23|Kalp Atışı.

5.7K 556 218
                                    

(ben medyayı dinleyerek yazmıştım, siz de öyle okursanız daha iyi olur sanki?)

"Jeongguk... Neden sana ait olmayan bir kalp atışı duyuyorum?"

Deltanın cümlesinin ardından odada kısa bir sessizlik oluştu. Jeongguk eşiyle birlikte doğrulmuş onun kocaman açtığı gözlerine bakıyor ve dudağının bir kenarını gergin bir gülüşü gizlemek için ısırıyordu. Taehyung ellerini saçları arasına atarak yataktan sendeleyerek kalktı. Sersemlemiş hissediyordu, odada kendisi dışında kimsenin hissedemeyeceği bir kurt hissediyordu ve bunu fark etmesi o kadar uzun sürmüştü ki hala gerçekliğini kavrayamamıştı.

"Jeongguk..." dedi tekrardan. Eli ayağı dolanmış vaziyetteydi, odada bir ileri bir geri yürüyor, ara sıra aniden eşine dönerek onu ilk kez görüyormuş gibi inceliyordu. Omega ise ona hazmetmesi için zaman tanıyordu ancak bir yandan da ne diyeceğini o kadar düşlemiş olsa da unuttuğu için sessizdi. Eşinin tepkilerinden çıkarım yaparak ona göre konuşmak istiyordu ancak ister istemez gergindi. Aynı zamanda da eşinin bu haline gülmek istiyordu çünkü bu halini biraz sevimli bulmuştu.

En sonunda olaya el atması gerektiğini düşünerek bir elini eşine uzatıp onu yatağa çekti. Üç ayda oldukça uzamış saçlarını yüzünden geriye attı ve alnını onun alnına yasladı. Gözleri kapalıydı ve delta da onu taklit ederek kapamıştı. Uzun uzun nefeslenerek sakinleşmeye çalışıyor ve bu sırada sıcak nefesleri de omeganın kirpiklerini okşuyordu.

Jeongguk yan yana yatağa yaslı olan ellerini birleştirerek karnına doğru götürdü. Henüz ufacık bir çıkıntı zar zor hissediliyordu, yine de Jeongguk eşinin bebeğini hissedebilecek tek kişi olduğunu biliyordu. "Taehyung, ben hamileyim." diye fısıldadı eşinin yüzüne doğru. Kavradığı elden alnına yaslı alına kadar eşinin titrediğini net bir şekilde hissetti. "Bu sefer gerçekten."

Taehyung eşinin karnı üzerinde duran elini ne hareket ettirdi ne de geriye çekti. Yalnızca öylece orada bıraktı. Duygu yoğunluğundan ne yapacağını bilemiyordu. Omegası her ne kadar ters bir tepki vermiyor olsa da bunun ne kadar onun hoşuna gittiğini bilmiyordu. Aynı zamanda bebek artık kendisinin hissedebileceği kadar büyümüştü ve kurdu dahi oluşmuştu, kalbi atıyordu. Bu saatten sonra Jeongguk'un da yapabileceği bir şey yoktu ve bu demek oluyordu ki istemese bile bir bebekleri olacaktı.

Yutkundu önce. Her bir hareketini özenle seçmeli ve eşini de baskıda bırakmamalıydı. "Bu nasıl oldu?" diye sordu sakince. Hekimden Jeongguk için en etkili ilaçları istemişlerdi, koruyuculuğu yüzde yüz olmasa da önemli ölçüde etkiliydi ve eşinin onları aldığına defalarca tanık olmuştu. Zaten zamanlamaya göre de bu bebek küçük tatilleri zamanında olmuş olmalıydı.

"Ben..." dedi Jeongguk titreyen sesiyle. "Tatildeyken ilaçlarımı kullanmadım." Söyledikleriyle eşi derin bir nefes almıştı. "Nasıl yani?" diye sordu sonrasında. Hala olaya temkinli yaklaştığını fark edebiliyordu Jeongguk. Bu konu onlar için normalden kat kat daha hassastı. Üzerinden 1 yıla yakın zaman geçmiş olsa da taze sayılırdı.

"Çünkü düşündüm ki... Artık hazırım, yani hazırız. Kendimi geliştirdim, saygı duyulan bir Baş Omega oldum, sana söz verdiğim gibi. Artık kendimi bir bebeği büyütebilecek kadar olgun hissediyorum. Sen ise hep hazırdın, beni sabırla beklediğin için teşekkür ederim. Sana sürpriz yapmak istedim ve haberi birlikte almak güzel olur diye düşündüm ama işler istediğim gibi gitmedi. Yine de... O artık senin hissedebileceğin kadar büyüdü. Yani demem o ki..." Sözleri dudaklarına bastırılan ıslak dudaklarla kesildi. Jeongguk başta onun dudaklarını yaladığını düşünmüştü ancak hayır, bu tuzlu bir göz yaşı ıslaklığıydı.

"Taehyung?" derken eşinden hızla ayrıldı ve kapalı gözlerini aralayarak deltanın ıslak kirpiklerine baktı. "Sevgilim neden ağlıyorsun? Mutlu olmadın mı?"

Cherry Blossom|TaekookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora