41

678 30 1
                                    

Bu akşam yemeğinde babamlardaydık. Hala haberleri yoktu hamilelikten. Haftaya söylemeyi planlıyorduk.

Ömer işten direk babamalara gelicekti. Bende kurstan çıkıp eve gidip hazırlandım. Sonra babamın evine gittim

"Güzelim amcanlar ve baban bahçede. Git yanlarına. Çok özlediler seni. Süpriz yaparsın" dedi

"Hemen" dedim.

"Ben yukarda Kamer'i emziricem" dedi

"Tamamdır" dedim ben bahçeye doğru geçtim.

"Benim yiğenimin yüzüne bakıcak yüzüm yok. Kız bir yıl bizde kaldı. Hergün ona baktığımda suçluluk hissettim." dedi Selman amca.

"Benden de bi o kadar. Köşe bucak kaçıyorum Zümra'dan göz göze gelmiylim diye. Ya resmen bu olayla Sizi oyuncak etmiş Ömer." dedi Onur amcam.

"Daha ne kadar sürücek bu yalan?" dedi Selman amcam.

"Sonsuza kadar" dedi Sergen amcam

"Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü huyları vardır." dedi Onur amcam.

"Eğer bir şekilde öğrenirse? O zaman ne olucak?" dedi Selman amcam.

"Dua ediceğiz öğrenmesin diye. Başka çaremiz yok" dedi babam

"Zümra bu sefer yıkmakla kalamz topluyamayız. Eminle arasındaki bağı biliyorsunuz. Tüm olanlara rağmen hala onunla. Bunu öğrenirse bu sefer gerçekten çok şey biter" dedi Sergen amcam.

"Peki sen? Sen nasıl duruyorsun? Kendimi senim yerine koyuyorum. Dayanmazdım" dedi Selman amca Sergen'e.

"Onun için dayanmaktan başka çarem yok. Zümra çok üzülür yoksa" dedi Sergen amcam

"Sonra Emin'in yerine koyuyorum. O da çok zor durumda. Yıllarca büyüttüğü kızı bildiği kıza çıkıp yıllar sonra 'Ben senin baba değilim' diyemez." dedi Selman amca.

Başımdan aşağı cidden kaynar sular döküldü. Donmuş kalmıştım. Resmen kalbimin üzreinde birşey yerleşmişti ve baskı yapıyordu.

"Zümra bunu öğrenirse enkaza döner. Sergen'de gidip bu enkaza bir darbe daha vurup, senin öz baban benim, amcan değilim diyemez. Allah sabır versin. Hepiniz için çok zor"dedi Selman amcam.

O sırada çok ciddi bir sesle kulaklarım doldu. Herkes bana doğru baktı. Yavaşça içimde bir acı hissettim. Vücuduma baktım. Göğsümün altındaki soğukluğu doğru akan kana baktım.

Birkaç saniye sonra düşmek üzereyken beni tuttular. Sergen amcam daha demin biyolojik babam olduğunu öğrendiğim amcamın Kucağındaydım. Sesler aşırı boğuk geliyordu. Kafamı taşıyamdım ve arkaya doğru düşrüdüm. Sonra boğuk gelen seseler kesildi ve bir anda her yer karardı.

Yazardan

Sergen kızını kanlar içinde ağlıyarak kucağına aldı. Bu manzarayı görememek için yıllardır kızına hasret kalmıştı. Büyürken bile yanında olmamıştı yinede onu korumaydı. En azından o öyle hissediyordu.

Emin yer çöküp kızına sarıldı. En sevdiği. Kamer'den bir gram ayırmadığı hatta daha çok üstüne titrediği kızı vurulmuştu.

Ne Emin ne de Sergen de kızlarını taşıyabilecek güç vardı. Onur ikisinin Zümra'dan zorla ayırarak kucağında arabaya kadar taşıdı.

Yıldız kucağında Kamer'le geldi sese. O manzarayı görünce duvarın kenarına çöküp feryat figan ağlamaya başladı.

Onur arabayı sürerken Emin öne koltuğa oturmuştu. Sergen arkada kızı ile beraberdi. O bölgeye tampon yapıyordu.

Arkadan Selman geliyordu araba ile. Yıldız kucağında zor taşıdığı Kamerle arabaya binmişti.

Hastaneye girdikleri gibi Zümra'yı amilyathaneye aldılar. Herkes feryat figan bir haldeydi ama aralrından en kötü olan Emin ve Sergendi.

Emin ve Sergen'e sıkıca sarıldı.

"O senin kızın ondan dolayı çok güçlü atlatıcak" dedi Emin.

"Onu sen büyüttün. Güçlüyse senin Sayende" dedi Sergen.

Amilyathanein önünde yere oturdu iki kardeş. Birbirlerine yaslanıp ağladılar.

"Ben 20 yıldır sadece o iyi olsun diye, bu manzarayı yaşamıyalım o hayatta olsun diye çektim herşeyi." dedi Sergen

"Biliyorum." dedi Emin.

Büyük bir gürültü ile Tuğba geldi amilyathaneye. Yanında Ömer ve İlayda vardı.

"Sergen! Zümra'ya birşey olmadı dime?" dedi Tuğba

Kimse konuşamadı. Hepsinin boğazı düğümlendi

"Tuğba sakin ol. Zümra vuruldu. Şu an amilyatta. Allahın izini ile iyi olucak" dedi Selman.

"Hayır! Olamaz. Segen bana yıllardır diyorki biz kızımıdan ayrı kalmaya dayanırız ama onu yoğun bakımın önünde beklemeye dayanamayız. Bu değil miydi? Neydi bizim amacımız? Bir kız ya. Bir kızı koruyamadık mı?" dedi Tuğba.

Tuğba dayanamayıp fenalaştı. İlayda hemşire çağırdı. Tuğba'ya sakinleştirici yapılıp serum verilemeye başaldı.

Herkes kapının açılıp birinin açıklama yapmasını bekliyordu. Onur, Ömerin yanını gidip ona destek olmaya çalışıyor. Bir yandan kendini yükseltmekle uğraşıyor.

Murat ile Derya sonra Selinle Defne geldi. Ardından Sarp, Zehra, Ecem, Selman'ın eşi Yeşim, Zümra'nın daha hiç görmediği dayısı Musa ve görmediği teyzesi Bükre.

Amilyathanenin önü dolmuştu. Tam kabının dibinde ağlamaktan kendilerinden geçmiş birbirlerine dayanarak yere oturmuş iki baba vardı.
Kapı açıldığı gibi herkes doktorun çevresine geçmişti. Emin ve Sergen yerden kalakamadılar. O güçleri yoktu.

"İyi bir amilyat geçirdik. Yoğun bakımda kalıcak. Riskini hala koruyor" dedi doktor.

Herkes susmuştu. O anki sessizliği Ömer bozdu

"Peki bebek?" dedi

"Çok ciddi bir düşük riski var. Kurşun bebeğe uzak bir yere isabet etseymiş kesin kaybederdik" dedi doktor.

Herkes şok olmuştu.

"Abi, Zümra hamile mi?" dedi İlayda

"Evet" dedi Ömer

"Abi ben sadece kızımı değil onun bebeğinide koruyamamışım" dedi Sergen

Zümra -BAŞLANGIÇ Where stories live. Discover now