12

6.3K 557 65
                                    

Draco girdiği koridorun duvarına yaslanırken yutkundu.

Aptal gibi heyecanlıydı, onu beklerken heyecanlıydı ve bu göğsüne vuran kalbine küfür etme isteği uyandırıyordu.

Koridora giren karmakarışık saçlı kafayı gördüğünde doğruldu. Çocuk karşısında durarak "Beni mi çağırdın?" dedi. Kaşları hala çatıktı, Draco uzanıp eliyle düzeltme isteğini yumruklarını sıkarak bastırdı.

"H-hırkandan bir mektup çıktı." Çocuğun kaşları havalandığında öylece kendisine baktı. Draco onun gözlüklerinin parlayan camlarının altındaki gözlerine bakarken kaşlarını çattı. Onun gözleri karanlıkta göremediği ve asla dikkat etmediği kadar canlıydı. Kendisininkiler gibi ölü bir denize benzemiyor, aksine canlı bir ormanı andırıyordu.

"Evet?" çocuğun sesiyle irkilip "Ne?" dedi. Potter kafasını hafifçe sallayıp dudaklarını yaladı. "Mektubu verecek misin?"

Onun söyledikleriyle hızla çantasına uzanıp mektuba bakındı. Sonunda mektubu gördüğünde duraksadı. Kafasını kaldırıp çocuğa tekrar baktı. Derin bir nefes alırken kafasında dolanan tilkileri dinledi. Çantasını kapatarak "Yanıma almayı unutmuşum," dedi. "G-gece Astronomi Kulesine getirebilirim?"

Yüzünün yandığını hissettiğinde ona bakamayarak gözlerini etrafta dolaştırdı. Midesinde büyüyen bir şey canını yakıyordu, neden böyle davrandığını, neden böyle şeyler söylediğini bilmiyordu.

Çocuk ağzını aralayıp bir şey diyecek olsa da vazgeçip yutkundu, kafasını sallarken "Tamam," dedi. "Gece...geceyarısı orada olurum."

Draco ona hızla kafasını sallayıp arkasını döndü, koşar adımlarla uzaklaştığı koridordan sonra durmadan ilerleyip bahçeye çıktı. Kendisini tekrar bir duvara yaslarken soğuk havaya aldırmadan çantasını sıktı, mektup yanındaydı, neden böyle söylediğini bilmiyordu.

Gözlerinin neden onu daha önce görmediği gibi gördüğünü bilmiyordu.

To Be So Lonely / ❝Drarry❞Where stories live. Discover now