Jeon Jeongguk, doğumundan itibaren yaşadıkları yüzyılın deltasına eş olmak için eğitilir. Ancak Delta Kim Taehyung, öğrendiği hiçbir şeyle bağdaşmaz.
omegaverse.
Historical/Kingdom
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jeongguk duş alıp deltasına sarılarak uyuduğu bir gecenin sabahına geçen bir hafta süreçteki gibi yalnız uyanmıştı. Gece yarısına kadar dışarıda kaldıktan sonra duş alıp uyumuşlardı ve erken kalkan Jeongguk bile öğleye doğru anca uyanmışken uyumayı sevdiğini bildiği deltasının çoktan işinin başına geçmiş olmasına üzülüyordu. Belki de kahvaltı dahi yapmamış, kahveyle geçiştirivermişti.
Dün yeterince yorulmuş olduğunu düşünüyordu bu yüzden bugün odasında kendisine vakit ayırmaya karar vermişti. Üstelik her ne kadar yorucu bir gün olsa da kendisine o kadar iyi gelmişti ki aynı zamanda sanki yeniden doğmuş gibi huzurlu hissediyordu. Enerjisi de gayet yerindeydi.
Tembelce uzandığı yataktan kalktığında önce yatağını bir güzel toplamış, daha sonra deltanın duş almış omegasının üşümemesi için kapattığı pencereleri yüzünde küçük bir tebessümle açmıştı. Aslında bunları yapacak birçok hizmetliye sahipti ancak en özelleri olan odalarına birilerinin girmesinden pek hoşlanmıyordu. Böyle küçük işleri deltası her ne kadar ona yapmamasını söylese de kendisi yapıyordu ve böylelikle sürekli etrafta dolaşan birilerini görmemiş oluyordu.
Ufak tefek işlerini ve kendi ihtiyaçlarını da giderdikten sonra üzerine uzun zamandır giydiği tiril tiril elbiseler yerine şık krem bir kumaş pantolon ve kendisini çok da yakmayacak hafif, beyaz bir gömlek giymişti. Uyandığını belirten zile dokunmadığı için de Jimin'in bugün biraz tembellik yaptığını biliyordu ve onun da biraz kendisine vakit ayırmasından hoşnuttu, bu yüzden hiçbir gocunma göstermeden saçlarını da kendisi yaptı. Bir tarafını arkaya yatırıp sabitlediği dalgalı saçlarının bir tarafı da yüzünün yanından dökülüyor, omegayı tam anlamı ile baş döndürücü gösteriyordu.
Aynadan hazır olduğunu görerek uzaklaşan Jeongguk en sonunda zile bastı, Jimin'in gelmesini beklerken odanın içerisindeki geniş balkona çıkarak ileriden görünen denize gözlerini dikti. Dün gece yanında olduğu deniz şu an ona alçak ve uzak görünüyordu ancak yine de buradan görünmesini seviyordu.
Kapı tıklatılarak açıldığında Jeongguk gülümseyerek arkadaşına döndü. Omeganın küçük gözleri şişmiş, saçlarını alelacele düzelttiği de belli oluyordu. Baş Omega onun bu haline kıkırdadı ve kendisine doğru gelmesini bekledi.
"Şu hale bak, Jimin. Kaç saattir uyuyorsun?"
Jimin küçük elleriyle gözlerini ovuşturarak hafifçe esnedi. "Dün gece geç geldiğinizi duyunca bugün geç uyanacağınızı tahmin etmiştim, ben de uyudum o yüzden. Ama galiba biraz fazla uyumuşum, kendimi çok uyuşuk hissediyorum."
Jeongguk onun bu haline gülerek başını iki yana salladı. "Neyse, bugün odada resim yapacağım. Sen de başa eşlik edebilir ya da bir duş alabilirsin."
Jimin bir duş alıp kendine gelmenin daha yararlı olacağına karar verdiğinde arkadaşına veda ederek odadan ayrıldı, yolda gördüğü bir hizmetliye atölyeden tuval ve boyaları Baş Omegaya götürmesini söyleyerek kendi odasına çekildiğinde, kimse olacakları kestirememişti.
