4.1

4.9K 566 453
                                    

Yoongi

Gece yarısına az kala, Sun Hee teyzenin kek yapası tutmuştu. Yarın Je Su bize gelecekmiş ve Sun Hee teyzeden kakaolu kek istemiş. Sun Hee teyze de, hiç itiraz etmeden kabul etmişti.

Evde kakao kalmadığını ise, kek yapmaya başladıktan sonra fark etmişti.

Saat geç olduğu için, marketler kapalıydı, bu yüzden de komşudan kakao almamı istemişti.

Esha, kağıttan turna kuşu yapmakla meşguldü.

İki gündür, boş zamanlarında, turna kuşu yapıyordu. Nedeni ise, öğrendiği Japon efsanesiydi.

Efsaneye göre, kim kağıttan bin tane turna kuşu yaparsa, o kişiye bir dilek hakkı sunuluyor ve dileği kabul oluyormuş.

Her ne kadar, saçma olduğunu söylesem de, yine kabul etmedi.

Alt komşunun kapısına geldiğimde, zile basarak bekledim. Kapı açıldığında Yang Seon teyzeyi gördüğümde gülümsedim.

"İyi akşamlar, Sun Hee teyze kek yapıyor da, kakao bitmiş evde. Sizden istememi, söyledi."

Gülümseyerek karşılık verdi.

"Tabii oğlum, getiriyorum hemen. Sun Hee de âlem, gece gece kek mi yapılır?"

Güldüm.

"Sun Hee teyze bu, ne yapacağı hiç belli olmaz."

"Çok haklısın oğlum." Güldüğünde, içeri gitti ve çok geçmeden elinde kakao paketiyle geri geldi.

"Buyur oğlum."

"Çok teşekkür ederim, iyi geceler Yang Seon teyze."

"Size de iyi geceler, Sun Hee'ye selam söyle."

"Olur söylerim."

Yang Seon teyze, gülümsedikten sonra kapıyı kapattı. Merdivenleri çıktıktan sonra, kapının önüne geldiğimde zile bastım. Sun Hee teyze, elinde çöp poşetiyle açtı kapıyı.

Elimdeki kakaoyu alırken, çöp poşetini uzattı sonrasında.

"Yoongi, sana zahmet şu çöpü at da öyle gel. Ev çöp kokacak ya. Zaten Dong Hae camış gibi yayılmış her yere."

Güldüm.

"Dong Hae amca, ne alaka?"

Omuz silkti.

"Bilmem, canım hakaret etmek istedi. Neyse hadi git, hemen gel. Bu salak Esha, hâlâ şu kuşlardan yapıyor."

Kafamı salladım hızlıca. Sonra arkamı döndüm ve geri merdivenlerden indim. Binadan çıkınca, sokak başındaki çöp konteynerine yaklaşıp, elimdeki poşeti attım.

Geri döneceğim sırada, baba sıfatını taşıyan ama asla hakkını vermeyen Sung Jae belirdi hemen karşımda.

Geri dönüp, yürümeye başladığımda onun gülüşü doldu kulaklarıma.

"Yoongi, oğlum!" Yayık bir şekilde konuşması, sarhoş olduğunu belirtiyordu, zaten leş gibi kokusu burnuma temas etmişti çoktan.

Bir şey demeden, adımlarımı hızlandırdım.

𝐂𝐚𝐟𝐮𝐧é「 MYG 」Where stories live. Discover now