1. Bölüm "Yaralı Kurt"

71.8K 2.7K 1.4K
                                    

Merhaba merhaba, bunu beklemediğinizi tahmin edebiliyorum ama bu sıralar bana ancak Kanlı Ay iyi gelebilir... Ve ben de, bu yüzden kurgumuzu düzenleme kararı aldım.

Eğer yeni başlıyorsanız, bölümlerin başındaki düzenlendi, yazısını görüp okumanızı rica edeceğim. İlk bölümleri yazalı bir yıl kadar oldu ve o zamanlar sadece on üç yaşımdaydım. Şimdi de çok büyük değilim ama en azından Kanlı Ay'ın okunabilecek düzeyde olmasını istiyorum.

Düzenlemeyle birlikte tekrar başlarsanız ne mutlu bana... Ayrıca merak etmeyin, bölümleri düzenlerken kaldırmayacağım.

Düzenleme işini bu kadar bekletme sebebim, yorumların silinecek olmasından korkmamdı. Silinir mi hâlâ bilmiyorum ama artık yapacak bir şey yok... İyi okumalar...

(Düzenlendi.)

Tüm hırsımı almak istercesine vurdum. İnsanlardan olan nefretimi kusmak istercesine vurdum. Kendimi koruyamadığım her an için vurdum. Sevdiklerimi koruyamadığım için vurdum. Kendi nefretimi bitirmek için vurdum.

Önümde hızla sallanan kum torbasını bandajlı ellerim ile durdurdum. Alnımı kum torbasına yaslayıp, derin nefesler almaya başladım. Gözlerim kendiliğinden kapanmıştı.

Düşündüm. Gecenin bir yarısı, eski bir kulübede, loş bir aydınlatmada kalmamın sebebini düşündüm. Yanağımdaki ıslaklık ile gözlerimi açtım. Her defasında güçlü olmak için elimden geleni yapardım. Ama insan yalnız kaldığında kafasının içi savaş alanına dönüyordu. O savaştan hiçbir zaman sağ çıkamıyordum.

Arkamdan gelen ses ile irkildim. Hızlıca elimi yanağıma götürdüm ve yanağımı sildim.

Kapıya doğru döndüğümde kaşlarım çatıldı. Sanki birisi kapıya omuz atmıştı. Ama bir orman yolunda yaşıyordum. Beni bulmaları imkansıza yakındı.

Dışarıdan acılı bir inleme sesi geldi. Umursamadım.

Dışarıdan bir uluma sesi geldi. İşte bu ilgimi çekti.

Burada daha önce hiç kurt görmemiştim veya da sesini duymamıştım.

Aslında ne kadar orman yolunda yaşasam da, burada kuşlar ve minik sincabım dışında herhangi bir canlı görmemiştim. 

Yavaş adımlarım ile kapıya doğru yürüdüm. Ne olur ne olmaz diye kapının arkasına koyduğum tahtayı kaldırdım. Kapının kolunu aşağı indirdim.

Hafif aralanmış kapıdan kafamı uzattım. Görünürde bir şey yoktu. Kapıyı kapatmak için geri çekilirken, kısık bir inleme sesi duydum.

Kapıyı iyice açıp, bakışlarımı aşağı indirdim. Yerde uzanan kahverengi tüylü kurdu görünce gözlerim irice açıldı. Ağzından kesik nefesler alıyordu. Boynundan karnına kadar uzanan bir yarası vardı.

Refleksle geri çekildim. Kalbim dehşet bir hızla atmaya başlamıştı. Kapımın önünde, ayaklarımın dibinde, yaralı bir kurt vardı!

Birkaç saniye boyunca derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım. Belki de bu bir köpekti? Tamam, pek köpeğe benzer bir yanı yoktu ama ben onu köpek olarak hayal etmek istiyordum. Çünkü yaralıydı ve veterinerlik okuyan bir öğrenci olarak ona yardım etmek zorundaydım.

Ayrıca... Kurtlarla ilgili bir anım vardı. İnsanlardan almam gereken yardımı, zamanında bir kurt yavrusundan aldığımı hâlâ hatırlıyordum. 

Yavaşça yere eğilerek yanına yaklaştım. Herhangi bir tepki vermemişti. Sadece tüylü bedeni, aldığı nefeslerden dolayı inip kalkıyordu.

Elimi istemsizce karnına koydum. Bunun üzerine hafifçe hırladı. Korkarak elimi geri çektim. Ne yapacağımı bilemiyordum. Ona yardım etmem gerekiyordu.

Kanlı Ay (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now