Kanlı Ay (TAMAMLANDI)

"Sarıl Bana"

"Eftal, gitmemiz lazım."

Kendimi halsiz hissediyordum. Ama bunun bir önemi yoktu. Buradan hemen gitmemiz gerekiyordu.

"Ne?" diye sordu şaşkınca.

Hızlıca konuşmaya başladım. "Gitmemiz lazım. Ben yine rüya gördüm. Zarar vereceklermiş. Dördün Gücü dedi. Efsane varmış. Öğrenmemiz lazım. Benim telefonum nerede? İnternetten bakalım. Telefon? Annem! O beni merak etmiştir. Arman da yazmıştır kesin! Okulum vardı! Bu sene bitirmem lazım. Sınıfta kaldım değil mi? Annem çok..." elini ağzıma götürüp beni susturdu.

"Sakin ol." dedi.

Ben hâlâ konuşmaya çalışıyordum fakat sesim duyulmuyordu.

"Ne rüyası gördün bilmiyorum. Diğer sorunlarını da hallettim merak etme. Ateşin var. Daha sonra herşeyi konuşacağız. Tamam mı?" diye sordu.

Kafamı aşağı yukarı sallayınca elini çekti. Halim yoktu. Kendimi çok yorgun hissediyordum. Su çok soğuktu.

"Su çok soğuk." dedim kısık bir sesle.

Sakin bir sesle, "Su soğuk değil. Ateşin var. Biraz dayanmaya çalış, tamam mı?" dedi.

Sesi beni mayıştırıyordu. Bacaklarımı kendime çekip, kollarımı doladım. Kafamı da bacaklarıma yaslayıp, gözlerimi kapattım.

🦋

"Ben ağrı kesici almaya gidiyorum. Sen de üzerini giyin, tamam mı?" dedi.

Emir vermemesi hoşuma gidiyordu. Kafamı sallayınca odadan çıktı. Üzerimdeki havluyu ve tişörtü çıkartıp iç çamaşırlarımı giydim. Elime aldığım siyah bir eşofman takımını üzerime geçirip, yatağın içine girdim.

Yorgana sıkıca sarılıp, gözlerimi kapatmıştım ki, kapı açıldı. Bir tepki vermeden uyumaya çalıştım.

"Yorgana sarılma." dedi. Üşüyordum. Yorgana daha da fazla sokulurken Eftal, yorganı üzerimden çekti.

Kısık bir ses ile, "Üşüyorum." dedim.

Beni dinlemeden, "İlacını içmen lazım." dedi.

Yatakta doğrulup elinde tuttuğu ilacı ve suyu alıp, içtim. Tekrar yatacakken, "Bekle." dedi ve banyoya girdi. Çok geçmeden elinde saç kurutma makinesi ile geri çıktı.

Kafamı iki yana salladım. O da aşağı yukarı salladı. "Daha fazla hasta olmayacaksın." dedi.

Hızlıca yanıma gelip saçımı kurutmaya başladı. O saçımı kuruturken ben, yatağın kenarında duran yorganı aldım ve sıkıca sarıldım.

Saçımı kuruttuktan sonra tekrar yorganı çekti. "Uyu." dedi. Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Emir verme bana." dedim. Sıkıntılı bir nefes verdi ve koltuğa doğru yürüdü. O gidince yorganı tekrar üzerime çektim ve gözlerimi kapattım.

Biraz sonra yorgan üzerimden tekrar çekilince, sıkıntı ile gözlerimi araladım. "Ya bıraksana, halim yok zaten. Üşüyorum." diye homurdandım.

Eli ile alnını sıvazlayıp, "O yorganı her türlü alacaksın değil mi?" diye sordu.

Kafamı aşağı yukarı sallayınca, bir anda yanıma yattı. Beni kendine çekip sıkıca sarıldı.