8

6.9K 636 39
                                    

Draco çekinerek kafasını biraz çevirdiğinde tahmin ettiği gibi Potter'ı gördü.

Onun karşısında bu kadar aciz görünmek istemese de hala sessizce ağlıyordu, kalkacak gücü yoktu.

Çocuk sakince sırt üstü dönmüş Draco'ya bakıp hırkasını çıkarttı. Sonra kendisi gibi sırt üstü yattı, kolları birbirine temas ederken üzerlerine hırkasını örttü. Draco onun hırkayı kendisinin üzerine fark ettirmemeye çalışarak ittiğini görünce yutkundu.

Göğü izlemeye başladılar, Draco o yanındayken ilk kez kıskançlık ve öfke haricinde bir şey hissettiğini sandı. Minnet miydi?

Sonra aniden çıplak sol kolunu hatırladı, yutkunurken sağ kolunu dövmesine sardı.

Geçen birkaç dakikanın ardından Potter'ın çatallı sesi "Ne oldu?" dedi.

Draco titrek bir nefes alıp ancak durdurabildiği ağlamasını umursamadan hafifçe ona döndü. O hala göğe bakarken Draco onun yattığı için yamulan gözlüğüne baktı. "Asıl sana ne oldu? Ne yapıyorsun?"

Sesi oldukça kötü çıktığı için yutkunarak düzeltmeye çalıştı ancak boğazı acıyordu. Potter sonunda kendisine döndüğünde, Draco sağ elinin tırnaklarını sol koluna geçirdi. "Ben hiçbir şey yapmıyorum." Gözleri biraz kendisinin yüzünde dolaştığında "Korkunç görünüyorsun," diye devam etti.

Söylediği kötü şeylere rağmen Draco tırnaklarını koluna batırmayı bıraktı. Sonra şikayet eder gibi titreyen sesiyle "Bana işaretli dediklerini duydum," dedi.

Kendi söylediklerine gülebilirdi, sanki annesine şikayet ediyordu! Tekrar yutkunurken onun da bunun etkisiyle hafifçe gülümsediğini gördü, gözlerini ondan çekip göğe çıkarırken göğsü birkaç kesik nefesle yükseldi. "Bana sürekli söyledikleri şey,"

Draco ona hak verse de neler olduğunu anlamayan yanı hiç de küçük değildi. Kendisiyle neden konuşuyordu? Neden yanına yatmıştı? Peki gökyüzü neden Draco'nun az önce düşündüklerine inat güzel görünüyordu?

To Be So Lonely / ❝Drarry❞Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang