27.Serdar'ın Bahçesi

2.5K 374 205
                                    

                        Serdar'ın Anlatımıyla

-Gel buraya Sonaaay.Hem nereye kadar kaçacaksın ev benim güzelim..

            Sonay'ın ardından mutfağa girdiğimde onu tezgaha yaslanmış elleriyle yüzünü kapamış başına gelecekleri yarı korkarak beklerken buldum.Yine de halimizden keyif aldığı belliydi çünkü saklamaya çalışsada kala kıkır kıkır gülüşünü duyuyordum.

-Editör hanım !Hmm demek buradasınız?

-Hayır değilim.

-Anladım.Evet buradayım mı diyorsun canım.

Sonay elleri hala yüzünde kafasını hayır anlamında sağa sola sallasa da ben ona aldırmayıp oyunuma devam etmeyi tercih ettim:

-Yüzünü kapatırsan seni nasıl duyayım ki.Cezama razıyım mı dedin anlamadım?

               Attığım zarfı hemen yedi benimki ellerini yüzünden çekip ;

-Hihhh ne cezası yaa.Hayır diyorum hayıııııırrr.

             Bunu derken de o boncuk gözlerini açabildiği kadar açtı çünkü beni bu kadar yakınında beklemiyordu.O yüzünü kaparken ben dibine kadar gelmiş iki yanından elimi tezgaha dayamış biraz da ona doğru eğilmiştim.

-Yaaa ben bir şey yapmadım ama.

-Öyle mi ben niye benimle eğleniyormuşsun gibi hissettim az önce canım peki?

-Bilmeeeemm.Belki yanlış anlamışsındır.

           Seni öyle güzel cilveli çıktı ki yüzümü yüzüne biraz daha yaklaştırmaktan alamadım kendimi;

-Gözlerinin ne güzel bir kahve senin öyle dedim gözlerim gözlerine kitlenmişken.

-Aaaa kahve yapayım mı bize Serdar?dedi benimki.Güzel kurtardı valla tebrik ederim.O top buradan çevrilmezdi ama helal olsun.

-Kahve mi?Haaaa kahve.Olur yaaap.

           İçinde bulunduğumuz yoğun atmosfer Sonay'ın sorusuyla dağılırken ellerimi tezgahtan çekip bir adım uzaklaştım aşık olduğum gözlerden.Sonay ise  az önceki yakınlaşmamızdan panik olduğundan sanırım  hemen kendini toparlayıp dolaplarda kahve aramaya başladı.Onu kupaların olduğu dolaba yönlendirip ben de kahve makinesinin başına geçtim.Yaklaşık iki dakika sonra ellerimizde kupalarımız bahçedeki ahşap masanın bakında yan yana oturuyorduk.Sonay bakışlarını bahçede dikkatle ve uzun uzun dolaştırdıktan sonra;

-Çok güzel bir bahçen var biliyor musun? Ben bayılıyorum buraya.Ama biraz çiçek eksik.Bir de şu köşeye sallanan koltuklardan alsan hani Onur abilerde varya ..

-Evet.

-Hah ondan işte çok yakışır oraya.Havası da değişir.

-Öyle mi?Güzel mi okur diyorsun?

-Tabiii!Harika olur bence.

-Ee alalım o zaman.Ben pek anlamam ama bu bahçe işlerinden .Evde de pek vakit geçiremiyorum biliyorsun.Geldiğimde de...

-Uyuyorsun.

-Aman iyi beeee.Uyuyorum oldu mu? Fırsatını bulunca 10 saat uyuyorum.Hah rahatlayın şimdi Sonay hanım.

-Hahahahhahaha.Kızdı bir de yaaa.

-Gülmesene kızım.Delirttiniz beni yaa uykuda uyku.

-Hahhahahaha.

-Bak hala gülüyor yaa.Bekle beni tableti alıp geliyorum hemen.

             Salonda açık olan tabletimi alıp Sonay'ın kucağına bırakırken gülmeye devam edip bir taraftan da ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çabalıyordu.Tableti gösterip;

-Ney yapacağım bunu?diye sordu.

-Bahçeyi istediğin şekle sokacağız.

-Nasıl?Ne yapacağız tabletle.

-Güzelim sallanan koltuk güzel olur demedin mi?Ben anlamam o işlerden dedim ben de.

-Eee?

-Eeesiii sen bir tane beğeneceksin ben de  alacağım işte.

-Aaaa ciddisin sen?

-Tabi ciddiyim.Hadi bakalım Sonay hanım.Görelim zevkinizi.

-Eee gösterelim bari..Zevkimizi yani...

