DUHÂ

Bölüm 13 - Part 1

Bölüm 13 - Part 1

Murathan aklıma gelince yüzümde istemsizce bir gülümseme oluştu, yarın fırsatını bulunca arasam iyi olacaktı. Neredeyse bir haftadır aramıyor serseri, sadece o değil diğer serserilerden de ses soluk çıkmıyordu. Murathan'ın hayat hikayesini öğrendikten sonra, evlerini temizlemiş, faturalarını ödemiş ve dolaplarını bir güzel doldurmuştum. İyi bir eğitim alabilmesi içinde o zamanlar çok tercihe edilen adını duyurmuş bir okula hem onu hem de diğer iki kardeşini yazdırmıştım. Hem ev ile hem de evde kalan 4 ve 5 yaşlarındaki kardeşleri ile ilgilenmesi için bir bayan ayarlamıştık. Sık sık onları ziyaret etmiş, çoğunlukla evimizde ağırlamıştık. Annesinin davasına ise o zaman teyzem ilgilenmişti. Güvendiği ve kurt olan bir avukat ile görüşüp konuşup, davayı alması için anlaşmıştı. Kısa sürede hem babasının hem de annesinin katilleri tutuklanmış ve küçüklerden tazminat almıştı. O tazminat anne ve babalarını geri getirmese de onların mezarlarını yaptırmışlar, arta kalanı ise kullanmak istemişlerdi. Ama ben kullandırmayarak, yatırım yapmıştım o para ile. Çünkü ileride onlara lazım olacaktı, bu yüzden kendi paralarını katlanarak kullanmaları daha mantıklıydı.

"Teklifin çok güzel, bende yapmak isterim ama ne yazık ki o kadar donanımlı ve paraya sahip değilim. Lobicilik yapabilmek için ya da baskı gruplarından biri olabilmek için bağlantılarının olması, piyasada sana güvenin olması şart. Ne yazık ki birçok kesim beni tanısa da bana güveneceklerini sanmıyorum, bu yüzden de bağlantım olamaz onlarla. Ancak onların güvenlerini kazanıp, onlara lider olabilirsem bağlantım artar. Bunun için uğraşıyor muyum? Kesinlikle, piyasada güven kazanmak, çevre edinmek ve bağlantılarımı artırmak için elimden gelenleri yapıyorum." dedikten sonra bardağıma su doldurup bir yudum aldıktan sonra devam ettim gözlerimi ona çevirerek.

"Gerekli riskleri alıyorum, tutacağına inandığım yatırımları yapıyorum ve her sektöre girmeye çalışacağım. Eğer bir sektöre hakim olursan kral sensin ve o sektörde de güven kazanırsan sırtın yere gelmez. Tuna ve Furkan'ın otellerine ortak olmamın bir diğer nedeni de. Her ne kadar Tuna'yı rahatsız etmek istesem de, asıl nedenlerden birisi de bağlantı kurmak ve sektör genişletmek. Birçok turizm şirketi ve otel sahipleri mevcut farkındayım ama hepsinin bir karanlık yüzü var, kimileri fuhuş yaptırıyor, kimileri hap satıyor kimileri ise tefecilerle çalışıyor. Tuna ve Furkan'ın sicili ise kesinlikle temiz olduğu için onları seçtim, onlar bugüne kadar temiz bir şekilde ve piyasanın güvenini kazanarak geldiler. İhalelerine fesat karıştırmadılar, piyasaya ters düşecek, insanların güvenini kaybedecek göze batan hiçbir olumsuzluk yok. İşte tüm bunlar benim onları seçme sebebim." dedim aslında diğer bir nedeni de açıklarken. Evet Tuna'yı sinir etmek, intikam almak istemiştim ama en büyük nedenlerde Akçın'a saydığım sebeplerdi. Yatırım her yere, herkese yapılırdı evet ama piyasada adını duyurmak, güven kazanmak hele de kurtların sofrasında benim gibi yeni yetme olan biri için kolay değildi.

İnsanlar piyasada kimin ne olduğunu çok iyi biliyordu, kurtlar sofrasında bir kuzu olarak başka bir kurdun eline düşseydim eğer beni kuzu şiş yapıp yiyeceğine adım gibi eminim. Çünkü yatırım yapmak için araştırma yaparken, birçok firma ile ilgili duyduklarım hiç iyi şeyler değildi. Tüm bunları ben biliyorsam, elbette diğerleri de biliyordu. İtibarımı zedelememek ve güven kazanmak için ise sicil ve adı temiz olan, piyasada forsu olan bir yer benim için iyiydi. Aslında dün akşam yapılan o organizasyonda da ortaya çıkmama nedenim buydu, Andıç bana yerimde kalmamı söylemişti. Bunun nedenini dün akşam anlayamasam da bugün kendi gözlerimle görmüş oldum, duyumlar onun kulağına gitmişti. İmajı zedelenen bir marka ile anılmamdansa, imajı düzelen bir marka ile anılmam daha iyiydi. Bana düşen ise öncelikle zedelenen imajı toparlamaktı.