24|Eş.

4.5K 421 105
                                    

Yaşamın insanı nereye sürükleyeceği asla belli olmuyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yaşamın insanı nereye sürükleyeceği asla belli olmuyordu. Jeongguk bundan birkaç yıl öncesinde deltayla eşlendiğinde böylesine bir hayatı olacağını bilemezdi. Ona hep resmi sesleneceğini, istediği gibi dokunup öpemeyeceğini düşünüyordu. Belki eşi çok sert olacak, ne giydiğine nerede olduğuna hep karışacak ve doğru düzgün topluma karışmasına izin vermeyecekti. Bunların hepsi göze almak zorunda olduğu şeylerdi ve doğduğu andan itibaren ona işlenen korku ve saygıdan dolayı eşiyle kendi arasında hep bir kıdem farkı olacağını düşünmüştü.

Delta ile tanışmasının beklediğinden çok daha uzun sürmesi ise onu daha da korkutmuştu, hiç görmediği ve bilmediği birisiyle eşlenmek çok ürkütücü gelmişti ve ona asla alışamayacağını düşünmüştü. En azından onu bir kere görse biraz tanıdık hisseder, bazı şeyler daha kolay olur diyordu kendi kendine. Bir yandan da 'Beni hiç mi önemsemiyor da bunca yıl bir kez olsun görüşmeye gelmedi?' düşüncesi içini kemiriyordu.

Delta hakkındaki çoğu düşüncesi böylesine olumsuzken onu gördüğü ilk an, ona karşı nasıl tanıdık hissettiğini hatırlıyordu. Kurdu sanki sonunda evini bulmuş gibiydi ve heyecandan elleri ayakları titremişti. Balonun ortasında düşüp bayılabilirmiş gibiydi. Onu yalnızca yazdığı birkaç mektup kadar biliyor olsa da o an hiç de öyle gelmemişti.

Gece sonunda ise birlikte uyumak isteyen delta için her zaman bir bedenden ibaret olacağını düşünerek yeniden tüm duygularını olumsuzluğa sürüklemişti. Onca yıl bir kez olsun görmeye gelmeyen delta onu ilk kez gördüğü an yatağına girmeye çalışmıştı ve bu onu öylesine korkutmuştu ki, dehşete uğradığını hatırlayabiliyordu. Sonra ise gerçek deltayı, yani Taehyung'unu ilk kez gördü, kendisine çokça saygı duyan ve her kararında arkasında duran o adamı. O an anlayamasa da şimdi görebiliyordu ki Taehyung sadece doğumunda gördüğü omegaya bağlıydı ve ona saygı duyuyordu.

Jeongguk onu adım adım tanıdı, adım adım aşık oldu ve bu hiç de şaşırtıcı değildi. Taehyung herkesin isteyeceği o adamken ona aşık olmak hiç ama hiç zor da değildi üstelik. Yıkılmaz kurduna rağmen Jeongguk'a tanıdığı ayrıcalık ve alçakgönüllü oluşu onu her seferinde şaşırtmıştı. Başlarda inanamadığı için yaptığı onca hata, şimdi gözünde çocuksu görünüyordu.

Sonuç olarak Jeongguk gelmiş geçmiş en şanslı omegaydı. Bunu hamilelik sürecinde daha da iyi anlamıştı çünkü eşi tüm yükü onunla birlikte sırtlanıyor ve Jeongguk bir kez daha ne kadar doğru bir karar verdiğini görüyordu. Eşi, doğuracağı bebek için olabilecek en iyi baba adayıydı. Jeongguk'un doğduğu andan itibaren başka seçeneği olmamıştı ancak şimdi bunun kader olduğunu düşünüyordu. Jimin'in en başından savunduğu gibi, bu yalnızca ruh eşi olmalarından kaynaklanıyordu.

Gözleri kapalı bir şekilde uzandığı göğüste sakince saçları okşanıyorken midesindeki o delici yanma hissi bile hafifliyor gibiydi. Jeongguk eşinin kolları arasına sığındığında tüm dertleri geride kalıyordu zaten.

Cherry Blossom|TaekookWhere stories live. Discover now