığını denk gelmiyorum artık ama gece ağladıysa gözleri şiş olmasına rağmen ertesi gün fazla neşeli oluyor.Bugün ilk defa ablamın gece sızıp sabah geç gelecek olmasını diledim.Ama olmadı.Allah affetsin...En azından öğlen kör olmayasıca Ali şu ürünleri getirene kadar gelmeseydin be ablam.

-Abla hoşgeldin.Günaydın.Şey...Şey oldu da.

-Şey?Ney? Sonay,ne oluyor canım beni görünce mi heyecanlandın?Hahahha.

-Abla.Bi aksilik oldu da.Bizden kaynaklı değil .Ama sinirlenme tamam mı?Söz ver.

Eda ablam söylediklerimi duyunca hemen ciddi yet abidesi maskesini takıp kaşları havada devam etti konuşmaya:

-Sen şu aksiliği söyle bir canım.Ona o zaman karar vereyim.

-Şey..Ali bize ikramlıkları teslim etmedi henüz.Ama öğlen taze taze getirecekmiş.

-Bu mu aksilik?Ee tamam ne yapalım canım benim.Olur öyle ,insanları mı darlayalım? Bu yüzden?Zaten öğlene kadar pek kimse gelmez bugün haftasonu.Sorun ne?

-Şey olmuş da.

-Ne olmuş Sonay?Hadi ama!

-Kahveci hepsini almış yani bizimkileri de oraya bırakmak zorunda kalmış Ali.

Bunu demese miydim acaba ya?Ama sonradan duyarsa daha çok kızardı.Of ya.

Eda ablam bu cümleyi duyar duymaz gözlerini, kahvecinin önünde sigara içerken bir eli jilet gibi takım elbisenin cebinde kafasını gururla kaldırmış küstah küstah Eda ablaya bakmaya devam eden Onur abiye çevirdi.Ablam gözlerini bir an bile Onur abinin gözlerinden çekmeden;

-Neden yine böyle bir şey yapmışlar Sonaycım pek sevgili komşularımız?

-Şey..Son anda bir doğum günü partisi organize edilmiş de kahvecide mecbur kalmışlar.

-Mecbur kalmışlar!Öyle mi?

-Öyleymiş abla.

-Hıhı !Kesin öyledir Sonaycığım.

Eda abla kıpkırmızı suratla' Bu sefer istediğini vermeyecem sana pislik herif'diyerek dişlerinin arasında hırsla söylenip arkasını döndü. Ayaklarını yere vura vura kitapçıya yürürken de konuşmasının desibelini arttırarak devam etti.

-Doğum günüymüş.Son andaymış...Hadi oradan.Çocuk kandırıyor sanki ŞIMARIK PİÇ!

Hih!Eyvahlar olsun!Adama küfür etti.Abla!Allahım resmen adama küfür etti inşallah duymamıştır.Bir saniye...Gülüyor mu Onur Abi?Neden gülüyorsun be adam?Kadın sana küfretti sen gülüyor musun bir de?Allah Allah.

Onur Abi Eda Abla gözden kaybolunca kendi kendine sırıtmaya devam edip derin derin içine çekti sigarasını ve kahveciye girdi o da.Resmen mutlu oldu .Keyfi yerine geldi adamın.Gerçekten normal değil bu Karlılar.

Merhaba Pek Sevgili Canımlar🧡Yıldıza dokunup beni mutlu eder misiniz?

SONAY  (TAMAMLANDI)-IIIWhere stories live. Discover now