"Şifa"

10.2K 844 146
                                    

Mucizeler olanaksızdı. Bu hayat benim kabusumdu ve ben, mucizelere inanmayı çok uzun süre önce bırakmıştım.

Küçükken, o odada annemin çığlıklarını duymamak için kulaklarımı kapatmak istiyordum. Bir mucize olmasını bekliyordum. Ellerimin çözülmesini ve kulaklarımı kapatabilmek için.

O gün, ilk defa satranç oynadığımda da bir mucize beklemiştim. Adını ilk defa duyduğum bir oyunu kazanmak istemiştim çünkü açtım.

Bünyem dayanamıyordu. O zamanlar çok küçüktüm ve bedenim fazla zayıftı. Yemeğe ihtiyacım vardı ve bu da gerçekleşmesi gereken bir mucize demekti.

Yetimhaneler güvenli olmaz mıydı? Yetim kalmış küçük çocukları sokaktaki tehlikelerden korumaz mıydı? Öyleyse ben neden bir gece yarısı yetimhaneden kaçıp, sokağa sığındığımda daha huzurlu hissetmiştim? Ama hayır, sokakta yaşayabilmem için de bir mucize olması gerekiyordu. Olmamıştı.

Mucizeler bana uğramıyordu. İmkansızlara ulaşmıştım ama mucizeler gerçekleşmiyordu.

Küçük bir bedenin bir hafta boyunca aç kalıp ölmemesi imkansız değil miydi? Hiç yüzme bilmemesine rağmen havuza atılmış ve en sonunda bilincini kaybetmiş bir çocuğun ölmemesi imkansız değil miydi?

Hayır, bunlar mucize değildi. Bunların hepsi imkansızdı ve ben yaşamıştım. Mucizeler beni rüyalara sürüklemeliydi. Her imkansızın sonunda, ben yeni bir kabusa uyanmıştım.

Ölmemiştim. Keşke ölseydim.

Bugün bir kere daha inanmıştım buna. Kabuslarımın bitmesini sağlayan, kalbimi ele geçiren adam ölüyordu.

Hayır, ölmüyordu.

Kalbinin durduğuna emindim. Onu öpmeden hemen önce son nefesini içine çekmişti. En azından ben öyle zannediyorum.

Gözümden akan damla, Eftal'in dudaklarında can bulduğunda, kader ilk defa bana gülümsemişti.

Bir mucize gerçekleşmişti. Elimin altındaki nabzı tekrar atmaya başlamıştı. Gözleri güçlükle aralanmıştı.

Ve kaderim, bana gülümsemişti.

Titreyen ellerimden bir tanesi, hâlen daha çıplak göğsünde iken, diğer elim dudaklarına ulaştı.

Yavaş bir şekilde elimi dudaklarında gezdirdim. Dudağına bulaşmış kanı sildim.

Ağlıyordum ama bu sefer canımın cansız kalacağı korkusuyla değil, canımın bana gülümsediği ve tekrar nefes aldığı için ağlıyordum.

Kaderim bana canlı bir şekilde baktığı için ağlıyordum. Kaderim yaşadığı için ağlıyordum.

Hayatımda ilk defa mutluluktan ağlıyordum.

"Eftal..." diye fısıldadım. Nefesim yüzüne değdiğinde, gülümsemesi genişledi. "Eftal, gitmedin. Beni bırakmadın." Gözümden akan yaşlar, hızlı bir şekilde çeneme ulaşırken, kafamı omzuna gömdüm.

Boynuna küçük bir öpücük kondurdum. Bir şey söylememiş ve hareket etmemiş olması vücuduma korku yayılmasına sebep olurken, hızlıca kafamı kaldırdım.

Gözleri dolu bir şekilde bana bakıyordu.

Benim sevgilimin gözleri doluydu.

Benim canımın göz yaşları dışarı çıkmak istiyordu.

Benim kaderim ağlamak üzereydi.

"Eftal..." diye mırıldandım. Göz altlarını öptüm. "Yapma..."

Kanlı Ay (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now