5|Düğün Günü.

7.8K 830 381
                                    

Bir şeyler için gün saymaya başlandığı zaman saatler günler gibi yavaş geçerdi ancak içerisine meşguliyet girdiğinde, zamanın nasıl geçtiği anlaşılmazdı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir şeyler için gün saymaya başlandığı zaman saatler günler gibi yavaş geçerdi ancak içerisine meşguliyet girdiğinde, zamanın nasıl geçtiği anlaşılmazdı. Jeongguk da üzerine ilk defa giydiği beyaz renkli bir kıyafet varken, sanki aynı sabaha deltasıyla birlikte uyandığı günde kalmış gibiydi.

O gün delta sabah işleri olsa da omegası uyanana kadar beklemiş ve birlikte güzel bir kahvaltı yapan ikili etkinlik alanında akşam üzerine kadar vakit geçirdikten sonra ayrılmışlardı. Jeongguk bahar havası yüzlerini okşarken deltayla bir göl kenarında kahvaltı etmekten çok hoşlanmıştı, gerçi omega doğduğundan beri deltasına görmeden hayranlık beslemişken aksi mümkün değildi.

Şimdi ise aynadan kendine bakıyorken 'İşte...' diyordu. 'Demek o gün geldi.'

Jeongguk üzerinde beyazın nasıl duracağını hep merak ederdi. Yaşadıkları dönemde sıradan omegalar bile birçok kurala tabi tutulurken baş omega olarak onun içtiği su bile kural üzerineydi. Baş Omega, evlenene kadar beyaz giyemez, belli hizmetliler dışında kimseyle temas edemezdi. Uzun süreli gözlerine bakmak bile idama sebep olabilirdi. Tüm bu baskılar altında yıllarını geçiren Jeongguk şimdi aynadan kendine bakıyor, alışık olmayarak beyaz ve teninin uyumunu inceliyordu.

Bu aynanın önünde yıllarını geçirmişti, ilk makyajını yaptığında yine bu aynaya tuhaf bakıyordu ve şimdi yine aynı bakışlar beyaz kıyafetiyle kendisindeydi.

Birkaç dakika önce odadaki herkes ayrılarak omegayı yalnız bırakmıştı. Jeongguk ise o andan itibaren düşüncelere bürünmüştü ancak ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Evlendiği için mutlu mu olmalıydı? Belki de artık bu saray görünümlü kafesten çıkacağı için sevinmeliydi ama deltanın onu daha kapalı bir kafese kapatmayacağı ne malumdu? Evet, deltayla vakit geçirdiğinde onun kötü birisi olmadığını görmüştü ancak bildiği bazı gerçekler de vardı ki, deltalar eşlerine çok sahiplenici davranırlardı. Tarihte deltanın saraya kapattığı ve kendisinden başka kimsenin görmediği omegalar mevcuttu. Jeongguk onlardan birisi olmak istemiyordu kesinlikle.

Kapısına birkaç kez vurulmuş ardından hafifçe aralanmıştı. Omega aynadan bakışlarını girişe çevirdiğinde tek arkadaşını görerek gülümsemiş ancak ondan tarafa dönmeyerek kendisine yaklaşmasını beklemişti.

"Her zamanki gibi kusursuz görünüyorsunuz, Prensim." dedi Jimin gülümseyerek. Jeongguk onun gülümserken kısılmış gözlerini gördüğünde kendisini çok daha iyi hissetmişti.

"Artık bir prens değilim."

Jimin ona iyice yaklaşarak kendisine dönmesini sağlayıp sıkıca sarılmıştı. "Evet, artık tüm dünyanın annesi sayılan baş omegasın."

Jeongguk, buna çok ihtiyacı olduğu için hiç reddetmeden kendisinden kısa olan arkadaşına sıkıca sarılmış, birkaç derin nefes alarak onun feromonlarını solumuştu. Hiç anne kokusu soluyamayan omega için bu koku, sakinleşmesi için yıllardır soluduğu kokuydu. Aldığı eğitimler onu çok zorladığında, yorgunluktan kemikleri sızladığında ve kendisini yalnız hissettiğinde sarılarak uykuya daldığı koku buydu.

Cherry Blossom|TaekookWhere stories live. Discover now