"Yalan Gerçekler"

7.3K 517 153
                                    

Dikkat, bu bölümde yaşanan kaos sıradan değildir. Bol miktarda finali anlatmaktadır. Ehehehe.

Hadi size tehditsiz okumalar...

🙃🔪🙃

M

ayıs'ın şaşkın bakışları, bir süre boyunca üzerimde dolandı. Konuşacağı sırada, gözleri arka tarafıma kaydı ve kaşları çatıldı. Bunun üzerine, omzumun üzerinden arkama baktım ve sarışın bir kadınla göz göze geldim.

Sol kaşımı kaldırarak, "Kime bakmıştınız?" diye sordum. Hemen dibimde duruyordu ve yakınlığı rahatsız ediciydi.

Memnuniyetsiz bakışları ile beni baştan aşağıya süzdü. Daha sonra ellerini platin saçlarından geçirerek, "Doğan yok mu?" diye sordu.

"Yok." Mayıs'ın konuşması ile önüme döndüm. Kadına bakıyordu. "Senin ne işin var burada?"

Kadın sonunda arkamdan çekilerek yanımda durdu. "Doğan'la konuşmam gerekiyor."

Mayıs sinirle büyük bir adım attı ve kadının tam karşısında durdu. "Ne yüzsüz bir şeysin sen ya?" Doğan, Mayıs'ın arkasında belirince gözlerimiz buluştu. Kaşlarını kaldırarak bana baktıktan sonra, Mayıs'a ve kadına baktı. "Defol git!"

Mayıs'ın bağırması üzerine Doğan, Mayıs'ın kolunu tuttu. Mayıs, Doğan'dan kurtularak kızı hafifçe itekledi. "Konuşacak bir şeyiniz yok sizin!" Kadın, yüzüne yerleştirdiği hain sırıtış ile Doğan'a bakıyordu ve bu, Mayıs'ı daha çok sinirlendiriyordu.

Kadının kim olduğunu bilmiyordum ama daha fazla ses çıkmasını önlemem gerekiyordu. Geç bir saatti ve insanların dikkatini çekmemeliydik. 

Kadına dönerek, "Daha fazla olay çıkmadan gider misiniz lütfen?" dedim. Kadın kıpırdamadan Doğan'a bakmaya devam ediyordu. Sinirle soluyarak Mayıs'ın elini tuttum ve onu eve soktum. Hâlâ kadına saydırıyordu ve kolumdan kurtulmaya çalışıyordu. 

Mayıs'ı salonda bırakarak ve bir yere ayrılmamasını tembih ederek tekrar kapıya yöneldim. Kadın ve Doğan arasındaki anlamsız bakışmayı bölerek, Doğan'ı içeriye çektim. Normalde olsa yerinden kıpırdatamazdım ama şaşırmışa benziyordu ve büyük ihtimalle, afalladığı için bana uymuştu. 

Kadına dönerek, "Hanımefendi, kimsiniz bilmiyorum ama lütfen gidin. Belli ki istenmiyorsunuz. Sorun çıkartmayın ve rica ediyorum, bir daha buraya gelmeyin." dedim. Bir şey söylemesine izin vermeyerek kapıyı suratına kapattım.

Arkamı dönünce, Doğan ile göz göze geldik. "Ben..." Devam etmeyerek sustu. Konuşmasını beklemedim ve Mayıs'ın yanına ilerledim. Salonun ışığını açınca, Mayıs'ın koltukta oturduğunu ve elleri ile yüzünü kapattığını gördüm.

Kafasını kaldırarak, doğrudan Doğan'a bakmaya başladı. Bir açıklama bekliyor gibiydi ama Doğan konuşmuyordu. Bu sessizliğin devam edeceğini anlayınca, "Önce bir sakin olalım." dedim. Mayıs, Doğan'a öldürücü bakışlar atmaya devam ediyordu. "Kim ki bu kadın?"

Mayıs sinirle gülerek, "Doğan anlatsın. Malum, bana da yalan söylediği için bilemiyorum tam olarak." dedi.

"Yalan söylemedim!"

"Kadın seni tanıyor!" Mayıs hızla ayağa kalktı. "Tanımadığını söylemiştin! O seni tanıyor ve sen onu tanımıyorsun, öyle mi?"

"Sakin." diyerek araya girdim. "Tek tek gidelim. Kim bu kadın?"

Mayıs sertçe nefesini verdi. "Gözlerimin önünde Doğan'ı öpen ve Doğan'ın açıklama olarak tanımıyorum dediği kadın." dedi.

Kaşlarım havalandı. Doğan'a dönünce gözlerimiz buluştu. "Ama kadın Doğan'ı tanıyor." dedim. Doğan dudaklarını dişleyerek gözlerini kaçırdı. Mayıs'ı sakinleştirmek için, "Belki de Doğan yalan söylemiyordur. Kadın tanıyor diye o da tanıyacak diye bir kural yok sonuçta." dedim.

Kanlı Ay (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now