27: ❝Avoir Mon Corps❞

2.8K 298 444
                                    

🎼 |Rihanna - We Found Love |

■■■■■■■■

Merhaba :) Ben geldim.

Nasılsınız, her şey yolunda mı? Epeydir bu soruyu bile soramıyordum size, çok özledim... iyisiniz değil mi?

Beni soracak olursanız iyiyim. Nihayetinde omzumdaki en büyük yük olan sınavdan iyi/kötü bir şekilde kurtuldum. Belki haberdardınız, çok çok saçma ve absürt bir sınavdı, güzel ülkemin işleri işte ne yapalım :)

Yazmayı, Epistle'ı, sizi, bu ortamı çooook özledim. Çokta uzatıp sizi sıkmakta istemiyorum ama birkaç gevezelik yapıp kaçacağım.

Öncelikle Epistle'ın bundan sonraki bölüm düzeni hakkında konuşmak istiyorum. Finale kadar tamamladım aklımda, her şey eksiksiz ve sadece yazılmayı bekliyorlar. Yazma sürecimin aralığıda sizin oy ve yorumlarınıza göre değişecek. Tatmin olduğum anda bölüm yazmaya/yayımlamaya başlayacağım. Umarım ilginizi verirsiniz.

İkinci olarak ise, gitmeden önceki duyurumda yeni bir kurgu yayımlayacağımı söylemiştim. Kurgu taslaklarımda ve belirli miktarda bölüm var şu anda. Size yönelteceğim soruya gelen dönütlere göre yayımlayacağım ya da bekleyeceğim.

Epistle final verdikten sonra mı yayımlama mı istersiniz yoksa kısa bir süre içerisinde mi yayımlamalıyım. Tercihlerinizi yorum olarak belirtirseniz ben de yol haritamı ona göre belirlerim.

Son uyarı, aradan uzun zaman geçtiği için belki gidişatı unutan ya da en basitinden bir önceki bölümde ne yaşandığını unutanlar olabilir. Tavsiyemdir bir önceki bölümü anımsayıp geliniz, göz ucuyla baksanız bile kafii.

Pekâlâ şimdilik bu kadar, biraz paslanmışım neredeyse 60-65 gündür yazmıyorum... Umarım hoşunuza gider.

Bu arada bölüm TAM anlamıyla yetişkin içerik içeriyor. :))

Hadi bakalım.

Sizi seviyorum.

Başlayalım?

......

Her şey kendi karşıtı ile beslenir; benzerin benzere hiç faydası yoktur."

Belki de Jungkook ve ben Plato'nun nacizane teorisini bozgunlayan iki kişiydik.

Sahiden, birbirimizin benzeriydik. Ruh eşi olayından aykırıydı bizimkisi. Türlü acıların, aynı şekilde meydana çıkmasıydı. Aynı gökyüzünde nefes alırken, farklı yönlere bakmaktı ve bu aykırılık bile aynı şeyleri yaptığımızı gösteriyordu.

Ordaydım.

Onu ilk öptüğüm yerde.

Bu defa başka bir kıyıydı ama su aynıydı. Gördüğüm iki çift iris başından beri gördüğümden bir ton daha farklıydı. Bu defa farkında olarak bir aile gibi bakıyorduk birbirimize. İçmek ilk defa sarhoş etmiyordu mesela zira ona baktıkça ayyaş kesiliyordum.

Jeon Jungkook ve ben, bu defa iki yabancı olarak oturmuyorduk sahilin yarı ıslak kumunda.

Yemin ederim geldiğimizden beri tek kelam çıkmamıştı boğazımdan, o da benden farklı değildi. Sırtımızı kırağı kırıntıları saran kuma vermiştik. Deniz hiddetli değildi, lodosta yoktu. Belki yaptığımız gerçekten delilikti ama ikimizinde buna rağmen üşümediğine emindim. Ben kıyafetinin altında akan sıcak kanı hissediyordum, bu beni ısıtmaya yeterdi.

Akşamın kaçıncı cehennemi olduğunu bile bilmiyordum ama, belki de artık gecelerden korkmuyordum. Sessizlikten, uyumaktan, Ay'dan, yıldızlardan, duvarlardan... Beni koruyan, koruyacak olan, elimi tutacak ya da kanayan dizimi silecek bir eşim vardı.

Epistle | TaekookWhere stories live. Discover now