"Kayıp Soy"

15.4K 1.3K 161
                                    

Gözlerimi araladım. Bir kaç saniye bekleyip, kendime gelmeye çalıştım. Yattığım yerde doğrulduğuma, arabada olduğumu fark ettim.

"Günaydın." Eftal'in konuşması ile, bakışlarımı sürücü koltuğuna çevirdim. "Rahat bir yatakta uyanmanı isterdim fakat gitmemiz gerekti." Yanındaki koltukta, Dalin vardı.

"Beni neden uyandırmadın?"

Bakışlarım dikiz aynasına kaydığında göz göze geldik. Biraz bekledikten sonra, gözlerini yola çevirdi. "Kıyamadım."

"Neredeyiz?" diye sordum.

"Ankara'ya geldik." dedi.

Cevabı beni şaşırmıştı. Ne kadar zamandır uyuyordum? "Kaç saattir uyuyorum?"

Omuz silkti. "Bilmiyorum, saymadım. Hastaneden çıkmadan önce doktor iğne yaptı. Şerefsizler vücuduna bir çeşit madde sokmuşlar. Güçsüz kalmışsın. Dinlenmen gerekiyormuş." dedi. Ardından gözleri beni buldu. Endişeyle bakıyordu. "İyisin değil mi? İstersen biraz daha uyu." dedi.

Gözlerimi ovuşturdum. "İyiyim ben. Uykum da yok." dedim.

Bir şey demeden yola odaklandı. Araba çok geçmeden durduğunda, kafamı kaldırdım. "Neden durduk?"

Kemerimi çözerken, "Siz kaçırıldığınızda, Berçem bir rüya gördü. Rüyasında, Ankara'nın bu köyüne gelmiş. Burada terk edilmiş bir benzinlik varmış. Benzinliğin içerisinde bulmamız gereken bir şey olduğunu söyledi." dedi.

Kuruyan dudaklarımı ıslatıp, kafamı salladım. Eftal arabadan inince, peşinden bende indim. Bana dik dik bakmaya başlayınca, "Ne oldu?" diye sordum.

Kaşlarını çatarak, "Böyle üşümeyecek misin?" diye sordu.

Bakışlarım üzerimde gezindi. Siyah bir kazağın üzerinde, kırmızı hırkam vardı. Altımda dar bir siyah pantolon vardı. Bunlar benim kıyafetlerim değildi. "Ben üşümem de, bunlar kimin kıyafetleri ki?" diye sordum.

"Berçem getirdi." dedi. Beni hafifçe kenara çekip, arabanın arka kapısını açtı. Biraz sonra kapıyı kapatıp, elinde tuttuğu küçük battaniyeyi omuzlarıma bıraktı.

Tam arkamda dururken, "Battaniyeyle mi dolaşayım?" diye homurdandım.

Arkamdan eğilip, önü açık olan battaniyeyi birbirine doladı. Ani teması kalbimin hızla atmasına sebep olurken, saçlarıma küçük bir öpücük bıraktı. "Böyle daha iyi. Yeni uyandın." dedi.

Ben öylece dururken, bir elini omzuma attı ve beni iyice kendine doğru çekti. Yürümeye başlaması ile kendime gelip, ona eşlik ettim.

Bize doğru bakan, Mayıs ve Doğan'ın yanına doğru ilerledik. "Diğerleri nerede?" diye sordum. Mayıs, kafası ile arka tarafımı işaret edince, kafamı hafifçe çevirdim. Beste, Erkin, Okan ve Berçem bize doğru geliyordu.

Okan, "Burası olduğuna emin miyiz? Harita üzerinde geçmiyor. Ayrıca görünürde herhangi bir benzinlik yok." dedi.

Berçem, "Burası. Gördüğüm yer burasıydı. Birisine soralım." dedi. Bu sırada yanımıza gelmişlerdi.

Yan tarafımdan gelen ses ile bakışlarımı o tarafa doğru çevirdim. "Kayıp mı oldunuz gençler? Buralara kimse gelmez genelde."  Otuzlarında bir adam, bize doğru sesleniyordu.

Erkin, "Yolumuzun üzerindeydi. Acaba buralarda benzinlik var mı?" dedi.

Adam bir süre düşündükten sonra kafasını iki yana salladı. "Benim bildiğim kadarıyla yok. İsterseniz sizi muhtarın yanına götüreyim. Belki yakınlardaki bir benzinliği tarif eder size."

Kanlı Ay (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin