4.2

1.4K 153 67
                                    

Yiğit'ten

Kerem'in telefonu yüzüme kapatmasıyla birlikte şokla birlikte telefona baktım. Cidden Defne ile bize bir şans vermem gerektiğini mi söylemişti?

Öyle söylemişti.

Ben de yapardım o zaman.

Yavaşça Defne'nin numarasını tuşladım, numarasını telefonuma tekrar kaydetmemiştim ama unutmam imkansızdı zaten.

Telefonu aramamla birlikte açması bir olmuştu, anlaşılan telefon zaten elindeydi.

"Yiğit?" diye cevap verdi.

Numaramı hiç silmemişti.

Ben silmiştim.

"Defne, müsaitsen konuşabilir miyiz biraz?" dediğimde dışarıda olduğunu belli eden sesler duymuştum.

"Boş ver, sen dışarıdasın sanırım." diye devam ettiğimde Defne hemen konuşmuştu.

"Yok müsaitim, bir sorun mu var? Normalde aramıyorsun çünkü, hatta numaramı sildiğini düşünüyordum." diye mırıldandı. Sesindeki üzgün tınıyı duymak içimi acıtıyordu.

"Evet bir sorun var, buluşabilir miyiz?"

"Tabii ki, nerede?"

"Olduğun yerin konumunu at, ben geleceğim oraya." dediğimde beni onaylayıp telefonu kapatmış ve konumunu mesaj olarak atmıştı.

Evden çıkıp attığı konuma doğru yürümeye başladım, evlerinin önündeki parkta oturuyor olmalıydı, konum orayı gösteriyordu.

Düşünmek istediği zaman hep oraya giderdi.

Salıncaklardan birine oturur yere bakarak hafifçe kendini sallardı. Bazen düşünmekten sıkılıp hızlıca sallanmaya başlardı, hızlı sallanınca düşündüğü şeyleri unuttuğunu söylerdi hep.

Yüzümde ufak bir gülümseme ile yürümeye devam ettim. Evlerimizin aşırı uzak olmaması avantajını kullanarak kısa bir sürede parkın oraya ulaşmıştım.

Düşündüğüm gibi salıncakta oturup yavaşça kendini sallıyordu, ne kadar sesli yaklaşırsam yaklaşayım beni duyacağını hiç sanmıyordum.

Yine de sessizce yaklaşacaktım.

Olabildiğince sessiz bir şekilde arkasından yaklaşıp oturduğu salıncağı sallamaya başladığımda benim geldiğimi fark etmediği için ufak çaplı bir çığlık çıkmıştı dudaklarının arasından.

"Yiğit, ödümü kopardın. Geldiğini belli etsen ölür müydün?" diye söylenmeye başladığında gülüp yanındaki salıncağa oturdum.

"Ölürdüm." diye mırıldandım. "Ne düşünüyordun sen ben gelmeden önce?"

"Nereden çıktı o?"

"Düşünceliydin."

"Bizi düşünüyordum." diye mırıldandı duymayacağımı düşünerek. Sesi çok kısık çıkmıştı, duymamı istemediği belliydi.

"Ben de düşündüm biliyor musun?" diye sordum bakışlarımı zor da olsa ondan çekerek.  Önümdeki diğer park oyuncaklarına bakıp konuşmaya devam ettim.

"Bize bir şans vermek istemememin nedeni ikimizin de üzülme ihtimaliydi, bunu söylemiştim. Kendimden çok sen üzülme diye istemiyordum."

"Çünkü ben eskisi kadar sana güvenmiyorum."

"Bunu biliyorum." diye mırıldandı yine kendi kendine.

"Eskisi gibi olamayacaktık, ben sana hep biraz daha soğuk davranacaktım çünkü beni yine bırakıp gitmenden korkarak bir ilişki yaşayacaktım."

"Sevdiğin birinin sana soğuk davranması nasıl bir şey bilmiyordum, sen hiç bana soğuk davranmamıştın yine de. Ama sen bana soğuk davranmış olsaydın işte o zaman canım çok yanardı. Senin canın yansın istemedim."

"Yiğit, nedenlerini zaten açıklamıştın. Seni anladığımı ve suçlamadığımı da biliyorsun. Neden bu konuşmayı yapıyoruz?" diye sordu Defne titreyen sesiyle. Bakışlarımı ona çevirmek istesem de yapmadım, eğer ağlıyorsa cümlemin devamını getiremezdim.

"Çünkü ben üzülmememiz için bizi reddettim. Şu an ikimiz ayrı ayrı zaten üzülüyoruz. Birlikte üzülmemiz, tek başına üzülmemizden iyidir diye düşünmeye başladım." dedikten sonra bakışlarımı ona çevirmiştim. Dolan gözleriyle bana bakıyordu.

"Anlamadım?" diye sordu yine titrek bir sesle. Gülümsemek ister gibi bir hâli vardı ama dediklerimi doğru anlayıp anlamadığını bilmediği için kendini tutuyordu.

"Tekrar sevgili olmamız için bir özür öpücüğü bekliyorum diyorum." dedikten sonra yanağımı göstermiştim. Şaşkınca bana bir süre baktıktan sonra heyecanla salıncaktan kalkıp salıncağın arkasına geçip arkamdan boynuma sarılmış ve birkaç kez yanağımı öpmüştü.

"Sen ciddisin değil mi?" diye sordu gerçekliğini test etmek ister gibi. Kolları hâlâ boynuma sarılı duruyordu.

"Evet, ama ufak bir şartım var."

"Söyle."

"Sana olan güvenimi tekrar kazanmak zorundasın."

"Her şeyi yaparım." dedikten sonra bir kez daha yanağımı öptüğünde gülmeden edememiştim.

Sevdiğim kız asıl şimdi geri dönmüştü.

Ay tutuldu | TextingWhere stories live. Discover now