            Bu kadın böyle tatlı tatlı konuşursa beni bitirir ama.Bu böyle olmaz ben söyleyeyim.Serdar'ın da bi kalbi var.Serdar da insan evladı arkadaş.

           Elinde tablet biraz oyalandıktan sonra ekranı bana gösterip;

-Bu nasıl sence?diye sordu.

           Ben be bileyim nasıl.Normal sallanan bir şey işte.Yani gerçekten şu an derdim o koltuk olabilir mi güzelim?Çok masumsun sen bee.

-Güzel.Sen beğendin mi?

-Çoook.

-O zaman alalım.

-Ama biraz pahalı.Derginin reklam aldığı bir firma ama bu. O yüzden ben arayabilirim müdürlerini indirip yaptırırız buna.

-Bak sen editör hanıma ...Yoksa görevinizi kötüye mi kullanacaksınız?

-Yaaa ne alakası var.Tanıyoruz insanları yardımcı olurlar diye öyle söyledim.

-Gerek yok güzelim.Yüz göz olma şimdi insanlarla.Bir başlarsan yarın öbür gün onun isteği bunun ricası burnundan getirirler.Sen tamamsan alayım bunu hemen.Fiyatı sorun değil.

-Bence güzel.Çok yakışmaz mı şuraya?

Bu bahçeye ,bu eve en çok sen yakışırsın demek istedim ama onun yerine;

-Evet çok yakışır dedim.

Sallanan bahçe koltuğunu aldıktan sonra Sonay bana tabletten bahçeye uygun çiçekleri gösterirken telefonu çaldı.Ekranda gördüğüm isim Kadir di.Kimdi ki acaba bu Kadir?Dergiden mi acaba?Ben böyle merakla kara kara düşüncelere gark olmuşken Sonay telefonu Canım diye açınca merakım on kat daha artı.Allahım ne olur korktuğum şey olmasın diye on saniyede kırk dua ettim.Ama Sonay konuşmasına kalkmayıp yanımda devam edince biraz da rahatlamadım değil.Havadan sudan Sonay'ın Nazlı adında birini sormasıyla çıkardığı sevinç nidaları falan derken konuşması bitti.Meğer Urfada liseden arkadaşlarıymış Kadir ile Nazlı güzelimin.Ankara'ya gelmek istiyorlarmış.Biri Malatyada diğeri Trabzonda yaşıyormuş yanına gelelim demişler.Sonay'ın o sevinç çığlıkları da ondanmış.

-Aslında Kadir daha önce de geldi ama ben göremedim arkadaşımı biliyor musun? Bir sürü bahane uydurdum çocuğa.Ne kadar aptalım ben ya.

-Deme öyle şartlar farklıydı.Sen farklıydın.

-Olsun insan arkadaşı dibine kadar gelmiş hiç görüşmeden gönderir mi?Ama işte yaptım.Sırf Gökhan huzursuzluk çıkarmasın diye ne yalanlar söyledim ben arkadaşıma.

-Sonay boşver artık eskiyi canım.Geçti gitti.Sen bundan sonrasına bak.Ne zaman geliyorlarmış arkadaşların.

-Doğru diyorsun.Offf çok heyecanlandım.Haftaya Cuma geliyorlar.Birkaç saat erken çıkarsam onları havalimanında karşılayabilirim.Sence Arda bey izin verir mi bana?

Soruya bak yaa.Canım benim...Sıkıyorsa vermesin..

-Tabi verir sen Arda'yı düşünme bile.Hatta o gün beraber gidelim mi havalimanına?Yemeğe götürürüz sizinkileri.Sonra artık ne isterseniz...Eğer kalacak yerleri yoksa benim ev müsait biliyorsun.Ben dayımlara geçerim.

-Yok yok Kadir'in kuzeni Ankara'da yaşıyor zaten.Nazlı da bizde kalır.Betül de tanışmayı çok istiyordu.Ama o gün havalimanına almaya gidebiliriz süper olur.Ayyyyy Serdar çok heyecanlandım.İnşallah seversin bizimkileri.

Sevmem mi beee? Senin sevdiğin dağı taşı severim ben.Sen göster şunu sev Serdar de ben onu seveyim canım benim.

Kapının hararetli çalmasıyla Onurların geldiğini anladık.Ben daha kalkmadan Sonay 'ben açarım'deyip seke seke içeriye koşunca ardından öylece bakakaldım prensesimin.

Bölümü Oylayıp Beni Mutlu Eder Misiniz Canımlar?ÇOOK SEVGİLER.

SONAY  (TAMAMLANDI)-IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin