4.6

1.5K 142 9
                                    

Öğle arasının geldiğini haber veren zil ile birlikte sıramdan yavaşça kalkmıştım. Koray'ın sırasına baktığımda ise o çoktan sınıftan çıkmıştı bile.

Onunla bugün kesinlikle konuşacaktım, bu kadar ertelediğim yeterdi.

Sınıftan çıkıp merdivenleri inmeye başladım. Koray'ın gidebileceği 2-3 yerden fazlası yoktu. Büyük ihtimalle bahçedeydi ama ilk olarak kantine bir göz atsam kötü olmazdı.

Muhtelen onunla konuşacağımı anlamıştı ve bu yüzden benden kaçıyordu, normaldr sınıfta otursa da bugün özellikle zil çaldığı anda sınıftan çıkmıştı, çıktığını bile görememiştim.

Merdivenleri inmeyi bitirdiğimdr kantinde oturan kişilere göz attım, aralarında Koray'ı kesinlikle göremiyordum. En başında tahmin ettiğim gibi bahçede olmalıydı.

Yavaş adımlarla bahçeye çıkıp kapının oradan etrafa bakındım. Bir yandan da merdivenleri çok hızlı indiğim için düzensizleşen nefes alış verişimi tekrardan düzene sokmaya çalışıyordum ama bunu yapmayı başaramadan gözüme banklarda oturan Koray çarpmıştı.

Koşar adımlarla yanına yaklaşıp hemen önünde dikildiğimde kafasını kaldırıp bakışlarını bana çevirmişti. Yüzü oldukça ifadesiz bakıyordu.

"Niye peşimden geldin?" diye sordu. Sesi sanki daha önce tanışmamışız gibi hissettirmişti, belki de cidden öyleydi. Ben Koray'ı hiç gerçekten tanımamıştım belki de.

"Konuşmak istiyorum." dediğimde umursamazca omuz silkmişti.

"Konuşacak bir şeyimiz mi var bizim Kerem?" dedi iğneleyici bir tonda. Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum.

"Neden bu kadar çabuk bir şekilde uzaklaştın bizden, en başından beri arkadaş değil miydik yoksa?" dediğimde alaycı bir tonda güldü.

"Değildik." diye mırıldandı. "Biraz düşündüm aslında, suçlu olan hiç sen değildin. En başından beri tek suçlu bendim ama başkasını suçlamak istedim. Suçlayabileceğim tek kişi de sen vardın."

"Ne dediğini anlamadım."

"Sevdiğim kız sana aşıktı Kerem, sen onun aşkını fark etmedikçe kendine dikkat etmez oldu. Onu hayata bağlayan kişi olmayı çok istedim ama istediği kişi ben değildim. Onun kendine bu kadar dikkat etmemesinin nedenini hep sen olarak düşündüm ve senden nefret ettim."

"Sen de acı çek istedim." diye mırıldandı. "Asya ile aranızı açan ne olay varsa çoğu benim yüzümdendi ve Asya bunların hepsinin benim yüzümden olduğunu biliyor, ama sana söylemedi." dediğinde şokla ona bakmıştım.

"Ay tutulduğu gece Asya'ya bilinmeyenin ben olduğumu söylediği için gelmedi."

"Ne yaptım dedin?" diye sordum. Onu duymuştum ama böyle bir şey yapacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Benden bu kadar nefret edebileceğini düşünmemiştim.

"Telefonundaki mesajları okuyup konuştuğunuz konuları söyleyince bana inandı. Açıkçası bu kadar kolay inanacağını hiç düşünmemiştim."

"Sana senin kim olduğunu umursamadığını söylemişti, buradan Asya'nın büyük bir yalancı olduğunu anlayabilirsin Kerem. En ufak bir şüphede gelmekten vazgeçti ve sözünü bozdu. Böyle basit bir sözü bile tutmadı."

"Senin bilinmeyen olduğuna neredeyse emindi ve senden başkası çıksaydı onunla tüm ilişkisini de kesecekti. Söylesene, Asya cidden dürüst biri mi?"

"Senden dürüst." diye mırıldandım. Asya'nın bana bunları neden anlatmadığını çok merak ediyordum, benden bir şey saklayacağını asla düşünmezdim.

"Binlerce yalan söyledikten sonra bir veya iki yalanını yakaladığın birine dürüst değil diyemezsin Koray. Sana bu hakkı kimse vermiyor, özellikle ben Asya'ya bir şey demene izin vermiyorum."

"Sakin ol, hakaret ettiğim yok." diye mırıldandı ama ses tonundaki umursamazlık canımı sıkmaya başlamıştı.

"Söylesene Asya, neden Kerem'den benimle ilgili olan şeyleri sakladın?" diye konuştu arkamda bir yere bakarken. Arkamı döndüğümde karşılaştığım manzara Asya'nın şaşkın yüzüydü.

"Kerem'e her şeyi anlatırken neden benimle olan konuları kendine sakladın anlatsana?"

Ay tutuldu | TextingTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon