Yoongi: Herkese böyle ayrı ayrı özelden mesaj atar mısın başkan?
Esha: Sadece, okulu ekenlere, sınıfta kalma ihtimali yüksek olanlara, devamsızlıkları günden güne artan kişilere, ha bir de grupta sadece ismi olan ve mesajlara asla bakmayanlara mesaj...
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
(Bölüm sonuna uygun olmadı diye başına koyuyorum, bölümden Yoongi ve Esha.)
...
-Yaklaşık 3 hafta sonra-
"Resmen şu an annemin nikahına gittiğimize inanamıyorum." Yoongi, yanımda mızmızlanırken, gülümsedim. Takside, ben, annem ve Yoongi, nikah salonuna gidiyorduk.
Düğün yapılması uygun görülmedi, bu yaşta insanlar düğün ile uğraşamazmış.
Yine toplumun, yaş takıntılarından biri işte.
Sade bir nikah diye ayarlansa da, bizim sınıfın hepsi gelecekti. Irene, Hyuna ve Suzy'nin 1 hafta öncesinden hazırlanmaya başlamaları bile, ne kadar heyecanlı olduklarının göstergesiydi.
Herkes, iki kişinin birbirlerini sevdiği için evlendiklerini düşünüyordu. Doğru aslında, birbirlerini seviyorlardı ama bebek kısmından kimsenin haberi yoktu.
Camdan dışarıyı izleyen Yoongi'yi, hayranlıkla izledim. Annemin zorla giydirdiği takım elbise epey yakışmıştı. Annem, klasik siyah ceket, beyaz gömlek olarak seçse de, Yoongi gömleğini de siyah seçmişti ve tamamen siyah olması, ekstra hava katmıştı kendisine.
"Resmen yas gününe gidiyoruz gibi, şu halinize bakın. İkiniz de simsiyahsınız." Annem, ön koltuktan konuşunca, Yoongi anneme baktı.
"Benim için, yas günü gibi zaten. Esha da bana uymak için, siyah giydi."
"Biliyoruz onu zaten, ama keşke renkli bir şeyler giyseydiniz. Tamam, siyah asil falan ama ne bileyim."
Annemin, giydiği pudra pembesi elbisesine baktım. Gülmemek için, dudaklarımı birbirine bastırdım. Babam, elbiseyi ilk gördüğünde, 'Sun Hee, sence de bu elbise sana uyar mı? Yani, ne bileyim fazla genç işi bu' dediğinde, annem 1 saat trip atmış, 'Ne yani, ben yaşlı mıyım?' demişti.
