365 ● 1 | GİRİŞ

62.2K 386 50
                                    

Selaaam, evet daddy kitabından gelenler burada mı?

Hani şu finali klişe olan kitapdan bahsediyorum. Herneyse hadi eski kitapları kapatıp önümüze bakalım.

Yeni bölüm için 20 vote 25 yorum istiyorum.

Beğenmeniz dileği ile, kitabı başlatıyorum.

  ....

Odamın kapısından gelen cızırtılı sesler, ben hariç oda arkadaşlarımı da korkuttuğu belliydi. Fısıltılı gelen sesler bir süre sonra duyulmaya başlandığında herkez yatağının altına saklandı, ben hariç.

Oturduğum tek kişilik yatağımın yayları batarken aksine sanki rahat bir yatakta oturuyormuş gibi arkama yaslandım. Kapı son hızla açılarak duvara çarptı.

Müdür yardımcısı elinde olan demir sopasını yatakların demirlerine vurarak
"çık, çık..." diye tekrarlamaya başladı. Herkez korkuyla titrerken onları izlemekle yetindim.

Bu rahatlığım, beni kimsenin istemeyeceğini bildiğimdendi. 5 yaşımdan beri satılıktım. kara lanetim olmasaydı belkide şimdiden ölmüş olurdum. Demir sopa yüzüme çarparken müdür yardımcısı "kalk, kalk..." diye barınıyordu artık. Olduğum yerden kalkarken kapının önünde dizilmiş adamlara baktım.

Onların gözleri ise üstümüzde özel bölgelerimizi saklamayan bez parçalarında geziniyordu, daha çok kirden gözükmeyen  göğüslerimiz de. Sadece belimi saran bez parçasını haraket ettirerek diğer kızların yanına ilerledim.

"sap-1, sap-2, sap-3,..." 4, 5, 6,...

Erkeklere takdim edilen bedenlerimiz birbirine çarpacak şekilde iktirilerek yere düşürüldük. Ellerim ve dizlerimin üzerinde dururken ilerden bir ses "sap-2" derken ardından başka bir ses "sap-6" dedi.

2 ve 6 numara ayağa kaldırarak etiket yapıştırıldı. Temizlenmek adına bayan hizmetli tarafından odadan çıkarılırken arkalarından 4, 7 ve 9 da takip ederken bir ses "5 ve 1" dedi, müdür yardımcısı beni ayağa kaldırmadan önce. 

Müdüre mizin yüzünde sonunda der gibi bir rahatlama vardı.

En sonda bende hizmetli tarafından banyoya ilerlerken diğer hizmetliler kıyafet curcunasına başlamışlardı. "bak, sen sunulmak için seçilenlerden sadece birisin, güzel görünüp ya satılmalı yada kiralanmalısın anladın mı?"

" merak etme, genelde hep sunulmak için seçilenlerden birisi olurum zaten. Beş yaşımdan beri." Dedim, Kafamı sallarken.

Banyoya girdiğimizde gelen ağlama seslerine çocuk sesleri de eklendi. Herşeyden bihaber olan çocuklar "neden ağlıyorlar, bir daha ne zaman banyo yapacağız, babam beni ne zaman almaya gelecek?" gibisinden sorularını ardı ardına sıralıyorlardı.

Bir dilsiz gibi susup canımı yakmalarına sesimi çıkartamadım. Elbisem giydirilirken, arabaya bindirilirken de sesimi çıkartmadım. Alışık olduğum bir döngü karşısında bana sadece susup izlemek kalıyordu. Çünkü ben onların malıydım.

Hani olurya, seni evde bekleyen hasta yatağında bir kardeş, kumarbaz bir baba ve sürtük bir anne. Benim ne yemek götürecek bir evim, nede bakmam gereken bir ailem vardı. Böyle şeyler genelde kitapda olur ama benim hayatım gerçekti.

Çekiştirilerek indirildiğim arabadan, arkamda gözü yaşlı çocuklar bırakmıştım. Onlarda haliyle anlamışlardı, üstlerini kapatmayan kıyafetlerle, yanlarında yarı çıplak oturan kadınlar ile.

En önde ben ve arkamdan gelen kadınların elleri kelepçeli olmaları dikkat çekiyordu, aynı benim gibi. "hey kadınlar içeride sizi bekliyor olacağım."

"ah bebeğim harikasın."

"öndeki vebalı diye duydum arkadaşlar."

"hay ben senin kulaklarına." Diyerek mırıldandığını duydum, roc un içeriye girmeden önce. "benden kurtulmaya çalışmanız çok gurur kırıcı. Bu zamana kadar bir zararım olduğunu hatırlamıyorum."

Beni duymamış gibi yaparak, ezberlediğim yollardan ilerledi. "Kızlar sende, onlara ne yapacaklarını anlat. Bazıları yeni ve patron bir karışıklık istemiyor."

"Bu iş için neden ben bedavaya çalışıyorum."

"Keşke bize başka yararın dokunsa, napalım elimizdekiyle idare edeceğiz." Açtığı kapıdan beni içeriye sokmadan önce kulağıma yaklaştı. "Sana güveniyorum, kara veba."

"Herkez yerlerine otursun, hızlı olun zamanımız kısıtlı." Ellerimi birbirine çırparak, ilerdeki bankları işaret ettim.
"Bakın ağlamanız size acımalarını sağlamaz ve o yüzden sesinizi kesin ve beni dinleyin."

Elim ile kendimi gösterip, bilmiş bilmiş gülümsedim. "Ben öyle yapardım."

"bakın şimdi hepimiz..."

"anlamayan?" Diye sorduğumda, el kalkmazken çok uğraşmadığım için sevinmiştim. "harika. Unutmayın ki siz gözün birer malısınız ve dışardaki adamlar sizi sahiplenecek. Aslında korkulacak birşey yok. Tamam mı?"

Her sesden başka bir şey çıkarken kapıyı tıklattım. "hazırız."

Kapı açıldığında içeriyi süzmeye ve sayım yapmaya başladılar. Her numarası okunanın kelepçesi çıkarılıyor ve sunulmak için sahneye gönderiliyordu.

En sonda ben kalırken son kez içeriyi süzdüm. Çıkacağım an bir el beni durdururken, meraklı gözlerim elin sahibine ulaştı. " bir sorun mu var?"

" sen burada kalacaksın, iki dakika sonra birisi gelip seni alacak." Kolunu tutarak gitmesini engelledim. " beni burada bırakamazsınız, kurtulmak derken ciddi olduğunuzu bilmiyordum."

"bir dakika sen kapı dinlemeyede mi başladın. Her neyse, artık önemli değil. Bir yıllığına kiralanmak için bir odaya götürüleceksin ve seni seçen kişi kurtuluşun olacak yoksa boşlar odasına atılacaksın. Sonraki yıl görüşürüz, yada görüşmeyiz herneyse." Diyerek beni odada bırakırken, ben çoktan duvarın dibine çökmüştüm.

Bir yıl demişti, tam 365 GÜN.

Ben ne yapacaktım...

   ....

Son.

Bana görüşlerinizi bildirmenizi isterim.

Yarın diğer bölüm ile karşınızda olacağım....

365 GÜN SahipsizTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang