365 ● 6| sonsuz

21.1K 187 48
                                    

Selaaam, hadi okuyun.

   .... 

Önüne kahve bardağını koyarak bende karşısındaki sandalyeye kuruldum. "Size aklımda olduğu kadarıyla hiçbir detayı atlamadan yaşadıklarımı anlattım ef- şeyy."

"Kusura bakmayın ama size nasıl hitap etmemi istersiniz?"

"Bana nicolas kısaca nico de."

"Bay nicolas, göze memnun kaldığınız ile ilgili bir yazı yazmalısınız aksi taktirde benim yerime deneyimli bir malı göndereceklerdir."

Tüm siniri tekrar gözlerinde toplanırken burun deliklerinden derin bir nefes aldı.
"Şimdi sana üç seçenek sunacağım;
     A) sen kıt beyinlisin. Denileni zor anlıyorsun.
     B) beynin ileri derecede geri.
     C) yada ciddi bir unutkanlığın var."

"Hangisi?" Gözlerimi yere indirerek ağladığımı görmesini istemedim. "Benim özgürlük hakkım yok bay nicolas, şimdi göze iletmek istediğiniz bir mesajınız varmı?"

"Bu narin hallerin beni o kadar sinir ediyor ki, sence de zor olmuyor mu?"

"Bana istediğinizi diyebilirsiniz efendim, bu sizin hakkınız."

"Bana bağırıp çağırmanı istersem yapacak mısın?"

Sesimi yükselterek "siz ne isterseniz efendim." Dedim, efendim kelimesini dahada yüksek sesle söyleyerek.

"Bana efendim dememen için o iğrenç bedenine dokundum ama sen hala efendim demeye devam ediyorsun." Bana bağırarak söylediği kelimelerin yeni farkına vararak kaldırdığı işaret parmağını indirdi.

"Üzgünüm efendim bu zamana kadar veba olarak gezdiğim için pek sağlığıma dikkat edemedim. Birazdan çıkar ve size daha güzel birisini takdim etmelerini söylerim."

Yanından geçeceğim sırada kolumdan tuttu. "Sana o kelimeleri içimden gelerek söylemedim. Amacım seni sinir edip sesini duymaktı."

"Ben, ben..." diyecek bir kelime bulamadım.

"Birşey demek zorunda değilsin. Neden bana onları ele verecek bir bilgi verip kurtulmuyorsun."

"Size ne biliyorsam anlattım efendim. Peki ben size bir soru sorabilir miyim?" Kafasını salladığında ağladığımı görmesini umursamayarak başımı kaldırdım. "Siz neden beni seçtiniz, bu işin dahada içinde olup kurtulmak isteyen binlerce kadın ve erkeğin arasından neden hayattan umudunu vazgeçmiş birini seçtiniz?"

"Bilmiyorum, eğer bende bir gün öğrenirsem seni neden seçtiğimi o zaman sanada söylerim." Gözleri dudaklarımı tarayarak tekrar gözlerim ile buluştu.

Elleri belimi bulurken gözleri tekrar dudaklarıma düştü. "Özür dilerim."

Ne için özür dilemişti ki; dün dudağımı kanattığı içinmi? Şimdi bana bu sözleri sarf ettiği içinmi? "Ne için bay nicolas?"

"Herşey için, yaptığım ve yapacağım herşey için." Der demez dudaklarıma yapıştı. Sert değildi, yumuşak hiç değildi. Okşuyordu hiç okşanmadığım kadar. Sanki, sanki... sever gibi.

Dilini aralık dudaklarımdan sızdırarak dişlerime sürttü. Kaburgalarımdan yükselen kıpırtılar yüreğime kadar uzanıyor oradan direk dudaklarıma hücum ediyordu.

Dişlerimin arasından çıkan inlemelerin haddi hesabı yoktu. Elleri sıktığı kalçalarımı serbest bırakarak fermuarıma uzandı.
"Bana şaplak atmanızı istiyorum. Beni cezalandırın bay nicolas."

Dudaklarımı uyarır şekilde ısırdı. Yerle buluşan şortumun arkasından kilotu da indirdim. Üstümde sütyen yoktu, kıyafetim yerle buluştuğunda soğukluğu şimdi hissetmiştim.

Bedenimde tek bir tüğ bile yoktu, hepsi bilmem kaç yıl önce lazer ile temizlenmişti. Tabi o zamanlar iyi para edeceğimi düşünüyorlardı, kader işte sağı gösterip sola vuruyor.

Ne zaman geldiğimi bilmediğim odadaki yatağa uzandım. Sıcam dudakları göğüs uçlarımı bulduğunda bir süre oyalandı. Göğüslerimde hissettiğim acıdan çok şehvetti ve bu ilkti. Daha öncesinde ceza olarak iki erkek tarafından taciz edilmiştim ve o zaman hissettiğim sadece acı ve kaybetmişlikti.

Çünkü ben; kadınlığımı, kızlığımı, omurumu, gururumu, haysiyetimi, şerefimi orada bırakmıştım. Kaybetmiştim, şimdide bulamıyordum. Bana bulmam için hiç yardım elide uzatılmamıştı. Ben artık bu kalbimide kaybettikten sonra ne anlamı vardı ki el uzatmanın. Gecikmeli yardıma ne luzüm vardı.

Kafasını daha çok bastırarak dudaklarını vajinamda hissettim. Dudaklarımdan dökülen derin inlemeler eşliğinde doğruldum. Ellerim ile kollarından yatağa çektiğimde ben hayaller alemindey ken onun çoktan kıyafetlerinden kurtulup baksırı ile kaldığını fark etmemiştim.

Üstüne çıktığımda tam isabet yere oturarak vajinamı sürttüm. Erkeksi şekilde çıkan sesine karşı aletini ağazıma alarak gel-git yapmaya başladım.

Ikimizinde hazır olduğuna kanaat getirerek beni yatakta dizlerim ve ellerimin üzerinde doğrulttu. Arkama geçti ve popoma son kez öpücük kondurup şaplak attı.

Iki dakika önce iğrenç dediği bu bedene öpücük kondurmuştu. Gözlerimde söz geçiremediğim bir damla yol aldığında bunu girmediğine şükrettim. Içime girdiğinde derin bir nefes almıştım. Belim yay gibi gerilmişti. Bu onu durdurmamış ve içimde haraket etmeye devam etmişti.

Onun hayaları popoma çarparken ki çıkan ses kulağıma ninni gibi geliyordu. Ilk defa çıkan bu ses karşısında iğrenmedim aksine dahada çok isteklenmiştim. Şimdi gerçekten de inliyordum. Hemde acı içinde değil, şehvet içinde inliyordum.

Haz duyduğum ilk an utanmıştım, sesli inlemek genelde beni utandırmazdı ama bu gerçekti. Bu gerçekten benim ilk haz duyduģum seksimdi.

Gerilen belimde gözüken kaburgalarıma öpücük kondurdu. Son raddelerde kendini tamamen içime iterek boşaldı. Nefes nefese kalmıştık ama bu ne onu nede beni durdurmuştu.

Penisini yalayarak bu sefer kucağına çıkmıştım. "Arkana doğru uzan ve bir bacağını omzuma at." Dediği şekle girdiğimde bekleme yapmadan içime girdi. Artık o değil, elleri sayesinde benim popom onun hayalarına çarpıyordu.

Son kez inleyerek orgazm olduğumda beni kendine çekerek sarıldı. Köprücük kemiğime kondurduğu sayısız öpücük den sonra bana şu kelimeleri kurdu.

"Seninle sonsuza kadar sevişsem yinede tadına doyamam." 

   ....

Bittii, fikirleriniz alayım.


365 GÜN SahipsizWhere stories live. Discover now