29: ❝Tout Est Changement❞

2.5K 279 535
                                    

🎼 | Tove Lo - Crave |

■■■■■■■

Çok sık bölüm geliyor, bu yüzden önceki bölümleri okuduğunuza lütfen emin olun. Tek bir karışıklık bile hoş olmaz, dikkatli olmanızı öneririm.

Başlayalım.

.......

Belirsizlik.

Sözlükte kelime anlamı ne bilmiyorum ama, zihnimin şu anki kitabında çok sinirli olmakla çok sakin olmanın eşiğinde dikiliyor olmaktan farksızdı.

Nasıl hissettiğimi bilmiyordum. Sinirli miydim, sakin miydim ya da hiçbiri miydim bilmiyordum. Bildiğim tek bir şey vardı o da Jungkook'un hemen önümdeki kızla dakikalardır mevzunun ne olduğunu bilmediğim bir şekilde konuşuyor olmasıydı.

Ve bunun düşüncesi bile kasıklarıma delicesine bir ağrı bindirmişti.

Karşımda epey özenli saçları, varla yok arası makyajı ve giydiği iddiadan uzak kıyafetiyle, el sıkışmamız adına avcunu uzatan bir kadından başkası yoktu. Samimiyetsizliği, dudaklarındaki anlamadığım alaycı ve irite edici kıvrılmayla tam anlamıyla belli olmuştu.

Bu esnada tam da arkamda duran eşimin tepkisiz kalışı ve ikisinden birininde konuşmak için herhangi bir çaba göstermiyor oluşu, sinir katsayılarımı binbir türlü zorlamıştı.

"Sikik çenelerinizi konuşmak için aralayın yoksa siktirip gideceğim ki siz sohbetinize devam edebilin?" İkisine de hırçınca dönüp baktığımda, Jungkook bileğimi tutarak beni kendine döndürmüş ve sorun olmadığını belli ederek başını mahçupça omzuna düşürmüştü.

"Sen mi söylersin, ben mi anlatayım Jeon?"

Jeon.

Benim hitabım olan, eşimin bizzat soyadı olan Jeon.

Edepsiz bir kadının ağzına utanmadan ve şuursuzca almaya cesaret ettiği Jeon.

Ve buna tek kelime etmeyen Jeon.

Sanırım tahammül sınırımda buraya kadardı.

"Kimse konuşmaya kalkmasın çünkü gidiyorum." Eğer o hitaptan sonra kalmaya devam edecek olsaydım, kız oluşunu umursamadan saçlarını kökünde tek bir tel kalmayana dek yolduğumdan emin olurdum. Merakım bile öfkemin önüne geçemediğinden, hızla arkamı dönüp ilerlemiş, cebimdeki sigarayı tek nefeste yakarak ciğerlerimle buluşturmuştum.

"Taehyung, nereye gidiyorsun? Bebeğim saçmalıyorsun, dinle beni tamam." Kolumdan hızla tutarak beni çeviren Jungkook'a öfkeyle döndüğümde bileğimi hızla avuçlarından kurtarmıştım.

"Ne mi saçmalıyorum? Yellozun teki hiç gocunmadan, eşim olduğunu bildiği halde, benim yanımda sana Jeon diye hitap edebiliyor ve ben saçmalıyorum öyle mi? Kusura bakma Jeon, ben senin kadar modern değilim demek ki."

Soyadını imalı bir tavırla söylediğimde, karşımdaki kadının uzaktan tartışmamızı izliyor ve çakırkeyif görünüyor oluşu, parmak uçlarımın kaşınmasına sebep olmuştu.

"İşlerin bu raddeye geleceğini kestiremedim Taehyung, özür dilerim lütfen önce bir dinle beni." Yakarışa yakın ses tonu, avcuyla yanaklarımı sardığı esnada birkaç adım uzaktaki kız dibimizde bitmişti.

"Ne büyük bir aşk ama değil mi Taehyung. Hala kim olduğumu sormadın tabii, merak etmiyor musun?" Kırık bir gülüşle sevgilimin omzuna dokunmuş ve gözlerimin içine bakarken sigarasını yakmıştı.

Epistle | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin