To Be So Lonely / ❝Drarry❞

32

Draco yatağındaydı, sabah güneşi yüzüne vuruyordu ve yatakhanenin hazırlanma seslerini dinliyordu. Blaise yanında giyinirken dün döndüğünde o uyuduğu için söylemediği şeyi söyleyerek "Annem beni Hogwarts'tan almayı düşünüyor," dedi.

Blaise giydiği pantolonu çekmeyi bırakarak yarıda kalmasına sebep oldu, Draco ona ilgisizce bakındı. "Nasıl? Gidecek misin şimdi?"

Sakince ayağa kalkarken gerindi. "Bilmiyorum, beni dinleyeceğinden emin değilim ama yazacağım. Oraya dönmek istemiyorum."

Blaise kendisinin yanına adımlayıp oturdu, pantolon hala bacaklarında asılı durduğu için biraz yavaş gelmişti. "Seni dinleyeceğinden emin değil misin? Başka... Başka kimi dinler ki?"

Draco ona döndü, keyifsiz olsa da gülümsedi. "Muhtemelen ona, oğlunun zorbalığa uğramayacağına söz verebilecek birini dinlerdi... Boşver, zaten kesin değil."

Blaise kendisine kaşlarını çattı. "Draco, annene ben yazabilirim. Seni korurum, zorbalığa uğramazsın."

Draco onun söyledikleriyle gülümsedi. Niyeti gerçekten sadece iyilikti, Draco'yu düşünüyordu ama anlayamazdı. Daha birkaç gün önce Hogsmade'e gitmek için ısrar etmişti çünkü bilmiyordu. Kolu bir işaretle kirlenmeden bilemezdi de. Bu yüzden Draco ona bunu açıklamaya uğraşmadı, zaten o kendisini anlayamazdı.

"Bunu dinleyeceğini sanmıyorum, ben ona burada mutlu olduğumu sebepler halinde açıklayacağım." Blaise ikna olmuş gibi görünmüyordu, şüpheyle kendisini süzüp "Emin misin?" dedi. Draco kafasını salladığında devam etti. "Peki onu ikna edecek ne yazacaksın?"

Draco omuzlarını kaldırıp bilmediğini gösterdi, ayağa kalkıp giyinmeye başlarken "Bir şeyler bulurum," dedi.

Sonunda beraber hazırlanıp derse inerken Blaise normalden sessizdi, Draco elindeki kitapları tutabilmek için uğraşıyordu. Çocuk aniden kendisine dönüp "Şu ödev ne zaman başlıyordu?" dedi. Draco anlık olarak ona dönse de hala kontrolünü kazanamadığı kitaplarına tekrar eğildi. "Weasley ödevin mi?"

"Şuna söyle demeyi kes ama evet, o."

Draco kaşlarını kaldırıp etrafa bakındı. "Bu hafta başı başlayacak, muhtemelen o zamana kadar da grupları belirliyormuş gibi yaparlar."

Blaise kendisinin bu dediğine sırıttı. "Bunu McGonagall'ın yapacağına olan inancın kaç?" Draco ona dönüp ciddiyetle kafasını salladı. "Çok yüksek, yüzde üç falan."