-özel bölüm 1-

7.9K 76 41
                                    

Selam okuyucularım. ✋✋✋

Şuan devam ettiğim kitabım açıkçası çok fazla ilgi görmüyor ve bu benim moralimi bozuyor. Bunun üzerine eski yorumlarınızı görmek beni mutlu etti. Bende dedim ki, bu kitabın bir özel bölümü olmalı.

Herneyse kaç kişi girip bakar bilmiyorum ama girip kitabımı okuyanlara teşekkür oylayanlara canı gönülden teşekkür ediyorum.

Şey bide yorum yaparsanız gerçekten sevinirim.

İsterseniz bu kitaptan çıktıktan sonra diğer kitaplarıma da göz atabilirsiniz. ;)

  ....

Hey selam, ben sofya.

Uzun bir zaman önce ölümden döndüm ondan önce kendime zarar vermeye kalktım. Hemde hamileyken... sevdiğim adamın bebeğini taşırken. Şimdi kızım büyüdü. Adı lily, bi görsen çok tatlı. Büyük masmavi gözleri var, saçları aksine simsiyah. Herneyse lafı dolandırmayacağım. Niconun bir ablası olduğunu yeni öğrendim ve aranızın bozuk olduğunu da! Seni ve aileni evimde ağırlamak isterim. Şimdi diyeceksin ki banane senin ne yaşadığından. Ama bende senin benzer şeyler yaşadığını ve bunu güçlü bir şekilde atlattığını biliyorum. Hemde hiçbir destek almadan. Eğer nico olmasaydı, belkide şimdiye kadar televizyon programlarında ölümüm belirsiz bir şekilde yayınlanacak ve tarih olacaktım. Kim bilir belki o bile olmazdı.

Herneyse dediğim gibi, sizi evimde ağırlamaktan mutluluk duyarım...

Sevgiyle kalın.✋

Sırtımı sandalyeye yaslayarak boynumu kütürdettim. Nico böyle bir şeye kalkıştığımı öğrenince kellemi bile uçurabilirdi ama ben bunu bile göze almıştım dimi?

"Hahaha, korkak tavuk sofya, kendine gel kızım korkak olma! Değiştin sen, artık o eski pısırık kız değilsin." Kendime günlük özgüven dozumu aşıladıktan sonra yerimden kalkarak kapıya döndüm.

"Aaa, tövbe bismillah. Sen nerden çıktın be?" Nico omzunu yasladığı kapı pervazasından ayrılarak yanıma yaklaştı. Direk bilgisayarı kapatarak önüne geçtim.
"Salondan çıktım geldim aşkım. Asıl sana ne oluyor böyle bi garipsin kaç gündür?"

Çatık kaşlarının altından ters ters bakarken sahte tebessümümü gönderip bilgisayarı kucağıma aldım. "Hiiç bebeğim, sadece doğum günün için hediye bakıyordum." İşaret parmağım ile kapıyı gösterip, "şimdi de odadan çıkıyor ve lilye bakmaya gidiyorum." Dedim.

Ben kapıdan çıkarken, sırtımda sorgulayıcı bakışlarını hissetmiştim. Ne yapabilirim? Erkenden ölmek istemiyorum. "Lily bebeğim nerdesin?"

"Bahçedeyim anne." Bahçeye çıkarak bilgisayarı masanın üzerine koydum.

"Annecim üzerinin hali ne? Beyaz tişörtü yıkaması zor oluyor biliyorsun, ben şimdi çamurlu çamurlu nasıl yıkayacağım."

Kömür karası saçlarını arkaya atarak bilmiâ bilmiş konuştu. "Sen yıkasan neysede anne makine yıkıyor. Eminim makine senin kadar dert etmiyordur."

"Seni pis cadı! Makineye kim atıyor acaba?"

"Bak annecim makineye çamaşır atmak yıkamak olmuyor, yine makine yıkıyor zaten." Ayağımda ki terliği çıkartarak herhengi bir yerine salladım. Kaçıp kurtulsada, çatık kaşlarıyla alttan alttan bana bakıyordu. "Senin diline acı biber sürerim bak! Düzgün konuş benimle."

Ellerini iki yana kaldırarak offladı. "Off, anne off. Doğruyu söylesek suç yalan söylesek yine suç. Ben hiç konuşmayayım en iyisi." Bende kaşlarımı çatmış en sert bakışlarımı atmaya çalışıyordum. "Evet efendim sen konuşmayacaksın, yasak."

365 GÜN SahipsizWhere stories live. Discover now